TBMM Başkanı Cemil Çiçek, terör konusunun 17 Ekim'den önce Meclis gündemine gelebileceğini belirterek, "Gönül arzu ediyor ki bu çok önemli bir müzakere olsun. Terör meselesini 1/1.000.000 ölçeğinde değil de 1/1.000 ölçeğine indirerek konuşabilsek. Alınan tedbirlerin sonuçlarını da iyi değerlendirerek, daha birlikte bir çözüm çabası içine girilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi. Çiçek, "Keşke partiler olarak ortak noktaları bulabilsek. Belki o zaman alınan veya alınacak tedbirler her hükümet bu beladan kurtulmak için çok ciddi tedbirler aldı. Hatta yeri geldi faydası olacak diye Türkiye uzun süre olağanüstü yönetim şekilleriyle yönetildi" diyerek geçmiş uygulamalara göndermede bulundu.
NTV'ye açıklamalarda bulunan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'nin terörle çok uzun süredir uğraştığını belirterek, "Maalesef, bir terör konusunu bu kadar zamandır yaşamış olmamıza rağmen bütün boyutlarıyla değerlendirme yönünde birçok bir şeyimiz olmadı. Biz meydana gelen olayların güvenlik boyutu ve yüreğimizi yakan acıları üzerinde durduk. 20 sene önce sorulması gereken sorular ilk defa soruluyormuş gibi biz cevaplıyoruz ya da ilk defa bu iller bugün çıkmış gibi bir değerlendirme yapılıyor" dedi.
KAMPLAŞMALAR TERÖRE HİZMET EDİYOR
Bir taraftan insanların ülkenin birliği için hayatını kaybettiğini öbür tarafta da siyasi tartışmalar, kamplaşmalar olduğunu ifade eden Çiçek, bu durumun teröre hizmet ettiğini söyledi. Tüm dünyada terörün terör bir devlet sorunu olduğunu belirten Çiçek, 25-30 yıldır geriye dönük tartışmalara bakıldığında işin devlet sorunu olarak görülmediğini ifade etti.
TERÖRÜN DIŞ BOYUTU KAMUOYU TARAFINDAN YETERİNCE BİLİNMİYOR
Milli mesele söz konusu olduğunda da partiler üstü algılanması gerektiğini söyleyen Çiçek, partiler arası bir mesele gibi kabul edildiğinde terörün siyasi tartışmaların konusu olduğunu vurguladı. Çiçek, terör konusuna parti menfaati değil millet açısından bakmak gerektiğini ifade etti. İstihbarat zafiyeti ve sabotaj iddialarını anımsatılması üzerine Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'nin en temel sıkıntılarından birisi her konuyu konuşuyoruz ama sonlandırmadan başka gündeme geçiyoruz. Genellikle bu tartışmalar suçlama üslubu içinde yapılıyor. Bu tartışmaların sonucunda gerekli dersleri çıkararak bir sonuca varmamız gerekir... Dış boyutu kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir konudan bahsediyoruz."
Çiçek, terörün dış boyutunun içerdekinden çok daha önemli olduğunu belirterek, "Bugün terörün çözümünde bu boyutu göz ardı ederek bu olguyu anlamak mümkün değildir. Vatandaşımızın söyle bir algısı var; "Türkiye'nin güçlü bir ordusu var, sayısı 3-5 binin üstesinden gelinemiyor' sorusunu soruyor. Bir endişe kararsızlık ortaya çıkılıyor" dedi.
YERİ GELDİ UZUN SÜRE OLAĞANÜSTÜ YÖNETİM ŞEKİLLERİYLE YÖNETİLDİ...
