Transferde ağırdan giden Galatasaray, Hamit, Burak ve Amrabat'ı alarak dikkatleri üzerine çekti. Üç oyuncu Galatasaray'a neler katar?
Geçen hafta Bodrum'da, Fatih hocamın evine konuk olduk. Her zamanki gibi harikulade bir yemek yedik. Fulya muhteşem bir kadın...
Yemekte ağabeyim de vardı. Üçümüz bir arada olunca Galatasaray'ın konuşulmamasına imkan yok. Ağabeyim, "Hocam bu transferler Galatasaray'a yetti mi?" diye sordu. Fatih hoca, "Amaç Türkiye ligi, Türkiye şampiyonluğu ise yeter. Ama Avrupa'da bir şeyler yapmak istiyorsak benim iki transfere daha ihtiyacım var. İki yabancı daha almam lazım. Çünkü bütün Türkiye'ye taradık, aradığım isimler Türkiye'de yok. Şampiyonlar Ligi de başlayacak. Genç birini alıp, yetiştirme şansımız da yok. Hazır adam alacağız" dedi.
İstediği oyunculardan bir tanesi sol bek... Hakan Balta ve Çağlar çok iyi oyuncular. Fakat ikisi de sakat. Uzun süren sakatlıkları var. Yarın ne olacakları belli değil! "Benim bütün bir sezon oynatabileceğim bir sol beke ihtiyacım var" dedi.
Bir de orta alan ve forvet olarak oynayabilecek bir oyuncu istiyor.
10 numara olarak oynatabilecek bir oyuncu düşünüyor herhalde...
Önemli bir adam istiyor. Orada oynayanların huzurunu kaçırmamak için tarifi tam yapmadı. 'Sol bek istediğini' açık söyledi ama diğer istediği oyuncunun ucunu açık bıraktı. Orta saha ve ileride çok önemli bir isim istiyor.
Bir orta saha, forvet tipi iyi bir oyuncu alınırsa beni heyecanlandırabilir. Mesela Umut ve Burak futbol piyasası için iyi adamlar... Ama beni heyecanlandırmıyor. Geçen yılın gol kralı Burak'ın çok fırın ekmek yemesi lazım. Öğreneceği çok şey var. Sadece gol almak insanı futbolcu yapmaz. Yapsaydı Jardel futbolcu olurdu. Avrupa Gol Kralı'ydı adam... Galatasaray tarihinin en kıymetli golünü attı; Monaco'da oynanan Süper Kupa finalinde, Real Madrid ağlarına... Ama 3. lig, 4. lig takımlarına gitmek zorunda kaldı. Neden; çünkü futbol yanı sadece gol üzerine... Gol zekası var ama bu yetmiyor.
Burak da eksik olan iki unsur var: 1- Futbol tekniğini daha doğrusu futbol bireysel taktiğini öğrenmesi lazım. Bizim futbolcuların çoğunda yok. Biz takım taktiği ve yetenek üzerine kurarız. Oysa en önemli şey, futbolcuyu öne çıkaran bireysel taktiktir.
'Topsuz koşu' diyoruz mesela... Topsuz koşuyu yaptıran, bireysel taktik bilgisidir. Oyun sağ tarafta oynanırken, solda çapraz koşu yapabilirsin. 'Ben buraya koşarsam rakip aldanır ve ben kaleciyle karşı karşıya kalabilirim. Arkadaşım da bana uygun pas atarsa...' diye düşünmen bireysel taktiktir. Topu ayağına alırsın, kafanı kaldırırsın ve bakarsın. 'Kaleciyle aramda bir kişi var. Bunu geçersem gol atarım' dersin. Ya da bakarsın, kaleciyle aranda bir kişi var ama yanında bomboş Bülent var. Topu Bülent'e verirsin. Ya da ne Bülent'e verirsin, ne de çalım atarsın; gider şut atarsın.
Ama top daha sana gelmeden evvel, 'Bu top bana gelirse, ben bu üç seçenekten birini tercih ederim. En doğrusu da şu olur' dersen ve kendini ona göre ayarlarsan, o zaman 'bireysel taktik biliyorsun' demektir.
'O top bana geldiği anda ben beklemeden vuracağım. Çünkü kaleci şut beklemiyor.' Buna göre beklersen başka türlü beklersin topu... 'Bu top bana gelecek. Karşımdakini çalımlayıp golü atacağım' dersen topu başka türlü alırsın. 'Bu top bana doğru gelecek, hemen tek pas yapacağım' dersen topu başka türlü alırsın. Bu üç alış şekli sana müthiş zaman kazandırır. Çünkü aldıktan sonra topu düzeltmezsin artık. Çünkü karar önceden verilmiş. Topu nasıl alacağını biliyorsun.
Futbolda en önemli şey bu... Timing, zaman... Bir an rakip takıma çok şey kaybettirir, sana çok şey kazandırır. Onun için bireysel taktik çok önemli. Şöyle bir antrenmanları dolaşın. Bakın bakalım 'bireysel taktik' veren kaç tane hoca var? Bireysel taktik öğretmek için adamlarla birer birer uğraşmak lazım. Oysa gelin, koşun... Ortaya dizin konileri... Bunun etrafında topla dönün. Ortada sıçan oynayın. Ondan sonra çift kale maç yapın. Antrenman bitti!..
Ben Burak'la ilgili ben bir bireysel taktik idmanı yapıldığına inanmıyorum. Bir tarafı bu...