Çelik, seçim çalışmaları kapsamında bulunduğu Şanlıurfa'da, Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliğinin üyeleriyle bir araya geldi.
Konuşmasında, sosyal güvenlik konusunda AK Parti hükümeti döneminde önemli adımların atıldığını ifade eden Bakan Çelik, daha önce Bağ-Kur'lu bir esnafın hastalandığında sağlık güvencesinden yararlanması için 8 ay, 240 gün beklemesi gerektiğini anımsattı. Çelik, ''241'inci gün hastalanman gerekiyordu. Böyle bir düzenleme vardı. Kamu çalışanına bakıyorsun, bugün memur olmuş, sabaha doktora gidiyor. Bu çelişkiler insana bakışı ve çifte standardı, ayrımcılığı ortaya koyuyordu. 240 gün esnafa, 90 gün işçiye reva görülmüştü. Ama kamu çalışanı farklı bir statüde... Bunların tümünü kaldırdık ve çöpe attık.''
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken ise her şeyin arzu edilen seviyede gelişip ve değiştiğinde, esnaf ve sanatkarın da bundan pay alacağını dile getirdi.
ŞANLIURFASPOR ZİYARETİ
Bakan Çelik, oda ziyaretinin ardından Şanlıurfaspor tesislerine geçerek, kulüp başkanı Kemal Saraçoğlu ve diğer yöneticilerle görüştü.
Kemal Saraçoğlu, Şanlıurfaspor'un yeni tesisleri hakkında Bakan Çelik'e bilgi vererek, destek istedi. Faruk Çelik de Şanlıurfaspor için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
Ziyarette Bakan Çelik'e 63 sırt numaralı üzerinde ''Faruk Çelik'' yazan bir forma hediye eden Kemal Saraçoğlu, Süper Lig'e çıkmaları ve Bursaspor-Şanlıurfaspor maçının oynanması halinde maçı birlikte izleme temennisinde bulundu. Saraçoğlu, ayrıca yönetim kurulu olarak Bakan Çelik'i ''onursal başkan'' ilan ettiklerini kaydetti.
''KENAN EVREN'İN İFADESİ''
Ziyaretin ardından bir gazetecinin, 12 Eylül askeri müdahalesine ilişkin ifadesine başvurulan Kenan Evren'in basına yansıyan ''pişman değilim, bugün olsa yine yaparım'' şeklindeki sözlerini nasıl karşıladığını sorması üzerine Bakan Çelik, şunları kaydetti:
''Ben hayretle karşılıyorum. Biz biliyorduk ki 'kendileri ihtilal yaptılar.' Bu ifadeleri, ihtilalleri başkalarının planladığı, yaptığı... Bunların da konumlarının çok farklı olduğu, anlamı ortaya çıkıyor. Ki bu çok daha üzüntü verici bir tablo. Başka yerde planlanan ve onun burada uygulayıcıları olarak, bu komutanların bugün bu şekilde sahneye çıkmaları, son derece daha ürkütücü bir durum oluşturuyor. Bu olup biten hadiselere baktığınız zaman, ihtilal sürecini doğuran nedenleri, aslında bir başka ihtilali tetiklediğini de görmek gerekiyor. Siz 60'ta darbe yapacaksınız, 71'de muhtıra vereceksiniz, ondan sonra 80 yılı ihtilalinin 'şartları oluşturduğu için ihtilal yaptık' diyeceksiniz. Ben bu konuşmasından ihtilali yapmadıklarını, yapanların talimatını yerine getirdikleri izlenimi alıyorum. İkincisi geçmişteki antidemokratik tutumlar, bu sosyal, çatışmacı yapıyı oluşturmuştur. Bunu da kendilerine haklı gerekçe olarak göstermeleri son derece yanlıştır. Hiçbir şekilde izahı söz konusu değildir. Çare Türkiye'nin demokratikleşmesidir, demokratik bir ortamda, bunlar hiç konuşulmaz, bu ve benzer sosyal hadiseler de yaşanmaz. Temelinden sakat bir yaklaşımdır.''
Gazetecinin ''Pişman değilim lafını nasıl karşılıyorsunuz'' diyerek sorusunu tekrarlaması üzerine Çelik, ''Ya gerçekleri bilmiyor veyahut da yaptıkları büyük yanlışın, Türk milletinin önünü tıkamaya dönük yanlışa kılıf uydurmaya çalışıyor'' dedi.
