Sen Selçuk'u bedava al, Burak'ı bedava al, Umut'u bedava al... Sonra o adam neyle geçinecek? Tarla mı bu? Tohum atınca mı çıkıyor ki ona bile para lazım, emek lazım.
Yabancı piyasasını bollaştırarak 3 tane 5 tane komisyoncuya teslim olarak transfer yapılıyor ki o komisyoncuların yurt içindeki bazı teknik direktörlerle nasıl ortak çalıştıklarına dair dedikodular da arşı alaya vardı artık!
En olmadık adam Türkiye'ye geliyor. Niye geliyor, nasıl geliyor! Altını bir karıştırıyorsun ki alan razı, veren razı! Oyuncu hayli hayli razı... Sonra da bu durum işte...
Fenerbahçe'de oynama fırsatı bulamayan adam milli takımda direkt oynuyor. Fener'de niye oynayamıyor, yabancılar var çünkü... Galatasaray'da oynama fırsatı bulamayan adam milli takımda direkt oynuyor. Niye? Çünkü Galatasaray'da da yabancı oyuncular var.
Peki bir kaynağın daha var senin; Avrupa'daki gurbetçiler... Orada oyuncu yetişiyor, bulunuyordu, onu da dağıttılar. Galatasaraylı Erdal Keser'in başında olduğu teşkilat her şehirdeki çocuğun gelişimi takip ediliyor, dosyasını tutuyordu. Şimdi durum ortada... Avrupa'dan Türkiye'ye gelenlerin bir tanesinden hayır var mı? İyiler Türkiye'ye gelmiyor. İyiler Almanya Milli Takımı'nın formasını giyiyor.
Bir de diyelim ki Brezilya'ya gittik? Bu performansla ne yapacağız? Esas sorulması geren soru bu. Senin oynadığın futbol gerçekten bu olacaksa ne işin var Brezilya'da. Hayale falan dalmayın. Biz bugün nasıl Andorra'ya bakıyorsak bu Andorra ile böyle oynayan takıma da Brezilya'daki 23 takım öyle bakacak. 'Aman kurada bizim gruba Türkiye düşse de 4-5 tane atsak da rahat rahat antrenman maçı yapsak.' Öyle bakacaklar. Kötü oynayacağımızı düşünürdüm ama hiçbir şey oynamayacağız aklımın köşesinden geçmezdi. Fenerbahçe kalkmış Alkent'e gelmiş, bizim Alkent mahalle takımıyla maç yapıyor ve 2-0 yenebiliyor ancak. Olay birebir bu. Bunun izahı falan yok. Kimse bana bahane anlatmasın. Saha kötüydü, rakibi ciddiye almadılar, futbolu bilmeyenlerle oynadılar. Eloğlu nasıl 5 tane atıyor?
En son Eskişehir'de yıldızı parlayan Erkan Zengin, İsveç Milli Takımı'nı tercih etti.
İsveç'e gidiyorlar, Avusturya'ya gidiyorlar, İsviçre'ye gidiyorlar. Yani Avrupa bağını da kaybettik. Neden? Çünkü kimse ilgilenmiyor. Kulüp ilgilenmezse, kulüp talip olmazsa... Profesyonel futbol bir pazar işi, piyasa işi... O piyasada ister Avrupa olsun ister yerli olsun Türklerin yeri yok. Ucuz Brezilyalılar her yanı sarmışlar. Ucuz Amerikalı basketbolcular nasıl işgal etmişlerse ortalığı... Ucuz Latinler sarmışlar ortalığı...
Trabzon'u konuşuyoruz sezon başından beri... On iki tane yabancısı var Trabzon'un bir tanesi değer mi? 6 sene üst üste şampiyon olan Trabzon'da bir tane yabancı var mıydı? Trabzon'un dışından kaç adam vardı? Hepsi Trabzon'un çocuklarıydı. Türkiye'nin değil Trabzon'un çocuklarıydı. Bu işte... Türkiye'nin futbolunun bu olması lazım.
Diyarbakırspor amatör kümeye düşüyormuş. Gidin bakın bakalım kaç tane Diyarbakırlı var takımda! İstanbul'a ucuz yabancılar doluyor, İstanbul'un bütün yaşlıları, işe yaramazları da Anadolu'ya pazarlanıyor. Malatyaspor'da Malatyalı kalmadı, Manisaspor'da Manisalı yok. O zaman niye Manisa'da spor var? O zaman milli takıma nereden oyuncu gelecek?
Şansımızı sürdürmek için Macaristan'ı mutlaka yenmemiz gerekiyor. Tabii galibiyet için de mutlaka her şeyimizi ortaya koymamız gerekiyor.
Diyorum ya; yenebiliriz. Şu milli takımda oynayan adamlar kötü adamlar değil. Ama Abdullah Avcı'nın bu takımı bugüne kadar yönetemediği ortaya çıktı. Yönetseydi çünkü bugün biz en azından Hollanda'nın arkasından ikinciydi. Abdullah Avcı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki başarısını milli takıma taşıyamadı. Yanlış tercihler, yanlış seçimler yaptı. Yanlış takımlar yaptı. İşte bu hale geldik.