Ünlü oyuncu Cansel Elçin, 'Ağlama Anne' isimli yeni dizisiyle atv ekranında izleyiciyle buluştu. Dizide; yıllar sonra 18 yaşında bir kızı olduğunu öğrenen 'Adnan' adlı bir adamı canlandıran Elçin, atv'nin kendisine uğurlu geldiğini söylüyor. Yakışıklı oyuncu, yeni dizisini ve oyunculuk serüvenini GÜNAYDIN'a anlattı...
'Ağlama Anne' ile ekrana dönmek size neler hissettirdi?
'Hatırla Sevgili', 'Gönülçelen' ve 'Eve Dönüş'; daha önce atv'de ekrana gelmiş, güzel projelerdi. 'Ağlama Anne'de ise yapım şirketi Süreç Film ve teknik ekibimizle çok profesyonel bir çalışma ortamımız var. Çok keyif aldığım, konu itibariyle de güzel ve uzun soluklu bir dizi.
'ADNAN', SERT BIR ADAM
Dizide canlandırdığınız 'Adnan' nasıl biri sizce?
'Adnan', bir anda 18 yaşında bir çocuğu olduğunu öğreniyor. Babasız büyümüş çocuğunun ve bir kadının hayatlarını mahvettiğini düşünüyor. Bir şeyleri telafi etme peşinde... İlerleyen bölümlerde neler olacağını ben de merak ediyorum.
Rolünüze nasıl hazırlandınız?
'Adnan'; duruşu, bedeniyle bugüne kadar canlandırdığım karakterlerin dışında, biraz daha sert bir adam. Dış görünüş olarak ilk defa sakallı birini oynuyorum. Ama bu, kendisini bırakmış anlamına gelmiyor. Tam tersine; fiziğiyle, duruşuyla disiplinli, yeri gelince otoriter ama zevk sahibi bir adam.
Dizide sanki eski Türk filmlerinin kokusu var...
Bazı konular, ömür boyu işlenebilecek hikayeler oluyor. Aşk ve sevgi gibi konular... Dünyada insanlar doğacak, sevgiye ihtiyacı olacak ve hep aşık olacaklar.
DİZİ ÇEKMEK ÇOK ZOR İŞ
Dizi senaryolarında kısırdöngüden söz ediliyor. Siz buna katılıyor musunuz?
Senaryo yazmak ve dizi çekmek, dünyadaki en zor işlerden biri. Bunu doğru şekilde yaptığın zaman kısırdöngü de olmaz.
'Asla oynamam' dediğiniz bir karakter var mı?
Senaryoda karakterin içi dolabiliyorsa, öncesi-sonrası ve gidiş haritasını çizebiliyorsam, inandırıcı olan her karakteri oynarım.
En çok etkilendiğiniz rolünüz hangisiydi?
'Kötü Yol'daki 'Kenan Yılmazer'i çok seviyordum.
Bir yandan tiyatro oyununuz da devam ediyor...
'Closer'; 90'lı yılların bir filminden sahneye uyarlanmış. Londra'da insan ilişkileri, aşk ve ihanet üzerine kurulu bir hikaye. Oyun, bunu çarpıcı ve gerçekçi bir şekilde anlatıyor. Oyunda bir doktoru canlandırıyorum.
SAKATLIKTAN KORKUYORUM
Futbol sevdanız devam ediyor mu?
Evet, devam ediyor ama tiyatro ve set yoğunluğundan biraz ara vermek zorunda kaldım. Açık konuşmak gerekirse sakatlıktan korkuyorum. Biraz daha hafif sporlara yöneldim. Vaktim oldukça tenis oynamaya ve yüzmeye gidiyorum.
ÇOCUĞUMUN İYİ BİRİ OLMASI İÇİN ÇABALARIM
Dizide bir çocuğu büyüten anne var, bir de onu doğuran anne... Sizce gerçek anne hangisi?
Burada en önemlisi sevgi... En çok kim ona sahip çıkıyor ve sevgisini veriyorsa; ikisi de olabilir. Neden olmasın... Ben hikayede bir babayım ve bunu cevaplamak kolay değil.
Gerçekte yıllar sonra bir çocuğunuz olduğu ortaya çıksa tepkiniz ne olurdu?
Onu sahiplenmek ve kendimi ona tanıtmak isterdim. Bana karşı tepkisinden korkardım. Sonuçta babasız büyüyen bir çocuk... Kendimi ona affettirmek için her şeyi yapar; hem babası, hem de arkadaşı olmaya çalışırdım.
Peki siz çocuk sahibi olmak istiyor musunuz?
İnsan, dünyaya karşı gözü açıksa gelecekle ilgili çok büyük korkulara kapılıyor. Geleceğe korkuyla yaklaşmamak çok zor ancak üremek doğamızda var. Buna ne kadar karşı gelebilirsin? Bunun egosantrik bir şey olduğuna inanıyorum. Kafamda bir soru işareti bu. Bir gün yapacak olursam, onun iyi bir insan olması için çabalarım; tek amacım bu olur.
Ağlama Anne 4. Bölüm fragmanı yayınlandı izle
