Hatay Reyhanlı'da 49 kişinin yaşamını yitirdiği kanlı saldırının yeni detayları ortaya çıktı. Saldırının 15 kişi tarafından planlandığı ve gerçekleştirildiği belirlendi. Olayı organize eden ve şahısları yönlendiren üç kilit ismin bulunduğu belirlendi. Şüphelilerin Yusuf B., Nasır E. ve Temir D. olduğu anlaşıldı. Polisin bombalı saldırıyı esas organize eden bu 3 ismin peşinde olduğu öğrenildi. İşi Suriye tarafından organize eden ismin ise Mihraç Ural ve Hacı kod isimli bir kişiyle irtibat halindeki kişinin de N. soyadlı bir başka Yusuf olduğu tespit edildi. Yusuf N.'nin bu isimlerden harcamalar için 5 milyon Suriye Lirası (110 bin TL) aldığı belirlendi. Bombalar Mehmet G. ve Temir D. tarafından patlatıldı.
İŞTE OLAYIN DETAYLARI
İddialara göre saldırının ilk planları, 4 ay kadar önce gerçekleşti. Buna göre bu planlar Ocak ayı başında Yayladağı'ndan Suriye'ye geçen ve bir ay sonra Türkiye'ye giren ve bir daha çıkış yapmayan Yusuf B. tarafından gerçekleşti. Şüpheliler eylem için araç ve şoför teminine girişti. Hatay'da birkaç kişiyle Reyhanlı'da eylemde kullanılan araçları kullanılabilecek kişilerle görüştü. İstihbarat birimlerinin tespitine göre bombalar Mihraç Ural ve Hacı kod isimli bir kişinin talimatıyla Yusuf N.'nin organizesinde, Lazkiye'den deniz yoluyla Hatay'dan Türkiye'ye sokuldu.
KONYA'DA DA KEŞİF
Aranan kilit zanlılardan Nasır E. kentte bombalar için boş depo ayarladı. Bombaların sokulmasının ardından bu kez eylemi Temir D. ile gerçekleştirdiği iddia edilen Mehmet G. olayda kullanılan araçları temin etti. Araçlara çok sayıda dolandırıcılık olayından sabıkası bulunan kaportacı Mehmet G. tarafından zula yapıldı. Şüphelilerden Ankara'ya keşif için gelen Ahmet M.'nin olayın esas organizatörlerinden Yusuf B. ile yaklaşık 4 ay önce tanıştığı belirlendi. Ahmet M.'nin Yusuf B. ile birlikte olaydan bir süre önce Hatay'dan yola çıktığı, Konya'da bir caminin etrafında fotoğraf çektirdikleri anlaşıldı. İki şüphelinin bir beyaz transitle Ankara'ya gelerek Kocatepe Camisi çevresinde de fotoğraf çektikleri ve aynı gün Hatay'a döndükleri belirlendi. İki şüphelinin bir otomobille Ankara'dan döndükten sonra kiraladıkları başka bir araçla Yayladağı'na Arapça konuşan birini bıraktıkları saptandı. Ardından iki şüpheli kısa süre sonra Ankara ve Gaziantep'te transit marka araç alımı için galericileri gezdi. Ancak şüpheliler araçları pahalı olduğu için alamadı. Bombalama öncesi Ankara'ya Kocatepe eylemi keşfi için gelen isimlerin ise Ahmet M.'nin yanı sıra yabancı uyruklu Muhammed D.K., Doğan Ö. olduğu belirlendi.
ZANLILARIN ROLÜ
Olaya ilişkin Mehmet K., Ahmet M., Ahmet A., Mehmet G., Alaattin K., İhsan K., İskender Ş., Fikret N., Nasrettin H., gözaltına alındı. Şahıslara yönelik suçlamalara göre Nasrettin H., köyde bombalı araçların saklanmasına yardımcı oldu. İskender Ş. olayın organizatörlerinden Nasır E.'yi Suriye'ye götürüp oradan getirdi. İhsan K. olayın organizatörü Nasır E.ve diğer şahıslara GSM hattı ve telefon temin etti. Alaattin K.'nın eylemcilerin boş depo bulmasına yardımcı oldu. Yine iddialara göre gözaltında olan Ahmet M. Ankara'ya 4 Mayıs tarihinde olayın şüphelilerinden Yusuf B. ile birlikte geldi. Ahmet K. Nasır E. ile bağlantılı olduğu bombalı araçları götürecek şoförlerin teminini sağladı. Mehmet G. ise patlayan araçlardaki zula bölümlerini yapmak suçlamasıyla yakalandı.
