Kasımpaşa karşısında sahada bir şeyler yapmaya çalışan birkaç tane futbolcu vardı ve bunlardan birisi de kadroya girmekte zorlanan, fazla da beğenilmeyen Sabri'ydi.
Tarihte Galatasaray'ın kötü maçlarını seyrettik. Ama bu kadar
ruhsuz oynadığını görmedim. 'Kötü oynadı' bir laf... Galatasaray oynamadı. Kasımpaşa karşısında Galatasaray oynamadı. Maçın başında
tesadüfen Elmander'in ayağına çarpan top ile öne geçmesine rağmen oynamadı Galatasaray...
Maçın kaseti orada duruyor. Ne koşan vardı, ne hırs yapan vardı. Bir 2-0 mağlubiyetten sonra
Fenerbahçe'nin haline bak. İyi top oynamadı Fenerbahçe ama nasıl
çırpınıyordu sahadaki herkes... Galatasaray da yok. Koşan yoktu. Palavra
koşular. Koşar gibi yapıyorlar.
"Taraftarın
protesto ettiği, Galatasaray'da nasıl oynar" dediğim
Sabri, Galatasaray'ın en iyisi... Hem de gömlek farkıyla en iyisi. Yani Sabri bir, iki boş, üç boş, dört boş, beş boş altıda da biri daha var. Anla Galatasaray'ın halini... Bu hale getirmişler!
Terim'in forvette kimi tercih edeceği merak ediliyordu, Kasımpaşa karşısında Burak-Elmander ikilisini tercih etti, Umut kenarda kaldı.
Fatih Terim bütün hatalarını ilk yarıda yaptı zaten... Emre takıntısı halen devam ediyor. Bu maçta da 90 dakika Emre'yi oynatmak uğruna
akla sığmaz yanlışlar yaptı.
Üç değişiklik yaptı, yaptığı
her değişiklikte takım biraz daha düştü. Zaten kötü olan takım, her değişiklikten sonra daha da kötü oldu.
Takımın halini
en iyi bilen adam Fatih Terim... Onların psikolojisini, ruh halini... Bir aydır onlarla beraber kampta... Soruyorum, ikinci yarıda
Hamit'i çıkarıp
Aydın'ı alırken ne bekliyorsun? 46. dakikada bu değişikliği yapan hocanın kafasında bir düşünce vardır.
Hamit'in ölüsü umut... Menzili 40 metre adamın, bir vurur, bir adam eksiltir, bir orta yapar, ara pası atar, asist yapar. Orada durduğu sürece
umut var. Aydın orada dururken ne umut var? Hangi varlığı gösterdi de Aydın!..
Bir de kendini Galatasaray'ın geri kalan 10 futbolcusunun yerine koy... Kasımpaşa'ya karşı çok zorlanıyorsun ve bakıyorsun Aydın girdi; 'Ooo... Şimdi Aydın girdi, biz bunları darmadağın ederiz.' Tersi olsa umut var. Aydın oynuyor olsa da çıkarıp Hamit'i oyuna alsa 'Ooo... Şimdi Hamit geldi, bu çok şey yapar' diye moral kazanabilir geri kalan 10 kişi... Ama Hamit'i çıkarıp Aydın'ın girdiği bir takım da geri kalan 10 kişi ne hisseder, bunu Fatih Terim'in düşünmemesine imkan yok. Kafası yerinde olsa!
Kafası yerinde değil ama benim anlamadığım bir şey daha var. Galatasaray'ın
en büyük suçlusu aslında Fatih Terim'in yanında oturan
Ümit Davala ve Hasan Şaş. O Fatih Terim'in Sepp Piontek'e, hem de 'Fatih Terim' diye bir hoca Türkiye'de yokken nasıl
kafa tuttuğunu biliyorum. O
Mustafa Denizli'nin, Derwall'e pazar günü oynanacak maç öncesi kafasındaki takımı kâğıda yazdığı zaman 'Bu takımla Galatasaray oynamaz. Bu ne korkak takım!' diye kağıdı yırtıp iki kere kampı
terk ettiğini biliyorum ben. Nasıl biliyorum? İkisinde de
Mustafa Denizli'yi ben
ikna ettim, gece yarısı tekrar kampa götürdüm.
Hasan Şaş ile Ümit'in Fatih Terim'e herhangi bir
itiraz ettiği, 'Hocam şimdi burada Hamit çıkıp Aydın girer mi?' dediğini düşünen, gören, hisseden var mı içinizde? İki tane
padişahın kulu bunlar!
Pargalı bile değiller! 'Senden büyük Allah var. Padişahım çok yaşa!' Fatih Terim ne derse onu yapıyorlar.
Böyle bir teknik direktör yardımcısının Galatasaray'da yeri yok, Galatasaray'a
faydası da yok. Galatasaray'da işe yarayacak tek teknik direktör yardımcısı
Tugay Kerimoğlu'ydu. Fatih Terim de onu gönderdi. Fatih de böylelerini istiyor, Mustafa Denizli de böylelerini istiyor. Kendileri Derwall ve Piontek'e neler
çektirdiklerini bildikleri için... Ama Piontek de Derwall de biliyorlardı ki
isyan eden adamların faydası var.
Kafası yerinde değil ama benim anlamadığım bir şey daha var. Galatasaray'ın en büyük suçlusu aslında Fatih Terim'in yanında oturan Ümit Davala ve Hasan Şaş. O Fatih Terim'in Sepp Piontek'e, hem de 'Fatih Terim' diye bir hoca Türkiye'de yokken nasıl kafa tuttuğunu biliyorum. O Mustafa Denizli'nin, Derwall'e pazar günü oynanacak maç öncesi kafasındaki takımı kâğıda yazdığı zaman 'Bu takımla Galatasaray oynamaz. Bu ne korkak takım!' diye kağıdı yırtıp iki kere kampı terk ettiğini biliyorum ben. Nasıl biliyorum? İkisinde de Mustafa Denizli'yi ben ikna ettim, gece yarısı tekrar kampa götürdüm.
Hasan Şaş ile Ümit'in Fatih Terim'e herhangi bir itiraz ettiği, 'Hocam şimdi burada Hamit çıkıp Aydın girer mi?' dediğini düşünen, gören, hisseden var mı içinizde? İki tane padişahın kulu bunlar! Pargalı bile değiller! 'Senden büyük Allah var. Padişahım çok yaşa!' Fatih Terim ne derse onu yapıyorlar.
Böyle bir teknik direktör yardımcısının Galatasaray'da yeri yok, Galatasaray'a faydası da yok. Galatasaray'da işe yarayacak tek teknik direktör yardımcısı Tugay Kerimoğlu'ydu. Fatih Terim de onu gönderdi. Fatih de böylelerini istiyor, Mustafa Denizli de böylelerini istiyor. Kendileri Derwall ve Piontek'e neler çektirdiklerini bildikleri için... Ama Piontek de Derwall de biliyorlardı ki isyan eden adamların faydası var.