AVRUPA'DA REFERANDUMA EN SERT TEPKİ NEREDEN GELİYOR?
AB'nin tamamı sandıktan çıkan evet sonucunu hazmedebilmiş değil.
Bunların başında da Almanya geliyor. Referandum sürecinde Türk bakanlara sansür uygulayıp, teröristlerin de aralarında olduğu gruplara sınırsız hayır propagandası desteği veren Almanya, referandum sonrası Türkiye'deki anayasa değişikliği için çıkan evet sonucunu kabullenemiyor.
ALMANYA'DA HER GÜN YENİ ÇAĞRILAR VAR, HEDEF GURBETÇİLER Mİ?
Almanya'da bir buçuk milyona yakın Türk seçmen var. Bunların yarısı oy kullandı. Evet diyenlerin oranı yüzde 63. Almanların hesabına göre Almanya'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyen en az 500 bin Türk vatandaşı var. Şimdi onları hedef alıyorlar. Önce Hristiyan Birlik'ten çifte vatandaşlık teklifi gelmişti şimdi de ırkçı AFD Partisi, evet diyen Türklerin çifte vatandaşlık haklarının ellerinden alınmasını önerdi.
AB'NİN TEHDİT POLİTİKASI DEVAM EDECEK Mİ?
AB'nin Türkiye'ye yönelik tehditleri 2 yıldır aralıksız devam ediyor.
Bu tehdit zinciri, Türkiye'nin PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerine yönelik attığı sert adımlar ve terör örgütlerine vurduğu sert darbelerle başladı. Geçen Kasım ayında Avrupa Parlamentosunun müzakereleri askıya alma kararı, Türkiye'nin terörle mücadelesini engelleme çabasıydı ve açık bir tehditti. Şimdi referandum sonrası bu tehditleri daha da ileri götürüyorlar, Türk vatandaşlarını geri gönderme gibi Türkiye ile ilişkileri koparma gibi çağrılar yapıyorlar.
KOMPLE İLİŞKİLERİ KOPARABİLİRLER Mİ?
Türkiye terörle mücadele ediyor, Avrupa ise Türkiye'nin mücadele ettiği terör örgütlerini destekliyor.
Türkiye, AB'nin asla olmasın dediği bir şeyi daha yaptı o da anayasa değişikliği. Buna da çok bozuldular çünkü eskisi gibi her denilene boyun eğen bir Türkiye'nin bir daha karşılarında olma ihtimali ortadan kalktı. Bir diğer konu başlığı da idam meselesi. İdam çıkarsa diye şimdiden "ipler tamamen kopar, kırmızı çizgiler aşılır" söylemlerine başladılar. Ama AB'nin Türkiye ile köprüleri tamamen atma gibi bir lüksü yok, böyle bir adım kendi içlerinde de tartışma konusu.
TÜRKİYE'NİN ATACAĞI HANGİ ADIMLAR AB'Yİ ÜRKÜTÜYOR?
Türkiye'de 3 milyon Suriyeli var. Bunların bir kısmı Avrupa'ya gitme hayalinde ve Türkiye AB ile yaptığı anlaşma gereğinde Avrupa'ya gitmek isteyen Suriyelileri tutuyor. Eğer bu anlaşma bozulursa 3 milyonun içindeki yaklaşık 500 bin Suriyeli Avrupa sınırlarına dayanacak ve
2015 yaz aylarındaki kaos yeniden yaşanacak. Türkiye kimseyi zorla Avrupa'ya yollamayacak, sadece gitmek isteyenlere engel olmayacak, işte bu durum AB'nin en büyük korkulu rüyası. Mülteci anlaşması bu nedenle AB'nin geneli ve özellikle de Almanya için hayati önem taşıyor.
RUSYA İLİŞKİLERİ TÜRKİYE'NİN ELİNDEKİ BİR DİĞER KOZ OLARAK MI GÖRÜLÜYOR?
AB'yi Türkiye ile ipleri koparma noktasında düşündüren bir diğer mesele de Türkiye-Rusya ilişkileri. Bu durum NATO'yu da yakından ilgilendiriyor. Batı ile Rusya arasında bu kadar gerginlik varken, Türkiye ile ilişkileri koparmak, Avrupa için iyi bir seçenek değil, bunu kendileri de itiraf ediyor.
AB-TÜRKİYE'YE İLİŞKİLERİNDE KONUŞULAN BİR ALTERNATİF VAR?
28 Nisan'da Malta'da AB Zirvesi var. Bu zirvede Türkiye özel gündem konusu olabilir. Alman medyasında Türkiye ile ilişkiler konusunda özel bir statü dillendiriliyor. Transaksiyonel İlişkiler olarak adlandırılan bu tanım iki taraf arasında çıkar esasına dayalı, pazarlık temelli bir işbirliğini öngörüyor.
AGİT'İN BU TAVRI SÜPRİZ Mİ?
Şubat ayından 16 Nisan'a kadar tüm Avrupa ülkeleri, hayır propagandası yaptı. Şimdi de evet çıktı da hazımsızlık var. AGİT ile Avrupa Konseyinin gözlemcilerinin hazırladığı referandum raporuna bel bağladılar. Ama raporu hazırlayan gözlemcilerin PKK terör örgütüyle bağlantıları ortaya çıktı. AGİT de Avrupa Konseyi heyeti de Türkiye'nin davetiyle geldiler ve referandumu takip ettiler.
Hazırladıkları olumsuz rapor sürpriz olmadı ancak şu bir gerçek ki AGİT'in davet edilmesi referandumun şeffaflığının başlıca göstergesi zaten.
ABD'DE BAŞKAN İLE SİSTEMİN TÜRKİYE'YE BAKIŞ FARKLILIKLARI VAR MI?
ABD Başkanı Donald Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayıp, seçim zaferinden dolayı tebrik etti ve çok sıcak mesajlar verdi. Ama ABD yönetimi aynı fikirde değil. Trump 20 Ocak'tan bu yana içinde bulunduğu sistemle çatışma halinde. Aldığı kararlar veto ediliyor, yargıya takılıyor. ABD Başkanının Türkiye'ye bakışı çok olumlu ve net, sistem buna dirense de sonuçta ortada seçilmiş bir başkan var.
SOROS'UN SOKAK AYAKLANMALARI ŞU AN HANGİ ÜLKELERDE FAALİYETTE?
Referandum sonrası yeni bir Gezi kalkışması gibi beklentiler ve girişimler var. Bu tip sokak hareketlerinin arkasında üst aklın George Soros adlı finansörünün olduğu biliniyor. 2013'deki Gezi darbe girişiminde, Ukrayna'daki yönetim değişikliği ayaklanmalarında da bu adam vardı. Şimdi Amerika'da seçilmiş başkan Donald Trump'a karşı hareketlilik devam ediyor ve Macaristan gibi bazı Avrupa ülkelerinde de yine Soros'un finansörlüğünde bu tip ayak oyunları yapılıyor.