Terör meselesinde kimin ne düşüncesi varsa ne fikri varsa bunları ortaya koyması gerektiğini sözlerine ekleyen Çiçek, tüm görüşlerden istifade edilmesinin önemine dikkat çekti. Çiçek, "Meclis açılınca zannediyorum bilgiye dayalı söylemiyorum ilk görüşeceği konulardan birisi husus ötesi operasyonlara yetki veren teskere konuşulacaktır. Hükümet zannediyorum bunun bir yıl daha uzatılması için talepte bulunabilecektir. Olaylar şiddetini devam ettiriyor. Gönül arzu ediyor ki bu çok önemli bir müzakere olsun. Terör meselesini 1/1 milyon ölçeğinde değil de 1/ bin ölçeğine indirerek konuşabilsek. Alınan tedbirlerin sonuçlarını da iyi değerlendirerek, daha birlikte bir çözüm çabası içine girilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla 17 Ekim'den evvel bu tezkere Meclis gündeminde yer alacak... Tüm partilerimiz orada genel söylemler yerine dese ki, bu terör olaylarını asgariye indirmenin yolu bana göre şu şu şu. Bir başkası dese ki bana göre de 12-15 tedbir vesaire. Ortak noktaları bulabilsek. Belki o zaman alınan veya alınacak tedbirler her hükümet bu beladan kurtulmak için çok ciddi tedbirler aldı. Hatta yeri geldi faydası olacak diye Türkiye uzun süre olağanüstü yönetim şekilleriyle yönetildi" değerlendirmesinde buldu.
BENİ TARTIŞIRSANIZ NE GEÇECEK ELİNİZE?
Meclis Başkanı Çiçek, teröre karşı milli mutabakat çağrısının ardından yaşananlarla ilgili sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bir alışkanlığı konuya değil konuşana bakarlar. Ben tartışılırım, tartışılmaz değilim ama yürek yakan olay olmaya devam ediyor. Beni tartışırsanız ne geçecek elinize? Dedim ki burada tutanaktan okuyayım; başka ülkelerde buna benzer durumlar olduğunda bir mutabakat metni imzalamışlar. Neye nasıl baktıkları tespitler vesaireler konusuyla ilgili olarak bende buradan size dağıtacağım. Hiç gerek yoktur, lüzumsuzdur, nereden çıktı, saçma sapan d'hil her türlü niteleme yapılabilir. Ama iyi niyetle yapılmış bir çabadır buna eksik diyen, yanlış diyen, zamanı mıydı diyenler varsa bunlar olabilecektir. O zaman herkesin söylediklerinde doğrular olabilir ama bunlardan bir büyük resmi çıkarmamız lazım. Hiçbir partiyi, hiçbir hükümeti nitekim onu da arada söyledim bir eleştirel yaklaşım değil arka arkaya gelen cenazeler sebebiyle vatandaş diyor ki; geliyorsunuz acımızı paylaşıyorsunuz, burada böyle bir partiler üstü olması gereken bir sorunu bir araya gelin birlikte bir çözüm bulun."
BU KADAR SENE TERÖRLE UĞRAŞILMIŞ BİLİMSEL BİR ARAŞTIRMA BİLE YOK
Çiçek, etnik, bölücü, ayrılıkçı terörle neredeyse 30 yıldır uğraşıldığını anımsatırken terör konusunda bilimsel temelleri üzerinde yapılmış bir araştırma bulunmadığına dikkat çekti. Meclis Başkanı, "Şu an 48 araştırma var. Bu araştırmaların önemli bir kısmı polis akademisinin ve Genelkurmayın. Şimdi bir üniversitemizde bir faaliyet başladı. Üniversitelerimizde terör enstitüsü diye bir enstitü bile yok. Yani sadece güvenlik güçlerimizin uğraştığı bir sorun olarak mütalaa edilir işin bilimsel başka boyutları üzerinde doğru dürüst durulamadıysa bu geriye dönük bir tespittir" diye konuştu.
VALİLERİMİZ PLAKET YAĞCILIĞINI BIRAKSIN
Afyonkarahisar'daki patlamanın ardından Vali İrfan Balkanlıoğlu'nun Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e hediye vermesine yönelik tartışılmaların anımsatılması üçerine Çiçek, vailiklerin plaket yağcılığını bırakmasını isteyerek, sözlerine şöyle devam etti:
"O geride kaldı ve hoş olmadığında herkes söyledi. O geride kaldı bundan sonrakiler için ders olsun. Şu valilerimiz plaket yağcılığını bir bırakıverse. Türkiye'de yüzde yüz kapasiteyle çalışan sektör plaket sektörüdür. Her gittiğiniz yerde verirler. Benim evimde plaket koyacak yer kalmadı. Çuvallar dolusu var. Kimin malını kime hediye ediyoruz deyip bu işe noktayı koysak bu tür sıkıntılarda yaşanmaz. Belediye başkanlığı döneminde canım çıkmıştır, Yozgat'ın bir başından bir başına 300 kilometre karşıla. Ne olacak yani bana plaket verilince? Bunun anı olacak bir yanı yok, biz o vilayete 50 defa gitmişizdir. Onun için o olumsuzluktan bir ders çıkarıp bu plaket faslını valilerimiz kaldırıversin."
