Maçın skorunu kapatıp sadece istatistikleri yoldan geçen 100 tane futbolsevere göstersek bu maçı kim kazanmıştır diye sorsak 99'u Galatasaray derdi. Bütün maç oyunu kontrol eden rakibin 3 katı daha fazla pas yapan rakip ceza alanına 50 orta yapan kornerlerde 8'e 1 üstünlük sağlayan bir takımın doğal olarak da maçı kazanması gerekir. Ama dün geceye baktığımızda Galatasaray hem mağlup oldu. Hem de kalabalık Balıkesir defansı arasında doğru dürüst pozisyon üretemeden maçı tamamladı. Önce yedikleri 2 golden bahsedelim. İki golle de şanssızlık Galatasaray'ın yakasına yapıştı. Sercan'ın attığı gol Yekta'ya çarpıp filelere giderken ikinci golde bilardo topu gibi rakibe çarpıp seken top en son Gökhan'ın önünde kaldı ve Galatasaray 2-0 mağlup duruma düştü. Kısaca şanssız goller yediler. Goller haricinde de rakibe bir tane pozisyon vermediler. Gelelim işin ofansif tarafına... Galatasaray'ın hücumda bu kadar etkisiz kalmasının bir kaç temel sebebi var. Sistem... 4-3-1-2 sisteminde oynamak Galatasaray'ın kanatlarını feda etmesi demektir. Prandelli'nin elinde Bruma, Olcan, Yasin, Emre gibi oyuncular varken göbekten oynamaya çalışmak İtalyan hocanın en büyük yanlışı.2. yanlış orta sahadaki oyuncu tercihleri. Şu anda oynayan 3 oyuncu da birbirinin kopyası. İkisi bu takıma fazla. Son olarak beklerin hücuma katkısı çok az. Özellikle sağbekteki arayışları gördüğümde Sabri Reyiz'in bu takıma geri dönmesi gerektiğini düşünüyorum.
Levent Tüzemen: Prandelli'nin makyajı aktı
Balıkesir toplama takım. İlk iki maçını kaybetmiş. Selçuk-Dzemaili- Yekta üçlüsüyle orta alanda oynuyorsun. Bu diziliş "Gol yemeyeyim" mesajıdır ve rakibe cesaret aşılar. Korkunun ecele faydası yoktur. Prandelli de adını 39 yıl sonra Balıkesir'e kaybeden G.Saray'ın İtalyan hocası olarak yazdırdı. Sonuç; bu İtalyan'ın da makyajı aktı.
Serkan Korkmaz: Suçlu; ayağa kalk!
Bruma'nın Galatasaray kariyeri; 19 maçta sadece bir gol. Ve hala bu futbolcunun bir "yatırım" olduğuna dair güçlü bir inanış hakim ortamda. "Algı yönetimi" çok acayip bir tabir. Size tavsiyem; "marka değeri" gibi içini boşaltmadan, yozlaştırmadan kullanın. Arda'nın satıldığı paraya alınan adam, satıp da kar edilecek iddiasıyla, bir "yatırım" olarak çok iyi pazarlandı... Allah aşkına, hepimiz çok iyi biliyoruz ki, bu çocuk G.Saray'a ne para, ne de herhangi bir zafer falan kazandıramayacak. Aslında; yanlış yerde oynatılan; üç milyon yediyüz ellibin uero geliri olan "iyi çocuk" Selçuk. Yanlış yerde oynatılmasına sebep, yönetimin kan kırmızısı çileği-taraftarın sarışın sevgilisi Sneijder, topla anca ofsaytta buluşabilen Burak gibi, Bruma da son derece suçsuz. Bruma; "Beyler; ben bu kadar para etmem" mi diyecekti? Mancini'nin kaçışıyla, kupasız kariyerinin dip noktasında, Şampiyonlar Ligi'nde boy gösterme fırsatı yakalayan Prandelli de masum bence. 4 tane doğru dürüst yabancı oyuncu transferi dahi yapamayıp, sınırsız yabancı transferi isteyenlere göz yummayan TFF ve hakemlerine de bir şey dememeli. Yoksa, taraftar mı suçlu? Her yeni futbolcuyu istisnasız omuzlarına alan, her daim takımının çıkarı doğrultusunda hareket eden, hani o; aşkından gözleri kör olmuş... Elbette ki; hayır! Suçlu kendini iyi biliyor ama, suçun tadını aldı, bedel ödeten de olmayınca bırakamıyor. "Ne olur suskun durma, birseyler söyle / Karanligin içinde kaybolma öyle" Cemali (nerden geldiyse aklıma)
Erman Toroğlu: G.Saray'ı anlayan var mı?
