Moğoların İslam şehirlerini tek tek istila ettikleri dönemde kütüphaneleri ateşe verdiklerini hatırlatan Erdoğan şunları söyledi: "Bağdat'ta eşi benzeri olmayan nice kitap kül oldu. Endülüs'te aynı şekilde, bir medeniyetin hafızası, kitapları yakmak suretiyle yok edilmek istendi. Yakın tarihte, tek parti döneminde, şehirlerin, kasabaların ortasına kitapların yığılıp yakıldığını büyüklerimizden dinledik. En son, Saraybosna'da tarihi kütüphane hedef alındı ve yine çok sayıda eserin külü Saraybosna semalarını kararttı. Ama dikkatinizi çekiyorum: İstanbul'un kütüphaneleri yakılmadı, İstanbul'un kitapları yok edilmedi. Biz, başka bir şeyi kaybettik. Günde sadece 1 saat uyuyup, 23 saat çalışan alimlerimiz vardı. Bir tek kitabın peşine düşüp, deve üzerinde çöller geçen, ülkeler geçen, aylarca evinden uzakta kitap arayan sevdalılarımız vardı. Bütün bir İslam coğrafyası, kütüphanelerini, kitaplarını değil, aslında ilme olan aşkını, sevdasını, şevkini yitirdi. Kitaplarla arasındaki irtibatı yitirdi. Kitapları okumak için lazım olan dilini yitirdi. Kitapların hepsine sahip olsa da, kitapları anlayacak harflerini yitirdi. En önemlisi de, bütün bir İslam coğrafyası, ilim noktasında özgüvenini yitirdi.