Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'i ziyaret ederek Meclis'e sunulan "Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı konusunda Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun raporunu sundu. Gerçeker'in dün ilk durağı TBMM Başkanlığı oldu. Burada 40 dakika kadar süren görüşmeden sonra Gerçeker Çankaya'ya çıktı. Gül'ün Gerçeker'i kabulü de bir saat sürdü. Gerçeker, gazetecilere yaptığı açıklamada, görüşme talebinin kendilerinden geldiğini söyledi. Gerçeker, bir gazetecinin "Yargıtay ve Danıştay tasarısı da Başbakanlığa sunuldu ama Bakanlar Kurulu'nun da gündemine alınmak için bekleniyor. Size bu konuda görüş soruldu mu'' demesi üzerine "'Bilemiyorum, bizim herhangi bir haberimiz yok. Bize bilgi verilmedi, onun için bir şey söyleme durumunda değilim'' yanıtını verdi. Gerçeker, "Anamuhalefetin düzenlemeyi Anayasa Mahkemesine götüreceğini açıkladığının'' belirtilmesi üzerine de "Bilemiyorum, şu anda pek bir şey söylemeyelim, daha sonra görüşürüz'' dedi. Meclis'te soruları yanıtlayan Mehmet Ali Şahin de Hasan Gerçeker'in sunduğu dosyayı Meclis Anayasa Komisyonu'na havale edeceğini söyledi. Şahin, "Tahliyeler konusunda Yargıtay'ın idari önlemler alabileceğini söylemiştiniz. Konu gündeme geldi mi?" sorusuna "Tahliyelerin arka planı da anlatıldı. Komisyon değerlendirecektir" karşılığını verdi.
Gerekçeler ve iki soru
Yargıtay Başkanı Gerçeker'in dün sunduğu 12 sayfalık raporda tasarıya karşı çıkılan gerekçeler özetle şöyle:
Yargı sistemi dört dereceli hale getirilmiş olacak. Vatandaşlar yıllarca sürecek yargılamayla karşılaşacak.
Hüküm kesinleştikten sonra davanın tekrar yargı önüne getirilmesi, çekişmelere, istikrarsızlığa neden olur.
Bireysel başvuru talebi üzerine mahkeme kararının Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi adalete olan güveni ortadan kaldıracaktır.
Bu gerçekte işlemeyecek, insanın haklarını kısa sürede elde etmelerini sağlamayacak bir sistemdir.
Hâkim sınıfından olmayan kişilerin çoğunlukta bulunmadığı Anayasa Mahkemesi'nin mahkeme kararlarını denetlemesi uygun değildir.
Konunun uzmanı olmayan hatta hukukçu bile olmayanların, uzman kişilerden oluşan kurullarca verilen kararları denetlemesi hukuk için sakıncalıdır.
Tasarı ile gerçekte hukuk devletine katkı mı yoksa Anayasa Mahkemesi'nin üyelerine mali ayrıcalıklar tanınması, başkanının yetkilerinin arttırılması ve diğer yüksek mahkemeler karşısında üstünlüğünün sağlanması mı amaçlanmaktadır?
Mahkeme üyelerinin yapacakları yemin metninden "Türk milleti" ibaresinin çıkarılmasının gerekçesi nedir? Haklı gerekçesi varsa bu açıklanmalıdır.