Geçen haftalarda söyledim; "G.Saray lige hazır değil." İşte dünkü G.Saray'ın ligin yeni takımı Balıkesirspor karşısında hali ortada. Dünkü maçta sarı-kırmızılı futbolcular oynadıkları isteksiz futbol ile beni doğruladılar.
Lig başladı ama G.Saray hala başlayamadı!
Takımda hala bir şeyler eksik, isteksizlik var. O bildik hırslı, golü koklayan, bol pozisyon bulan G.Saray gitmiş rakibe teslim olan G.Saray gelmiş. Ne oyunda oyun var ne sistemde sistem var. Biri bana G.Saray'ın sahada ne oynadığını anlamış mı anlatsın lütfen! Beşiktaş'ın hocası Bilic için "Değil 8 hafta, 88 hafta geçse bu takıma bir şey vereceğine" inanmıyorum demiştim ama İtalyan teknik adam Prandelli de farklı değil. Bu Prandelli ile de G.Saray bir yere gidemez! Prandelli de G.Saray'a maalesef bir oyun felsefesi katamamış. G.Saray'ın o bildik tam saha presli oyunu gitmiş, yerine ne yaptığını bilmeyen oraya buraya koşuşturan bir G.Saray gelmiş. Geriye düşse de futbolunu galibiyete taşıyan, oyunu çevirebilen bir G.Saray'ı da dün göremedik sahada.
Her zaman söylüyorum; futbolda kazanmak için top sendeyken hücum yapacaksın, top rakibe geçince topluca savunmaya geçeceksin.
Balıkesirspor'a ilk yarıda baktım sanki lige yeni çıkmış bir takım görüntüsünden çok uzaktılar. Oynadıkları futbola bakılırsa sanki G.Saray değil de Balıkesirspor çok tecrübeli bir takımmış görüntüsünü gördük. Çok ilginç sahanın yıldızı G.Saray'ın Balıkesirspor'a sattığı Sercan Yıldırım...
Birşeyi çok merak ediyorum; Sercan Yıldırım'ı kimler beğenmedi de Sercan dün G.Saray'ı kendi silahı ile vurmuş oldu? G.Saray Sercan'ı Bursaspor'dan aldı, bir türlü kadroya sokup istifade edemedi.
İki yıldır Sivas ve Şanlıurfaspor'da kiralık oynattılar. İşte o Sercan Yıldırım dün G.Saray'ı yıkan adam oldu. Sadece golde değil oyunda kaldığı sürece takımın en iyisiydi. G.Saray adına hezimetin özeti şu: Baskı yapamazsan, sahanın her yerinde pres uygulayamazsan maçı kazanman imkansız olur. Tesadüflere kalır ki, koskoca G.Saray maçı kazanmak için futbolun tesadüflerine, şansına bırakmamalı oyunu.
Prandelli de Bilic'ten farklı değil. G.Saray onunla bir yere gidemez.
Ahmet Çakar: Üsküdar'ı geçtikten...
G.Saray'da düşüş devam ediyor. Sezon başı üst üste gelen puan kayıpları futbolcuları da psikolojik olarak etkileyip kendilerine olan güvenlerini kaybettirmiş. Ligin yeni takımı Balıkesir karşısında bile böylesine etkisiz, top kaybının bu kadar fazla yaşandığı bir oyun oynarsanız ilerleyen günler çok daha kötü olur. Balıkesir, G.Saray'ın işini ilk yarıda bitiriverdi. Eski G.Saraylı Sercan çok hırs yapmış.
22. dakikada Alanzinho orta sahayı driplingle geçip Sercan'ın önüne bıraktı. Onun vuruşu da Semih'e çarpıp gol oldu. Gökhan'ın attığı ikinci golde de ilk golle benzerlikler var. Orda da top defansa çarpıyor, sekiyor, Gökhan tamamlıyor ve gol oluyor. G.Saray böylesine basit golleri yememeli. G.Saray'ın zaten hücum organizasyonu yetersiz.
Kanat bekleri bence G.Saray için ideal bekler değil. Eboue ve Telles'i bir kenara koyun; Veysel, Yasin ve Tarık'ı bir tarafa koyun.