PATLAMA SONRASI YEMEK
Şüphelilerin patlamadan 5 gün önce Hyundai marka araçla bu kez Reyhanlı'ya gittikleri bir tur atıp hiçbir yere uğramadan il merkezine döndükleri anlaşıldı. Yusuf B.'nin saldırı sonrası işbirlikçilerle bir restorantta buluşup yemek yediği anlaşıldı. Şüphelinin çevresine yurtdışına çıkacağını söylediği öğrenildi. Şüphelilerin olay sonrası Suriye'ye kaçtığı da değerlendiriliyor.
380 KEZ GİRİŞ ÇIKIŞ YAPMIŞ
Bombalı saldırıda kullanılan 06 .. ... plakalı aracın 24 Nisan tarihinde M. T. üzerinden olay şüphelisi aranan Mehmet G. adına kaydının yapıldığı aracın 4 Mayıs tarihinde Ankara'ya geldiği öğrenildi. 31 ... .. plakalı diğer aracın da aynı gün aynı noterden Mehmet G. adına tescil edildiği öğrenildi. Şüphelilerden Nasır E.'nin organize suç örgütleri ile irtibatının yanı sıra Acilciler grubu üyeleriyle yakın temasının olduğu belirlendi. Saldırının Suriye ayağını organize ettiği ileri sürülen Yusuf N.'nin 380 kere Hatay'dan Suriye'ye giriş çıkış yaptığı blirlendi. Kaçakçılıktan kaydının olduğu öğrenilen Yusuf N.'nin en son 19 Nisan'da Suriye'ye geçtiği ve 30 Nisan'da Yayladağı'ndan giriş yaptığı belirlendi.
Türkiye'nin isteği: ABD öncülük etsin
Dünya basını Reyhanlı saldırısını ayrıntılarıyla takip ediyor. Yorumlarda mülteci sorunu ve Türkiye'nin savaşa çekilmek istendiğine dikkat çekiliyor.
İngiliz Financal Times: Ankara bir dizi öldürücü olaya yanıt vermekte zorlanıyor ve bunun yerine ABD'den öncülük etmesini ısrarla istiyor.
BBC: "Saldırılar Türk Başbakanına baskı yaratacak."
Guardian: "Türkiye Suriye'ye karşı söylemin tonunu yükseltiyor."
ABD Washington Post: Bombalar 325 bin mültecinin varlığı konusundaki gerilimi körüklemekle tehdit ediyor."
New York Times: Türkiye'nin Güneydoğusunda etnik ve dini karma yapısına dikkat çekilerek Erdoğan'ın itidal çağrısı yaptığı belirtiliyor
Fransız Le Figaro: Türk hükümetinin saldırının Suriye rejimi tarafından gerçekleştirildiğine tamamen ikna olduğu gözükse de bazı uzmanların Türkiye'yi savaşa çekmek için yapılmış olabileceği değerlendirmesini yapıyor.
Rusya Rossiyskaya Gazeta: Rusya'nın resmi yayın organı "soğuk hesaplaşmanın sıcak izleri" başlığı ile verdi. Gazete, Şam yönetiminin Türkiye ile ilişkileri daha fazla bozmak istemeyeceği görüşünü savunurken Ankara-Şam arasındaki son gerginliğin, Moskova'nın inisiyatifinde planlanan uluslararası konferansı engellemek isteyenlerin elini güçlendirdiğini belirtti.
'Babasının oğlu'
Ürdün'de yayımlanan resmi El Ray gazetesine konuşan eski Devlet Bakanı Salih el Kallab, Suriye Devlet Başkanı Esad'ın babası Hâfız Esad'ın 1980'lerde Ürdün'de bombalı saldırılar düzenlenmesi emrini verdiğini hatırlatarak, aynı şeyi şimdi de oğlunun Reyhanlı'da tekrarladığını savundu. Kallab, saldırıların, Esad'ın ülkesindeki krizi komşulara yayma planı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
