Bilic belki yorgun takımda rotasyon yapmadığı için eleştirilebilir. Geçen haftaki değişikliklerinin sebebinin geçerli bir sebebi vardı, Liverpool maçıydı. Ama dün en azından Tolgay ilk 11'de başlayabilirdi diyebilirim. Demba Ba'nın attığı penaltılarla ilgili bir çekincem var: Kural kitapçığı penaltı atan futbolcuya abartmadan taktik uygulama hakkı tanıyor. Ancak bana göre Demba Ba'nın penaltılarında kural ihlali var. Balıkesir taraftarı futbolu çok seviyor. Bu kadar yıl bekledikten sonra yönetimin ligde kalıcı bir kadro kurması gerekirdi. İyi niyet her şeye yetmiyor. Kadro hem derin değil hem yetersiz. Kemal Özdeş'in, Muğdat gibi çabuk oyuncusu varken zihinsel olarak futboldan kopmuş Gökhan Ünal'a bu kadar ısrar etmesinde bir anlam bulamadım. Hakem Halis Özkahya mükemmel bir yönetim gösterdi.
Metin Tekin: Yorgunluk ve ciddiyet
Beşiktaş'ın dünkü oyununu nasıl değerlendirirsiniz?
Üç gün önce alınan Liverpool zaferi takım birlikteliğinin bir sonucuydu. Dün ise oyunu tamamen futbolcu maharetlerine kalmış bir Beşiktaş vardı. Bana göre takımın en büyük zafiyeti de buradaydı. Tabii ki 120 dakikalık Avrupa sınavı Balıkesir maçını zorlaştırmıştı ama Beşiktaş gibi bir takım iki kez öne geçtiği maçı bitirmeliydi. Beşiktaş'ın önde olduğu anlarda biraz oyun şımarıklığı vardı, kaybettiği iki puanda bunun rolü olduğunu düşünüyorum. Maçın sonlarında yorgunluk göze çarptı ama Beşiktaş gibi bir takım bunun üstesinden gelmeliydi. Bana göre Beşiktaş, Fenerbahçe ile birlikte önemli bir kayba uğradı. Bu Beşiktaş'ın Avrupa yolculuğunun lige yansımasıdır. Beşiktaş şampiyon olacak mı sorusunun yanıtı burada.
Bilic, Liverpool karşısında 120 dakika oynayan futbolcularıyla Balıkesir karşısına çıktı. Bazı isimleri dinlendirmeyi tercih edebilir miydi?
Öncelikle Tolgay ilk 11'de olabilirdi. Veli yerine de Kerim... Ancak lig koşusunda 'daha fazla rotasyon daha verimli olur' demek değildir. Gökhan ve Damba Ba'sız çıkmak risk olurdu. Sonuçtan nedene giderseniz bir çok şey söyleyebilirsiniz. Bilic, Eskişehir maçında rotasyon yaptı diye de eleştirildi. O yüzden sonuçtan nedene gidemezsiniz, maçın başından doğru karar vermek gerekiyor.
İki tribünün cezalı olduğu Balıkesir maçını Beşiktaş'ın İstanbul yerine Ankara'da oynaması, sizce hata mıydı?
Kesinlikle böyle düşünmüyorum. Beşiktaş daha önce Ankara'da oynadığı maçları kazandı. Bunun tribün ya da zemin gibi sebepleri vardı. Bu yüzden Ankara tercihini yanlış bulmuyorum.
Devre arası transfer edilen Opare'nin oyununu nasıl buldunuz?
Opare'yi iki maçtır beğeniyorum ama oyuncu kalitesi hakkında şu an için net bir şey söyleyemeyiz. İki maçta da üzerine düşeni yaptı. Ancak oyuncu kalitesi bambaşka bir şey. Bunu konuşmak için erken.
Birkaç haftadır iyi olmayan Sosa'nın kadroda yer alması için ne düşünüyorsunuz?
Sosa 2-3 maçtır beklenenin altında bir futbol sergiliyor. Ama Liverpool maçlarının ardından hemen ondan vazgeçmek pek doğru olmazdı. Bana göre Sosa ile maça başlamak Bilic açısından doğru bir tercihti.
Rıdvan Dilmen: Liverpool darbe vurdu
Öyle bir maç oynandı ki oyunun 70 dakikasında Beşiktaş galibiyeti kaçırdı, son bölümlerde de Balıkesirspor kaçırdı. 2-2'ye geldikten sonra Beşiktaş'ın yüklenebilmesi için Gökhan Töre'nin daha diri olması gerekiyordu. Atiba'nın, Serdar'ın daha güçlü olması lazım. Tolgay aslında yanlış bir değişiklik değildi, orta sahayı tutmak istedi ama sorun şu ki 3'ü bulamadı. Bence bu ligde Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe her ama her maçta zorlanacaktır. Bundan böyle 10 maçta 8-9 galibiyet günleri bitti. Tabii ki Balıkesirspor maçı kayıptır ama Balıkesir'in görüntüsü hiç de sonuncu gibi değildi, tebrik etmek lazım.Beşiktaş da 2 maçta 1 puan aldı, Fenerbahçe de... Lig bence biraz normale döndü diyebilirim.
Allahtan kupada elendi Beşiktaş, hiç kaldıramazlardı bu durumda 3 kulvarı... Beşiktaş'ın Perşembe maçı varken Pazartesi oynaması zor. Pazar'a alınması daha mantıklı. Derbi varsa var, Beşiktaş gündüz oynar. Bu planlama yapılırken acaba kulüplerin yetkilileri işin içine dahil oluyor mu? Beşiktaş yönetiminin de federasyonla iletişim içinde olması lazım. Önder Özen bu işleri eskiden yapıyordu. Bu hafta da Beşiktaş ilk kez boş geçecek, bu hafta çok ama çok iyi dinlenmesi gerekiyor.
Avrupa'da dünya çapında bir takımı eledi Beşiktaş ama ikisini birden yapabilmek önemli. Arada Liverpool olmasa bu iki maçta da çok daha iyi sonuçlar alırlardı. Avrupa'da Liverpool'u eleyebilmek önemli bir olay ama Liverpool elenirken Beşiktaş'a darbe vurdu. Yine de bu kayıplar oyun içerisinde var.
Bugün puan kaybını oturduğun yerden eleştirmek kolay ama futbol kolay değil. Beşiktaş'ın Liverpool maçına bakış açısı Liverpool gibi değildi. Bütün enerjini, gücünü verdin. Öncesi de tehlikeli, sonrası da... Barcelona, City deplasmanına gitmeden Malaga'ya içeride yenildi. Büyük takımların başına böyle şeyler geliyor. Beşiktaş'ın 2 haftadır görüntüsü zorlu ama. Eğer duygusal bakmazsan bugün için 1 puanı iyi bile görebilirsin, son 10 dakikayı düşünürsek. 3'e 1'lere kaldı son bölümde.
Maçın Beşiktaş adına dikkat çekeni Opare'ydi. Ters ayaklı bir oyuncu için solda muhteşem oynadı. Balıkesir'de de Sercan Yıldırım biraz toparlanmış, devamlılığını sağlamış. 2-2'lik skor Balıkesir'i motive eder, Rize'ye karşı kendileri adına ligin finalini oynayacaklar.
Erman Toroğlu: Futbol laubaliliği kaldırmaz
Hafta içi Girne Amerikan Üniversitesi'ne söyleşiye gittim. Akşam da Beşiktaş-Liverpool maçını tam izleyemedim. Onun için de maç yorumu SABAH ve FOTOMAÇ gazetelerinde yoktu. Beşiktaş-Liverpool maçından evvel, "Bu maç ne olur?" diye sorduklarında Beşiktaş'ın şansının "Yüzde 5 veya10"olduğunu söylemiştim. "Beşiktaş elerse güzel bir sürpriz olur" diye de eklemiştim.
Bu maçtan sonra "Liverpool maçı Erman hocaya kapak olsun" diyenler oldu. Olabilir... Benim bu oranı verirken düşüncelerim şuydu; siyah-beyazlılar son 7-8 haftadır takım oyunundan uzaklaşıp, maçlarda ferdi hareketler yapmaya başladılar. Çok maçı da zorlanarak kazandılar. Futbol laubaliliği kaldırmaz. Benim bu oranı verirken temel dayanağım Beşiktaş'ın çok rahat gol yemesiydi. Liverpool maçında Türkiye'de yer yerinden oynadı. Hakikaten büyük başarı. Peki niye yer yerinden oynadı? Beşiktaş bu turu rahat geçecek olsaydı Türkiye bu kadar sevinir miydi? Hayır! O zaman yaptığın hiçbir işte "temel dayanakların" yoksa uçmayacaksın. Yani size Balıkesir maçının yorumunu yapmadan Liverpool maçının yorumunu yapmış oldum. Beşiktaş'ta iki stoper var: Ersan ve Franco... Oynadıkları maçlarda canlı el bombası gibiler. Ne zaman patlayacakları belli değil.
