Hakkı Yalçın: Sönük arzu!
Dün gece Bursa'dan kötü futbolun klasik temsilcisi bir Fenerbahçe geçti.
Son dakikalardaki yapay baskı dışında, farklı kaybetmesi gereken bir maçı, tek puanlık kazançla kapaması mucizeydi.
* * *
Maçın Bursaspor adına bir başlangıcı var, daha ilk çeyrekte maç kopacak sandık.
Fenerbahçeli futbolculara baktım, iki maçta soluk kesenler Bursaspor karşısında tıknefes.
Çakılı savunma içler acısı.
Orta saha rakibe ve alana buyurgan.
Ne bir sistem, ne direniş.
Arzular sönmüş. "Bunlar iki maçlığına iyi futbola iltica etmiş" dedim.
Selçuk Şahin'e baktım.
Alex'in kovulduğu bir takımda, Selçuk Şahin'in varolmasının sırrını, Fenerbahçe doktorlarına bıraktım.
* * *
İkinci yarıda, Fenerbahçe kalesi önü pozisyon bataklığıydı.
Stoch'un getirdiği hareket, Bursasporlu futbolcuların yarattığı pozisyonların yanında devede kulaktı.
Bekir ve Egemen'i vasat isimler arasında sayarsak.
Fenerbahçe'de dikkat çeken iki adam vardı.
Yenilgiden kurtaran kaleci Volkan ve Fenerbahçe'nin birkaç özel dakikasında öne çıkan Sow...
Bu adamı yalnızlıktan kurtarmak, Fenerbahçe'ye çok şey katar.
Kuyt'a baktım.
Geldiğinde yeri göğü inleten adam, dün gece yine içler acısı.
Gidecek halim yok" diye bas bas bağırıyordu.
"Ben zaten ölüyüm" duygusunu da parantez içine alıp.
* * *
Sonuca ve futbola bakarsak, Fenerbahçe adına şaşılacak bir şey yok.
İki maçlık gerçek; hakikatli ırmak olsa...
Kopar gelirdi denizden.
* * *
Dün geceki hakeme de parantez açmak gerekir.
Yunus Yıldırım'ın adı hakemdi.
Ne düdüğünün hükmü vardı, ne duruşunun.