Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Ödülleri Töreni'ne katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Bilim ve teknolojiden mahrum bir kalkınma çabasının menzile varması mümkün değil. Bilim, kültür ve sanat adamlarına destek olmayan bir devletin beklediği atılım sürecine girmesi ham hayal olarak kalır.
16 yıl önce savunma sanayinin sağladığı imkan yüzde 20'lerdeyken hamdolsun bugün yüzde 65'e tırmandık. Şu anda ithal eden değil, kapıya kul olan değil, artık hem ülkemin hem de ihracatı yapmak suretiyle kendi ayakları üzerinde duran bir Türkiye savunma sanayii var. Tüm bunları da demokrasi ve özgürlükler alanında gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerle başardık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Savunma sanayisinde yerlilik oranını yüzde 65'e yükselttik
Bir dönem darbecilerin, cuntacıların, vesayet güçlerinin adeta eşik bekçisi, meşruiyet mekanizması gibi görünen üniversitelerimiz, hayata geçirdiğimiz reformlarla tarihi bir değişim yaşadı. Uzun yıllar çatışmalarla, siyasi kavgalarla, ideolojik kamplaşmalarla anılan Türk üniversiteleri, ilk defa bizim dönemimizde bilim üretim merkezleri haline geldi. Kapısına ikna odalarının kurulduğu bir üniversite atmosferinden ne bilim ne alim ne de dünya çapında araştırmacılar çıkar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İkna odaları kurulan üniversitelerden bilim insanı çıkmaz
Öğrencilerin yetişmesiyle, eğitimiyle değil de, başörtüsüyle, sakalıyla, kılık kıyafetiyle uğraşan bir üniversitenin ne ülkeye ne de millete bir faydası olur. Liyakat ve ehliyet yerine hizip dayanışmasının hakim olduğu bir üniversiteden bilim dünyasına katkı beklemek beyhude. Öğrencilerin vakitlerini laboratuvar ve kütüphaneler yerine kavgalarla geçirdiği bir üniversite atmosferinde Fuat Sezgin'ler Aziz Sancar'lar hayat bulamaz. Üniversitelerimizde teröre bulaşmadığı, şiddeti kutsamadığı sürece her türlü fikrin, eleştirinin yapılabildiği bilimsel araştırmalara her türlü desteğin verildiği bir özgürlük ortamını tesis ettik.
Türkiye artık bilimsel araştırmalarda sınır tanımıyor. Uzaydan kutuplara kadar her noktada çalışmalar yürütüyoruz. İki hafta önce 20 yıllık bir hayali gerçekleştirip Uzay Ajansı'nı kurduk. Böylece ülkemizi uzay araştırmaları ve teknolojisinde süper lige taşıyacak tarihi bir adım attık.
Günümüzde bağımsızlığın ilk şartı teknolojiyi tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke konumuna ulaşmaktır. Ülkemizin milli teknoloji hamlesinin başarıya ulaşması, teknoloji üreten toplum haline dönüşmemizle mümkün. 16 yıllık dönemde bilim insanlarımızın sunduğu 20 bin 155 projeye 10 milyar liranın üzerinde akademik araştırma, geliştirme katkısı verdik. Hedefimiz Türkiye'yi kendi vatandaşları için değil, dünyadaki tüm bilim insanları için çekim merkezi haline getirmektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜBİTAK ve TÜBA Ödülleri Toplantısı'nda konuştu
AHTAPOT YAZILIMI SİBER SALDIRIYI ÖNLEDİ
Hudutlarımızın korunmasına gösterdiğimiz hassasiyeti ülkemizin ürettiği verilerin korunmasına aynen göstermek durumundayız. Bugün siber saldırılar ve açıklar, devletin güvenliği ile kişi mahremiyetini ihlal eden en büyük tehditlerdendir. Geliştirdiğimiz "Ahtapot" yazılımı, bir kuvvet komutanlığımızın karargahına yapılan siber saldırıyı başarıyla engelledi ve gerçekleşecek bir NATO tatbikatına dahil edildi. (Milli işletim sistemi Pardus bünyesindeki güvenlik sistemi Ahtapot, birden çok güvenlik önleminin koordineli olarak kullanıyor.)
İSTEDİKLERİ KADAR YALANA BAŞVURSUNLAR
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK ve TÜBA gibi kurumların yalan yanlış haberlerle yıpratılmak istendiğini belirterek "TÜBİTAK'tan geri çevrilip, Harvard Üniversitesi'nde sözüm ona yarışma kazanan proje haberleri gibi doğru olmayan haberler sıkça gündeme getiriliyor. Oysa bahse konu projelerin Harvard ile tek ilgisi okulun kampüsünün kullanılması. Ana muhalefet Meclis kürsüsünden bu yalanları dillendiriyor. İstedikleri kadar yalanlara başvursunlar" dedi.
BM'DE ADALET ARAMAYIN
1.7 milyar nüfusa sahip İslam dünyasının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde bir tane bile daimi üyelerinin bulunmaması çarpıklığın bir sonucu. Onun için "Dünya beşten büyüktür" diyorum. Dünyadaki dağılımı da bu beş ülkenin adil değil. Ne kıtalar ne inançlar ne etnisiteler noktasında. Dudaklarından arasından çıkan bir cevap her şeyi bitiriyor. 194 üye var, 5 daimi üye, yanına da 15 geçici üye sıkıştırmışlar, onunla dünyayı aldatıyorlar. 15 geçici üyenin hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Hani dünyadaki adaleti sağlamak üzere kurulmuştu. Kesinlikle böyle bir şey yok. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde de Birleşmiş Milletlerde de adalet diye bir şey beklemeyin, aramayın. Yok böyle bir şey.
"MEHMET AKİF'İ ASİL DURUŞUYLA GELECEĞE TAŞIMALIYIZ"
Başkan Recep Tayyip Erdoğan Mehmet Akif Ersoy"un vefatının 82 yılı dolayısıyla mesaj yayımladı. Erdoğan mesajında şu ifadelere yer verdi: "Vatanımızın ve milletimizin buhrana düştüğü bir dönemde milli bilinci uyandırmak için konferanslar veren, cepheden cepheye koşan Akif idealindeki Asım'ın Nesli uğruna her türlü zorluğa katlanmıştır. İstiklal Marşı'nın milletimizin milli mutabakat metni olması Anadolu insanını kucaklamasından, istiklal ateşini tüm benliğinde duymasından ileri gelir. Mehmet Akif Ersoy'a minnet borcumuzu ödeyebilmek için, gençlerimize, Akif'teki insan, millet ve vatan sevgisini, dürüstlüğü, ahde vefayı, mücadele ruhunu, kahramanlığı ve cesareti anlatmalı, yüksek ideallerini, davasını, heyecanını yaşatmalı, Mehmet Akif'i düşünceleriyle, dünya görüşüyle, güç karşısındaki asil duruşuyla geleceğe taşımalıyız." Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 99. yılı dolayısıyla yayımladığı mesajında ise milli mücadelede önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti.