Ama antrenör sistemle, taktik gibi oynayamaz. Çünkü sistem; yerleşik bir düzendir. Sezon öncesi ya da devre arası boşluğunda takıma öğretirsin, yerleştirirsin. Ondan sonra o takım o sistemle oynar. Oyuncu da ne yapacağını bilir. O sistemin ne olduğunu bilir.
Galatasaray dörtlü sistemle oynuyordu. Senelerden beri de böyle oynuyor. 3-5-2, Tomislav İvic ile beraber başlamıştı. Fatih Terim 1996 yılında Galatasaray'a geldiği zaman 3-5-2 ile başladı ama sonra 4'lü savunmaya döndü. 4'lü savunma da Galatasaray'ı UEFA şampiyonu yaptı. Aynı dönemde, Avrupa takımlarının pek çoğu da 3-5-2'den vazgeçip 4'lü sistemlere döndü. 4-4-2, 4-3-3, 4-5-1, falan... Ama 4'lü defans esas, 2 stoper ortada...
Şimdi, bu arkadaşımız geldi; yeniden 3-5-2'ye döndü. Hiç itirazım yok. Dünyanın terk etmekte olduğu bir sistem de olsa sen buna inanıyorsan...
Başlarda 3-5-2 sonuç vermiş göründü.
Sonucu konuşmuyorum. Türkiye'deki en büyük sahtekârlık bu... Bak çok ağır ve net konuşuyorum; sahtekârlık bu... Neden böyle öfkeli konuşuyorum? Çünkü bir yığın Mancini yalakası var Türkiye'de...
Aslında bunların Mancini yalakası olmaları için hiçbir sebep yok. Ama bir şekilde Fatih Terim düşmanları, ama bir şekilde Fenerbahçe hastaları bunlar ve Galatasaray'ın böyle battıkça batması hoşlarına gidiyor. Onun için Mancini'ye destek görünüyorlar. Bir şekilde Ünal Aysal'ın adamları var. Ama neticede hepsi aynı yere çıkıyor; bunlar Mancini yalakası!..
Televizyonda maç izlerken, yorum dinlerken, gazeteleri okurken çıldırıyorum. Türkiye yüzlerce Mancini avukatıyla dolu. Adamın aklından, hayalinden geçmeyen mazeretleri; benim gazetecim onun adına buluyor.
Mancini, birinci yarının sonunda 3-5-2'yi denemeye başladı. Ligin ikinci yarısında belli ki bu sistem ile oynayacak. Ara dönemde Antalya'ya gidip kamp yaptı. Orada ne yaparsın; bir esas 11 belirlersin. Antalya'da, Galatasaray'ın esas 11'nin ne olduğunu anlayan bir kişi var mı? Her maçın, her devresinde, başka 11'lerle oynadı ve herkesi her yerde oynattı.
Yepyeni bir sistem uygulatıyorsun onu da yerleştirmiyorsun. Habire kepçeyi karıştırıyorsun; çorba, aşure... İnanılır gibi değil! O takım Antalya'dan yola çıktığı zaman kimse, neyi, nasıl oynayacağını bilmiyordu. En tecrübelileri; Melo'su, Selçuk'u, Drogba'sı, Sneijder'i dahil... Bilmediklerini de Elazığspor ile oynanan kupa maçında gördük. Elazığspor tokatladı Galatasaray'ı!..
Ama adam Galatasaray ile öylesine oynuyor ki!.. Galatasaray onun için öylesine ufak, öyle değersiz, öyle zavallı bir takım ki oynamaya devam ediyor. Bir maçın içinde üç kere sistem değişir mi! Maradona'yı oynat bakayım, Messi'yi oynat bakayım; üç değişik sistemle bir maçın içinde de göreyim oynayabiliyor mu! 'O olmadı, böyle çevirelim, bu olmadı böyle çevirelim, o olmadı tekrar öyle çevirelim.' Böyle bir şey olur mu!