Super Bowl ile bitirelim isterseniz. Dünyanın en büyük spor organizasyonlarından Super Bowl'da kazanan, Seattle Seahawks'ı 28-24 yenen New England Patriots oldu. Etkinliği 800 milyon insan heyecanla izledi. Bu etkinliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Amerikan futbolu Türkiye'ye çok yabancı bir spor dalı. Ama şurası önemli, yani bir maç bir ülkenin ekonomisini nasıl etkiler? Pazar günkü Sabah'ta Bülent Timurlenk'in çok güzel bir yazısı çıktı. Karaborsa falan değil! Resmi bilet fiyatı 9 bin dolar. Yani 20 bin lira. Ve tıklım tıklım dolu ve biletler karaborsada. Karaborsa da kim bilir kaça satıldı? Geçen Super Bowl final maçını Amerikan televizyonları önünde izleyen Amerikalı sayısı 111 milyon. Yani ülkenin neredeyse yarısı televizyon başında. Ülkenin yarısı derken bebekler, 90 yaşındaki yaşlılar dâhil. Sporla ilgileri çok az olan kadınlar dahil olmasına rağmen. Çünkü Super Bowl bir şov. Öyle hazırlanıyor. Bu sene en az 120 milyon bekleniyor. Timurlenk, geçen sezon Super Bowl'a televizyon önündekiler için verilen fast food siparişlerinden örnekler vermiş. Bir milyar iki yüz milyon tavuk kanadı yenmiş. On bir milyon pizza sipariş verilmiş, on bir nokta iki milyon patates kızartması sipariş verilmiş ve bir milyar litre bira içilmiş. Yani o maç günü Amerikalıların aldığı ortalama kalori 2400. Yani bugünkü haliyle obez Amerika'da böyle 10 tane maç olsa demek ki Amerikalılar sumo güreşçisi gibi olacak. Şimdi bu siparişlerin ülke ekonomisine katkısını bir düşün! İşte bir de bizim yayıncılık hakkında söylediklerime bak. Bizde yayıncı kuruluşta başta olmak üzere insanları televizyonda maç izlemekten nefret ettirmek için ne lazımsa yapılıyor. Bizim yayınlarımız reklamdan geçilmiyor, reklama boğuluyor, reklam arası maç izliyorsun. Adam sadece devre arasına reklam alıyor. 30 saniyelik reklamın bedeli 4,5 milyon dolar (yani 11 milyon lira). Öyle bir para aldığın zaman bütün maçın üzerine 55 bin tane reklam bindirmene gerek kalmıyor. Biz neredeyse mahalle bakkalından reklam almak için en bedava, en ucuz reklamları koyuyoruz ve sen reklamlardan dolayı maç seyredemiyorsun. İşte ekonomi bu!
Galatasaray – Bursaspor maçında Melo'nun görmediği iki sarı kart çokça tartışıldı. Siz bu pozisyonlarla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Genelde hakemlerin pozisyonları için konuşmak lazım. Geçen hafta resmen başlayan ikinci yarıda hakemlerin durumu iyi değil. Yani, biz sadece genelde Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray maçlarını izliyoruz. Onun ötesinde ne cinayetler olduğunun farkında değiliz. Mesela geçen hafta Kasımpaşa - İstanbul Başakşehir maçında Kasımpaşa'yı yaktılar. Hakemler Kasımpaşa'yı resmen yaktı! Şimdi, büyüklere gelince hiç kimse aksini de söylemesin, tartışmaya da girmesin. Hakemlerimiz aynen bu sırayla Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı ve Beşiktaş'ı tutuyorlar. Bu sene özellikle tutuyorlar. Neden? 1- Yayıncı kuruluş ligin Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray üçlüsüyle gidebildiği kadar gidilmesini istiyor. Çünkü yayıncı kuruluşun Lig TV abone satışları ve Digitürk kutu satışlarında müthiş düşüş, iadeler ve iptaller var. Bu heyecanı sürdürebilirlerse artış ümit ediyorlar. Yani, yayıncı kuruluş Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın ve Beşiktaş'ın kollanmasından yana.
2- Futbol Federasyonu, Passolig ile kaybedilen, başka sebeplerle kaybedilen seyirciyi geriye alabilmek için bu yarışın devam etmesini istiyor.
3- Medya zaten kendi tirajı ve kendi taraflığı nedeniyle bunu istiyor. Böyle olunca da hakemler sahaya resmen Fenerli, Galatasaraylı ve Beşiktaşlı olarak çıkıyorlar.