Süper Lig'in 12'nci haftasında konuk ettiği Beşiktaş'ı 2-1 yenen Alanyaspor'un teknik direktörü Çağdaş Atan, maç sonrası düzenlediği basın toplantısındaki hareketi ile konuşuluyor.
Maçın değerlendirmesini yapan Atan, orada bulunan muhabirlerin soru sormaması üzerine "Soru yok mu arkadaşlar?" diye eleştiride bulunarak basın toplantısını sonlandırdı. "O zaman basına da gerek yok" diyerek salonu terk etti.
Beşiktaş gibi güçlü bir futbol takımını yendikten sonra kürsüde bu galibiyetin taçlandırılması adına konuşma yapmak istemesi Atan'ın pek tabii ki en doğal hakkı... Evet, bu yüzden salonda bulunan birkaç muhabirin kendisine sorular sorması, galibiyet ve futbol hakkında konuşulması gerekirdi... Ancak Atan gibi bir teknik direktörün "O zaman basına da gerek yok" diyerek ahkam kesmeye hakkı yok! Muhabirin soru sorup sormaması tartışılır ancak böyle bir üslup ve büyüklüğün tartışılacak yanı yok.
İDMANLARI KAPATMIŞ
Kaldı ki Atan'ın haftalardır yerel medyadaki muhabir arkadaşlarımızın birçok kez röportaj isteğini geri çevirdiği, idmanları muhabirlere kapatıp konuşmak istemediği, bu yüzden oradaki muhabirlerin kendisine soru sormadığı ve tavır sergilediği iddiaları konuşuluyor.
Böyle bir durum varsa şayet Atan'ın egosunu, ortaya koyduğu hal ve hareketi bir kez daha gözden geçirmesi gerek...
Şimdi 'soru' demişken bu konu özellikle pandemi süresinde oldukça hassas bir konu haline geldi... Kimi isim soru sorulmadığından dem vuruyor, magazindeki bazı ünlüler de "Bu soruları ayaküstü cevaplamıyorum. Bir gün oturur konuşuruz" genellemesi ile magazin muhabirlerine demeç veriyor.
Hayır, anlamadığım şu; dışarıda saatlerce görüntü ve haber almak için çabalayan muhabir arkadaşlar size ne yapacak? Ayaküstü cevaplamıyorsunuz diye bir sandalye çekip sizi oturtmaları mı gerekiyor? 'Sonra konuşuruz' derken muhabir arkadaşlarımızı evinize, ofisinize çağırıp 'Şimdi sorunu sor' mu diyeceksiniz? Böyle savsatalar ile komik duruma düşmektense hiç cevaplamayıp devam etmeniz daha şık bir hareket olur.