İşin daha da kötüsü hadlerini bilmeden oynuyorlar. Sayfa 5, resim 16, dün akşamki kırmızı kart! Ama olayı ters çevirip şöyle de bakabilirsiniz; madem adamı kaçırdın maçın sonu, bıraksan gol olacak, indirirsen kırmızı olacak. O zaman da Franco başarılı. Siz şimdi bardağın hem dolu hem de boş tarafına bakın. Bakalım ne göreceksiniz? Futbol oyununda şu vardır: Defans oyuncuları kendi ceza alanı içinde kendi forvetlerinin yardımlarına gelmesini hiç istemezler. Sebebi mi? İşte dün Gökhan Töre'nin pozisyonu. Töre her zamanki kendi attığı klasik çalımı yedi, üstüne de penalt ı yaptırdı. Yani maden suyu içti, bir de gargara yaptı! Penaltı yüzde yüz penaltıydı. Bilic diyor ki, "Lig bizim ekmeğimiz, Avrupa kupası pastamız." Bilic'e sormak lazım; pastadan evvel sıcak suya ekmek doğradılar pastadan sonra da bu sefer soğuk suya ekmek doğradılar. 1 ay sonra pasta mı ekmek mi, daha rahat göreceğiz. Ama şu var hayatın gerçeği; pasta yiyeceğim diye canım ekmekten olmayacaksın!
Ahmet Çakar: Özkahya mükemmeldi...
Beşiktaş iki kez öne geçtiği maçı kazanamadı. Üstelik Balıkesirspor gibi ligin en zayıf rakibine karşı.. Perşembe akşamı 120 dakika sonunda tarih yazmış Beşiktaş'ın dün gece ikinci yarıda belli oranda oyundan düşeceği çok açıktı ve nitekim son 20 dakikada ayakta duracak halleri kalmadı. Gökhan, Beşiktaş için çok önemli bir oyuncu; sağda oynuyor, solda oynuyor, aralara oynayabiliyor, takımı ileri taşıyor. Ama kilit açma bir tek Gökhan'a kalınca da Beşiktaş kilitleniveriyor. Oyuna Balıkesirspor iyi başladı. Art arda pozisyonlar buldu. Sonra da maç dengelendi. Ve sahneye Gökhan çıktı. Sağdan sıfıra kadar getirdiği topu ortalayınca penaltı geldi. Demba Ba yine klasik, kendine özgü penaltılarından biriyle Beşiktaş'ı öne geçirdi. Yorgun Beşiktaş iki farkı bulmak zorundaydı ki, oyunu tam rolantiye alsın, oyuncu değişiklik haklarını daha yerinde kullanabilsin. Ama bir türlü o farkı yakalayamadılar. İkinci yarıda kaybedecek hiçbir şeyi olmayan Balıkesir beraberlik golünü buldu. Aslında Beşiktaş bu golden sonra bulduğu golle de öne geçerken çok şanslıydı. Opare sıfıra kadar indi, topu çekti ve dar açıdan Beşiktaş'ı öne geçirdi. Bu gol rakibin direncini kırar, Balıkesirspor'u yıkar diye düşünürken konuk takım yine saldırmaya başladı. Ve son dakikalara doğru bu sefer penaltıyı Balıkesir buldu. Beşiktaş'ın en etkili, hücumda en faydalı oyuncusu Gökhan gereksiz, manasız ve amatörce bir penaltı yaptırdı. Sevgili Gökhan, rakip çaprazda, üstelik sıfıra çok yakın, niye kontrolsüzce üzerine gidip penaltı yaptırıyorsun? Kal yerinde, rakip dönebilirse dönsün.. İşte forvet oyuncularının kendi ceza alanlarındaki savunma hamlelerinde penaltı olma olasılığı birden yükseliveriyor. Tıpkı dün geceki gibi. Bu dakikadan sonraki son 10 dakikalık bölümde Beşiktaş az daha bir puandan da oluyordu. Franco kırmızı kart görme pahasına son adam Sercan'ı düşürmese belki de Beşiktaş dün gece kaybetmişti. Sonuç olarak dün geceki beraberlik önemli bir kayıp ve sebebi perşembenin yorgunluğu... Gecenin yıldızı Halis Özkahya'ydı. Verdiği iki penaltıda ve Franco'ya gösterdiği kırmızı kartta yüzde yüz haklı. Halis'i hep böyle kusursuz görmek istiyorum.