Bu yıl 18'incisi düzenlenen Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde yerli ve yabancı çok sayıda tarihçi ve bilim adamının katıldığı Türk Tarih Kongresi'nde konuşan Oktay, tarihin bir milletin gelecek inşasında temel olduğunu ve mazisiyle bağını kuramayan milletlerin asimile olmaya mahkum olduklarını söyledi. Oktay şöyle dedi:
FİKİR TERÖRÜ: Dört yılda bir yapılan ve ilki 1932'de toplanan Türk Tarih Kongresi aradan geçen zamanlarda kadim tarihimizin iftiralara karşı savunulmasında önemli rol üstlenmiştir. Siyasetçiler ve parlamentoları aracılığıyla Türkiye'nin tezlerini çürüteceklerini zannediyorlar. Bu baskıyı öyle abarttılar ki artık konuyu fikir terörü boyutuna vardırdılar. Parlamentolardan tek taraflı karar çıkarmakla yetinmiyorlar, farklı tezlerin gündeme getirilmesini yasaklatıyorlar. Yasakların arkasına saklananlar fikirlerine güvenmeyen korkaklardır. Son zamanlarda çeşitli yönlerden saldırıya maruz kalan ülkemiz fikir terörü ile karşı karşıya. Bu iftira terörü üzerinden yapılan saldırıya karşı çocuklarımıza tarihi iyi öğreteceğiz.
ERMENİ DİYASPORASININ BASKISI: Gücünü halktan alan ve milli iradenin temsilcisi olan bir kurumun azgın bir azınlığın şantajları karşısında pes etmesi asla kabul edilemez. Ermeni diyasporasının baskılarına boyun eğerek Türk tezlerini yasaklama kararı alan parlamentoların kararlarına saygı duymuyoruz.
ARŞİVLERİMİZ ORTADA: Türkiye'yi sıkıştırmanın aracı olarak kullanılan bu meselede daima önde olduk. Yıllardır muhataplarımıza çağrıda bulunuyor, gelin bu meseleyi siyasetin malzemesi yapmaktan çıkartıp, tarihçilerin konusu haline getirelim diyoruz. Karşılıklı olarak o döneme ait arşivleri bilim adamı, araştırmacı ve akademisyenlere açalım, acılarımızı yarıştırmayalım diyoruz. Cevap alamadık. Arşivlerimizi sonuna kadar açtığımız halde bu cesareti gösteremediler. Tarihimize kara çalmak isteyenler çabalarına rağmen ülkemize husumeti tescilli devletler dışında hedeflerine ulaşamamıştır.
ÇOK YÖNLÜ SALDIRI: Tarih bir milletin sadece hafızası değildir, aynı zamanda bir milletin geleceğine ışık tutan, ilham veren, yol gösteren kayıtlardır. Türk milleti son bir asırdır, kökleriyle bağının kopartılması noktasında çok yönlü bir saldırıyla karşı karşıya. Devletin yöneticilerine ahlak, edep ve insafla asla bağdaşmayan hakaretler ediliyor. Gezi olayları sırasında kimi kendini bilmezlerin 'Zulüm 1453'te başladı' diyecek kadar ileri gitmesi bundandır.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise, "Türk Tarih Kongreleri Türk tarihinin en önemli hadiselerinin aydınlatılmasına büyük katkılar sağlamış, ülkeler ve insanlar arasındaki kültürel bağların kurulmasına ve geliştirilmesine de fevkalade olumlu hizmetlerde bulunmuştur" dedi.
TARİHİ DİJİTAL ARAÇLARLA ÖĞRETİN
Tarih sadece okuyarak öğrenilmez. Sinema, dizi, tiyatro, çizgi film, bilgisayar oyunu gibi pek çok araç çocuklara tarihi öğretme ve tarih şuuru kazandırma noktasında önemli rol oynuyor. Bugün tarihimizi anlatan bir sinema filmi milyonlarca insana ulaşabiliyor. Kanuni Sultan Süleyman'ı anlatan bir dizi, senaryosuyla ecdadımızı rencide ederken, kuruluş dönemini anlatan bir başka dizi milyonların tarih şuuru kazanmasına katkı sunuyor. 'Diriliş Ertuğrul' gibi, 'Payitaht' gibi güzel projelere daha çok ihtiyacımız var. Tarihimizi dijital araçlarla öğretin.
REDDİ MİRAS YAPMAYACAĞIZ
Tek parti döneminde hazırlanan raporlarda ecdadın bıraktığı miras, bir 'gerilik numunesi' olarak kabul edildi ve kati bir tasfiyeye tabi tutuldu. Aynı dönemde, geçmişi sömürgecilikle, Afrika'dan Latin Amerika'ya katliamlarla, soykırımlarla dolu ülkeler, kötü geçmişlerini iyi gösterdiler. Bizim ne 'reddi miras' yapmaya ne de kadim tarihimize 'revizyonist' bir bakış açısıyla yaklaşmaya ihtiyacımız var.
