G.Saray yine öne geçmişti. Hem de "Sneijder'den Telles'e, Telles'ten Burak'a ve oradan rakip filelere" diye gelişen, mantıklı bir gol cümlesiyle. Antalya beraberliği bulmasa, belki de ilk yarı itibariyle Sabri'nin çabalamasına "debelenme", Melo'nun özgüvenine "ciddiyetsizlik", Drogba'nın dinginliğine "bitkinlik" demeyecektik. İlk yarı sonunda Galatasaray savunması tuhaf bir gol yemeyi becermiş, Antalyaspor 2-1 öne geçmeyi başarmıştı. Samet Aybaba'nın Ziraat Türkiye Kupası'nda grubunu G.Saray'ın önünde lider bitiren takımı, geriden gelerek büyük iş yapıyordu. İkinci yarının başında Antalya daha da üstündü ve büyük bir takım gibi oynuyordu artık. Drogba'nın saha içinde takım arkadaşları ve kenarda Mancini ile yaptığı toplantılar bir türlü meyve vermiyor, Galatasaray pozisyon bulmakta zorlanıyordu. Misafir takım favori Yeni transferlerden Telles ve form tutan Burak, biraz Muslera, biraz da Sneijder dışında umut vaadeden isim yoktu. "Umut - Ceyhun değişimi maçın son yarım saatindeki senaryoyu Galatasaray lehine çevirecek mi" derken peşisıra gelen değişiklikse neredeyse bir devrimdi. Drogba çıkıyor, neden oynamadığını anlamadığımız Veysel oyuna giriyordu. Kenara alınan Drogba'nın yüzü kendi performansından dolayı buruşmuştur umarım. Aksi takdirde Mancini için sadece derbi değil bu sezonun tamamı sandığından daha zor geçecek demektir. G.Saray'ın dün geceki rakibi en az bir sonraki rakibi Beşiktaş kadar iyi bir takım bence. Son 10 dakikası nefes kesen maç berabere bitmiş olsa da; Aybaba, G.Saray'a karşı nasıl oynamak gerektiğini göstererek, Bilic'e Olcay Şahan kadar önemli bir miras daha bıraktı. Bilic'in ve talebelerinin o mesajı aldığını düşündüğümden, -herkesin aksine- derbide"misafir takım"ın favori olduğunu düşünüyorum...
Levent TÜZEMEN: Mancini'nin aklı tutulmuş!
Not: Galatasaray'ın yediği ikinci gol ofsayttı...
Rıdvan DİLMEN: Galatasaray 70 dakika rakibi izledi
10 DAKİKA YETMEDİ
İkinci yarı oyun o kadar çok durdu ki ne pozisyon var ne de hareket. Bir tek son 10 dakikaya girildiğinde, Mancini Burdisso'yu çıkarıp stopere Melo'yu çekti, Emre'yi de orta sahaya koydu. Emre ile Selçuk biraz önde baskı yapmaya yani rakibi rahatsız etmeye başladılar. Bu da topun Antalyaspor ceza sahası yakınında kalmasını sağladı. Yani 10 dakikalık pres değil, pres yapar gibi baskı yaptılar ve golü de buldular. Hatta ikinci şansı da yakaladılar. İkinci yarıda Mancini, Drogba'yı çıkardıktan sonra 4-4-2'ye döndü ama ilk 10 ve son 10 dakika dışında Galatasaray kötü oynadı. Bunun da tek sebebi rakibine futbol oynama şansını çok vermesiydi.
Erman TOROĞLU: Mancini, Sabri'den hala ne bekliyor!