Ünlü oyuncu Engin Altan Düzyatan, geçen seneden bu yana Avon markasının yüzü olmaya devam ediyor. Markanın yeni parfümünün tanıtımında bir araya geldiğimiz Düzyatan'la kariyerini ve marka olmanın zorluklarını konuştuk.
Neslişah Alkoçlar'la nişanlı olan Düzyatan; özel hayatıyla ilgili açıklama yapmak istemezken, yazın evlenmeyi planladıklarını ve uzun vadede baba olmayı çok istediğini söyledi...
Billboard'larda kendi resminizi görünce ne düşünüyorsunuz?
İlk İstanbul'a geldiğim zamanları düşünüyorum. Etrafa bakardım; ne kadar çok billboard var diye düşünürdüm. Binaları giydiren reklamlara bakardım.
O zaman şaşırıyordum, şimdi çok alıştım bu duruma.
Bir gün o billboard'larda olabilmeyi hayal eder miydiniz?
Sonuçta oyunculuk okuyup İstanbul'a gelmişsiniz ve hepimizin bu konuda istediği şey; başarı sağlamaktır. Ama benim hayalim billboard'larda görünmek değildi, öyle yüksek bir egom yoktu. Ama başarı beraberinde bunları da getiriyor.
Yaptığınız iş başarılı olunca, siz de bir marka haline geliyorsunuz.
KENDİME YATIRIM YAPTIM
Engin Altan Düzyatan markasını yaratmak kolay oldu mu?
Hayatta her istediğinizi kolay elde edemiyorsunuz. Bizim işimiz biraz daha zor çünkü kullandığımız bir materyal yok. Tek materyal kendinizsiniz ve kendinizi geliştirmediğiniz sürece geride kalabilirsiniz. Ben sürekli kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Hâlâ birçok insandan daha çok kitap okuyorum.
Hâlâ yurt dışına gidip oyunlar, filmler izliyorum. Hâlâ spora gidiyorum. Artık yüzüme krem de sürüyorum. Yaptığım şeylerin hepsi kendime yatırım.
YÜKSEKLERDEYİM
Markayı korumak da zor oluyor değil mi?
Zirveye çıkmak kolaydır ama orada kalmak zordur. Çünkü orada çok az oksijen var, çok fazla insana yer yok! Onun için daha çok efor sarfetmeniz gerekir. Bu işin zevki de orada zaten. Markamı korumalıyım diye güne uyanmıyorum; o hastalıklı bir durumdur. Nasıl daha iyi biri olabilirim, hayattan nasıl daha fazla zevk alabilirim, işimi daha güzel nasıl yapabilirim diye düşünüyorum. Bunları yaptığın zaman markanı korumaya gerek kalmıyor zaten.
Zirvede olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Çok zor bir soru. Çok fazla yüksek dağ var dünyada. Hangisi zirve? Ağrı Dağı da zirve, Uludağ da, Everest de. Ama çok alçaklarda olduğumu düşünmüyorum, yükseklerde olduğumu düşünüyorum. Ama burnu havalarda bir tavrım hiç olmadı.
Peki, yükseklerde olmak egonuza nasıl yansıyor?
O sıkıntılı bir durum. Onu kontrol etmeyi bilmiyorsanız, bir süre sonra sevilmeyen biri haline geliyorsunuz zaten. Ego, maalesef kırbaçlanması ve tutulması gereken bir şey. Hiç olmaması da kötü ama ben onu kontrol altında tuttuğumu düşünüyorum. "Ne kadar normal biriymişsiniz, bizim gibi davranıyorsunuz" diyen insanları görmek beni sevindiriyor.
30'LU YAŞLARDA HAYATTAN DAHA FAZLA ZEVK ALMAYI ÖĞRENDİM
Yaş olarak yolun yarısına yaklaştınız. Nasıl bir dönemdesiniz şu an?
Evet, 30'lu yaşların ortasına yaklaştım. Bu yaşların en güzel yaşlar olacağını söylediklerinde inanmazdım. Şimdi 34 yaşındayım. Gerçekten en güzel yıllarmış. Hayatımın olgun çağındayım. Hayattan daha fazla zevk almayı, zevk almadığın şeyleri yapmamayı, 'hayır' demeyi öğreniyorsun. Daha basitleştiriyorsun hayatı. Hoşuma gitti bu dönem.
Eksikliğini hissettiğiniz bir şey var mı?
Hayır. Şu an hayatımdan memnunum.
Eskisine göre daha mutlu musunuz?
Hayatımın her döneminde mutlu olmayı başaracak bir şeyler buldum, çok mutsuz biri olmadım, mutsuzluklarımı ön plana çıkarmadım.
ŞIMARIKLIK DEĞİL GURUR OKŞANMASI
İlgiden hiç sıkıldığınız anlar oluyor mu?
Hayır. Çok göz önünde olmamız gereken bir meslek yapıyorum ama aslında hiç kimseden farkım yok! Çünkü ben normal biriyim. Halkla iç içe olmamız gerekiyor, sonuçta halka iş yapıyoruz. Onlardan uzaklaşırsam, işimi yapamaz hale geliriz.
Bu popülerlik; şımarıklık yaratmıyor mu sizde?
Ona şımarıklık değil de gurur okşanması diyelim... İnsanlardan övgü almak, beğenilmek hoşuma gitmiyor olsa bu işi yapmazdım. Ancak egolarımı insanlara karşı kullanmadığımı düşünüyorum.
Kıskanıldığınızı düşünüyor musunuz?
'Düşmanınız varsa; bu, hayatınızın bir döneminde iyi şeyler yaptığınız anlamına gelir' diye bir söz vardır. O yüzden kıskanılıyor olmak sorun değil.
Tek tip aktör olmak istemem aldınız. Bu planladığınız bir şey miydi, yoksa öyle mi denk geldi?
Her yaz bana senaryo geliyor. İyi teklifler alıyorum. Yılda bir kez film çekmek de hoşuma gidiyor açıkçası. Diziler bizi tatmin ediyor, maddi olarak mutlu ediyor ama sinema gibi kalıcı değil. O yüzden hep sinemanın içinde olmak istiyorum.
Bu sene de sizi bir filmde görecek miyiz?
Senaryolar gelmeye başladı. Netleşmiş bir şey yok.
'Romantik Komedi 3' gelecek mi?
Net bir şey söyleyemeyeceğiz. Çünkü bu yıla yetiştiremeyebiliriz.
Oynamak istediğiniz rol var mı?
Her oynadığım karakterin bir öncekinden farklı olmasına dikkat ediyorum. Tek tip bir aktör olmak istemiyorum. Oyuncu dediğiniz kişinin yelpazesi geniş olmalı. 'Bu İşte Bir Yalnızlık Var' filmi için gitar çalmayı öğrenmiştim mesela.