Geçen hafta "Çeyrek finale kaldıklarını pişman olacaklar" demiştiniz. Galatasaray Real Madrid, Fenerbahçe Lazio ile eşleşti. Bugüne baktığınız da yine aynı görüşte misiniz?
"Pişman olacaklar" lafı oynadıkları futbol üzerineydi. Şimdi daha sakin, daha rahat ve de bu haftaki maçları izledikten sonra biraz daha gerçekçi konuşmak mümkün...
Kupa 1 ve Kupa 2'de iki Türk takımının son 8'e kalması önemli, güzel, başarılı bir olay... Ama şöyle bir manzaraya bak; sene başından beri 'Türk spor tarihindeki en kötü, en kalitesiz sezonlardan birinin oynandığını' söyleyip duruyoruz.
"Türk futbolu çok kalitesiz" dediğimiz senede Avrupa'nın bir ve iki numaralı turnuvalarında, iki Türk takımı son 8 sekize kalıyor ise bu Avrupa'daki futbolun da
kalitesini gösterir.
Benim beğenmediğim ligin iki takımı,
Avrupa'da son 8'e kalabiliyor! O zaman Avrupa futbolunun da
gözümüzde büyütecek fazla bir yanı yok. Şampiyonlar Ligi'nde İngiliz liginden takım yok. Birinci gerçek bu... Avrupa futbolu eski Avrupa futbolu değil...
İkinci gerçek, özellikle Galatasaray açısından çok önemli... Aradan geçen her günde, her maçta, her antrenmanda
Drogba ile Sneijder'in takıma hem fizik, hem kimya olarak çok daha fazla katkıda bulundukları,
takım oyunun içine çok daha fazla girdikleri görülüyor. Özellikle Kayseri maçında bunu net bir şekilde gördük... Onlar iyi olduğu zaman takım olarak da Galatasaray iyi oynuyor.
Çok eleştirdiğim isimler var. Mesela Eboue...
Eboue'nin oyununda müthiş bir gelişme gördüm. 'Geriye oynuyor' diye neredeyse kurşuna dizecektim,
Selçuk'un oyununda müthiş bir gelişme gördüm.
Burak da çok büyük bir gelişme var.
Hamit olağanüstü derecede iyiye gidiyor.
Kayseri önünde bu
yılın en iyi Galatasaray'ını seyrettim.
10 gol atabilirlerdi. Pozisyona giremeyen,
köhne futbol oynayan, kendi sahasında top dolaştıran Galatasaray gitmiş,
dikine oynayan, çabuk oynayan, rakibi pozisyonlarla boğan Galatasaray gelmiş.
Eskişehir maçı ile bu maçı yan yana koy! Eskişehir'de Galatasaray'ın pozisyonu yoktu. Kayseri'de neredeyse her dakikaya ayrı ayrı pozisyon yazacaktık. Dakika 1, gol pozisyonu... Dakika 2, gol pozisyonu... Dakika 3, gol pozisyonu... Öyle pozisyon bolluğu içindeydi.
Çıkan rakip, Galatasaray'ın 7 rakibi içindeki en iyisiydi. Ama Kayseri maçına, ondan önce oynadığı maçlar arasındaki gelişmesine yani
Galatasaray'ın grafiğine baktığım zaman takımda müthiş bir yükseliş görüyorum. Bu yükselişin daha
devam edeceğini de düşünüyorum.
Ayrıca Galatasaray, Real Madrid karşısında
mahkum çıktığı bir maç yok. Aralarındaki 3 maçta 2 galibiyeti var ve o mağlubiyetin de nasıl savunma hataları ile olduğunu biliyorum.
Galatasaray'ın beklerine,
Eboue ve
Riera'ya bek olarak
güvensem, 'Galatasaray bu turu da geçer' derdim. Çünkü Nisan ayında, Galatasaray'ın
orta saha ve forvetinin, Real Madrid'den
aşağı kalmayacağını görüyorum. Ama maç boyu tribünde oturan, notlar alan
Mourinho'nun da
hangi notlar aldığını tahmin ediyorum.
Real Madrid'in
kalecisi topu eline geçirir geçirmez nereye atacak, kime atacak, biliyorum. Real Madrid bir duran top kazandığı zaman nereye atacağını biliyorum. Bunlara çözüm çok zor. Galatasaray-Real Madrid maçları, tam bir
yediğinden fazlasını atma maçı olacak. Güzel maç olacak.