Hatta ilk gruba Sabri'yi bile ilave edebiliriz. İleride Burak yine eski sendromunu yaşıyor. Çok yalnız.
İstediği topları alamıyor ve defansın arasında kaybolup gidiyor.
Dün Balıkesir defansı G.Saray'a havadan bir top bile bırakmadı. İkinci yarı Prandelli oyuncu değişikliklerini geç yaptı. Atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra oyuncu değiştirsen ne olur, değiştirmesen ne olur? G.Saray kanatları kullanamıyor. Orta sahadan forvete destek gelmiyor ve böyle olunca da G.Saray'ı çok ama çok kötü günler bekliyor gibi görünüyor. Üstelik yönetim manasız ve olmayacak şekilde seçime gidiyor. Zaten takımda ciddi bir başıbozukluk varken seçim de G.Saraylı oyuncuları olumsuz etkileyecek.
Balıkesir ligin yeni takımı ve çarpıcı bir galibiyet aldılar. Ama oynadıkları futbola baktığımızda ilerisi için 'rahatız' demesinler. Üstelik Balıkesir'in hocası dün oynayan kalecisinin kulağını çekmeli. Bir gün büyük bir problem yaşatacakmış gibi bir sinyal verdi. Karşılaşmanın hakemi Çağatay Şahan'ı genel olarak beğendim. Ama itiraz nedeniyle bence fazla kart gösterdi. Gerek fiziği, gerek oyunculara yaklaşımı gerekse faul tespitlerinde başarılıydı.
Rıdvan Dilmen: Bu Galatasaray darmadağın
Dün akşam Galatasaray Balıkesir deplasmanında inanılmaz kötü futbol oynadı.
Balıkesirspor; bekleyecek, gömülecek, Alanzinho'yla başlayan ataklarda Gökhan Ünal ve Sercan Yıldırım'ın savunma arkasına koşularıyla sonuca gitmeyi düşünen, hücum planları bu yönde olan bir takım. Galatasaray Eskişehirspor, ardından Anderlecht ve dün aynı şekilde Balıkesir maçında da rakip alanda oynadı ama tıpkı o maçlarda olduğu gibi pozisyona girmekte büyük sıkıntı yaşadı.
Oyuna 4-3-2-1 sistemi ile başladılar.
Orta alandaki üçlü birbirine çok benzer:
Yekta, Selçuk ve Dzemali. Özellikle kontratak yapan takımların "Rakip inşallah böyle oynar" dediği bir sistem.
Karşılaşmaya bakıyoruz, Galatasaray tek kale oynadı ama golü yok. Rakip iki gol attı! Karşılaşmada enteresan şeyler oldu. Burak Yılmaz, savunma yapan takıma karşı ilk yarıda 5 kez ofsayta düştü. Devreye 2-0 geride giren Galatasaray'da Prandelli oyuncu ve taktik değişiklik yapar diye düşünüyordum ama 62. dakikaya kadar ne oyuncu ne de sistem değişikliği yaptı İtalyan hoca.
Sonra 4-4-2'ye döndü. Oyuna sonradan giren Emre Çolak 80'den sonra sol bek oynayarak maçı bitirdi. Bakınca darmadağın oynayan bir Galatasaray. Dağınık ve coşku sıfır.
Maçı kalabalığın içinden çıkaramayan bir takım izledik. Kenarlardan nadir olarak çıktıklarında da etkisiz ortalar yaptılar.
Bunlar Balıkesir'in tamamen lehineydi. Balıkesir yeni bir takım, uzun yıllardır ilk kez Süper Lig'de oynuyor. Ligin güçlü takımlarından Galatasaray'a karşı zorlanmadan defans yaptılar.
Galatasaray'ın benzer orta saha oyuncularının merkezden yaptığı hücumlarla zaman zaman Burak'a atılan toplara önlemlerini aldılar. Belki de bu yıl bir sezon boyunca elde edemeyecekleri kadar rahat bir galibiyet elde ettiler.
Oyun Galatasaray adına tek kale gibi görünse de Galatasaray pozisyon bulamadı. Burak'ın çok ofsayta kalıp faul yaptığı bir maçta, Balıkesir takımı rahat bir galibiyet elde etti.
Burak'ın çok ofsayta düşüp faul yaptığı maçta Balıkesir rahat bir galibiyet aldı.