Gezi Parkı'ndaki eylemler Türk takımları açısından farklı bir manzara ortaya çıkardı. Fenerlisi, Beşiktaşlısı, Galatasaraylısı, Trabzonlusu bir araya geldi. Oysa kısa bir süre önce, lig sonunda ortalık toz dumandı. Bu sürpriz yakınlaşma lige nasıl yansır?
Başından beri ileri sürdüğüm bir tez var; onun doğrulanmasıdır bu olaylar. İyi yöneticiler, iyi niyetli bir medyayla bu insanlar bir araya gelir. Ama bizim yöneticilerimiz devamlarını bu bölünmede umuyorlar, bizim medyamız satışını, tirajını ve reytingini bu kavgada buluyor. Onun için yangına körükle gidiyorlar.
İlk olayda nasıl birleştiklerini gördünüz. Demek ki Fenerliyi, Galatasaraylıyı birbirine kırdıran benim medyam ve yöneticiler. Karşıyaka ile Göztepe'yi birbirine kırdıran medyam ve yöneticiler. Bursa ile Beşiktaş'ı birbirine kırdıran medyam ve yöneticiler. Bunların hiçbiri hain değil, hepsi insan bunların. Öfkeleri var. Nereden tahrik edilirse oradan...
Lige nasıl yansıyacağı belli olmaz. Bu olaylar bittikten sonra iki tane başkan ya da yönetici çıkar, iki tane aptalca laf eder gene bu kıyamet kopar.
Şimdi yaratılmış barış havasını medyanın ve kulüp yönetimlerinin sürdürmesi lazım.
Gezi olaylarında 'en azgın' dediğimiz, 'en fanatik' dediğimiz, 'en holigan' dediğimiz taraftar liderlerini bir arada gördün. Peki, iki kulüp başkanını bir arada gördün mü ya da iki yöneticiyi bir arada gördün mü?
'Ya bizim birbirini asıp kesen taraftarlar kol kola gidiyorlar. Gel biz de oturup bir yemek yiyelim' diyen yönetici çıktı mı? Onun işine gelmiyor barış çünkü... Gezi önemli değil. Başka bir sebeple de barışabilir taraftarlar. Ama barışma bugünkü yönetim kafasının işine gelmiyor. Balık avlamanın kolay olduğu yer bulanık sulardır. Sular hep bulanık kalmalı ki bunlar hep bunu kullanıp başkan kalabilsinler. Muhalefetlerini tasfiye etsinler falan...
Federasyonun kademeli olarak yabancı sayısını düşürme isteği Galatasaray ve Fenerbahçe arasında görüş ayrılığına yol açtı. Galatasaray kontenjanın indirilmesine karşı çıkarken, Fenerbahçe alınan kararların uygulanmasını istedi. Öte yandan Fenerbahçe daha önce de tam tersi görüşteydi. Bu görüş farklılığını nasıl yorumluyorsunuz?
Fenerbahçe'nin aslında bir düşüncesi yok. Fenerbahçe, Galatasaray ne yaparsa onun tersini düşünüyor. Görüntü tamamen o hale dönüşmüş. Bunun sebebi de Aziz Yıldırım... Aziz Yıldırım kendi kararsızlığı ve başına gelenler dolayısıyla şaşkınlığı yüzünden kontrolü elinden kaçırdığı için Galatasaray ne söylerse tersini söyleyerek bir muhalefet yarattığını düşünüyor. Onun için Yıldırım'ın dün söylediklerinin bugün tam tersini söylemesini yadırgamıyorum.
Ünal Aysal gelecek sene Türkiye Futbol Federasyonu, 'Haklıymış, yabancı kontenjanının azaltılması lazım' derse Aziz Yıldırım, kıyameti kopartacaktır. 'Artırılması gerekiyor' diye...
Son uzlaşılan formül 6+2+2 şeklinde... Bu sistem Türk futbolu için doğru bir tercih mi?
Yabancı futbolcular 'transfer sayısı, 18 kişilik kadrodaki sayısı, sahadaki, tribündeki sayısı' diye ayrılıyor. Bunlarla ilgili karar ne zaman alındı; Türkiye Futbol Federasyonu tarafından? Yeni mi alındı bu karar? Geçen sezonun başında ilan etmedi mi federasyon! O zaman itiraz eden oldu mu? Yürürlüğe girdi.
İtiraz eden olmadı, belki de uygun zaman beklenmiş olabilir.
O zaman sen esen rüzgara karşı karar değiştiren federasyona nasıl güvenebilirsin! Çünkü yabancı futbolcu sayısı bir transfer politikası gerektirir. 'Yabancı futbolcular gelecek sene serbest bırakılacak' diye bir karar varsa yurt içine bakmaz kulüpler... Müthiş bir dünya pazarı var, parana göre dalarsın. Yüz bin euro'ya da adam var, on milyon euro'ya da adam var. Bütçen ne ise ona göre kadronu yapmaya başlarsın. Bir adam Brezilya'ya gider, bir adam Fildişi Sahiline gider, bir adam Japonya'ya gider.
Ya da federasyon, 'Yabancı futbolcu sayısı azaltılacaktır' der, diyelim '6+0' diye bir karar alır. 'O zaman benim yerli futbolcu oynatmam lazım' dersin, bütün o futbol sezonu boyunca 'scout, izci' denilen adamlar yurt içine dönerler. Artık Brezilya'da, Fildişi Sahili'nde, Japonya'da adam aramaktan çok Manisa'da, Erzincan'da, Mardin'de, Urfa'da neler var onlara bakmaya başlarlar. Öyle bir pazar oluşur. Yani her şeyin değişebileceği bir karar bu...
Bir de zaman gerektiren bir karar bu... Sen şimdi bütün bu sezonu böyle geçirmişsin, sene sonunda bir kulübün baskısı ile, diyelim Galatasaray'ın ya da Fenerbahçe'nin baskısı ile karar değiştiriyorsun, 'Serbest' diyorsun. Senin kararına inanıp da bütün seneyi öyle geçirenlerin günahı ne!..
Onun içindir ki futbolda kararlar bir sezon önce alınır, ertesi sezon uygulanır. İnsanlar ona göre hazırlıklı olsunlar. Şok yaşamasınlar.