DOKUNULMAZLIK HASSAS BİR KONU
PKK'lı teröristlerle BDP'li milletvekillerinin kucaklaşması sonrasında gündeme gelen dokunulmazlık konusunun anımsatılması üzerine Çiçek, BDP'li milletvekilleriyle olay sonrasında görüşmediğini belirterek, dokunulmazlık konusunun önemli ve hassas bir konu olduğunu ifade etti. Meclis'te şu ana karda 770 civarında dokunulmazlık dosyası bulunduğunu hatırlatan Çiçek, Dokunulmazlığın kaldırılıp kaldırılmamasının hukuki bir işlem olmadığını, siyasi bir karar olduğunu kaydetti. Çiçek, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda "Yargı diyor ki, "dokunulmazlığın kaldırılmasının istendiği suçlar açısından bakın, bunu Meclis'te değerlendirin. Kaldırırsanız ben buna devam edeceğim, kaldırmazsanız kenara alacağım, zaman aşımı da işlemiyor milletvekilliği bittikten sonra kaldığı yerden devam edeceğiz.' Gelecekle ilgili ya da bir makamın yerine kendimi koyarak bir şey söylemek çok doğru olmaz. Meclis Başkanı olarak Meclis iradesinin yerine Cemil Çiçek iradesini koyarak bir açıklama yapmak benim çok siyaset üslubuma da uygun düşmüyor. İkincisi bu doğmadık çocuğa elbise biçmek gibi bir şey. Belli milletvekillerinin o karşılaşmaları sebebiyle geldi bu gündeme. Bunun doğru olmadığını hoş olmadığını ben söyledim. Bizler milletvekiliyiz nerede bulunacağımıza nerede oturup kalkmamız gerektiğine dikkat etmemiz gerekiyor, toplum önünde sorumluluk taşıyan insanlarız. Kaldı ki uluslararası hukuk açısından bir sürü sakıncaları olan bir şey. Ben benzer bir şeyi bundan üç sene evvel söylediğimde bana söylenmedik laf kalmamıştı. Şimdi ben "günaydın' diyorum o kişilere. Uluslararası hukukta, AİHM kararlarında net ve açık; "terörü desteklemek değil, telin etmemeyi bile demokratik ilkelerle bile AİHS ile bağdaştırmıyor.' Ama şimdi onun üzerinden bir dosya da bize gelmedi daha. Geldiği zaman benim yapacağım iş bunu ilgili komisyona havale etmektir, orada buna partiler karar verecek ve bundan sonraki safhası Genel Kurul."
BAŞARAMAZSAK ANAYASA 30 YIL DAHA YÜRÜRLÜKTE KALIR
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun 4 siyasi partinin kararıyla kurulduğunu anımsatan Çiçek, şu ana kadar hiç bir siyasi partinin bu komisyondan çekileceğini ifade etmediğini kaydetti. Komisyonun çalışmalarını sürdüreceğini, söz verdiklerini, bu atmosferin bir daha bulunamayacağını ifade eden Çiçek, "Toplumun her kesiminin şik'yet ettiği bu anayasa aksi halde 30 yıl daha yürürlükte kalmaya devam eder. Hem tartışacağı kötü diyeceğiz hem de kötüyle memleketi yönetmeye devam edeceğiz" dedi. Başbakan Erdoğan'ın BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda yargıya müdahale anlamına geldiği iddia edilen açıklamalarının anımsatılması üzerine Çiçek, "Konuşma, belli bir konuşma üzerinden değil de spontene üzerinden yapılıyorsa, kavramlar kelimeler tam yerine oturmayabilir. Yargıya talimat mevzuat açısından uygun olmayan bir husus" dedi.