Levent Tüzemen: Önce restleşti sonra düzeltti
Nefes nefese, stresi yüksek bir sezon izliyoruz. Liderliğin sık el değiştirdiği yarışta hiçbir takım evinde oynadığı maçlarda bile "Ben rahat kazanırım" havasında olmayacak. 90 dakika bittiğinde ummadıkları sonuçlarla karşılaşıp, elleri başlarının arasında soyunma odasına giden oyunculara ve teknik adamlara da rastlayacağız. Bir gerçek var ki; şampiyonluk yarışında ipi kimin göğüsleyeceğine bu sezon 80 ile 90 arasında atılan goller damgasını vuracak gibi görünüyor. Galatasaray, Gaziantep'e karşı belki zorlanmadı, hatta pozisyon bile vermedi. Ama Galatasaraylı oyuncuların ruh hali, yaşadıkları aşırı stres ve telaş, farklı kazanmaları gerektiren bir maçta 85.dakikada Hakan Balta'nın kalite kokan kafa golüyle sevinmelerini sağladı. Maç bittiğinde tribünler Hamza Hoca'yı soyunma odasından sahaya çağırıp sevgide bulundu. Eğer Galatasaray kazanmasaydı Hamza Hoca giyotine kafasını vermişti. Nasıl mı?
Trabzon'da denediği kadroyu Antep önüne çıkarmak adeta kendisini eleştirenlerle restleşmekti. Bruma-Yasin gibi iki hızlı oyuncuyu kulübede oturtup G.Saray'ı "Kanatsız uçak" durumuna düşüren Hamza Hoca'nın, Umut'tan Sneijder yaratmaya çalışması çok yanlıştı. Sneijder rolüne bürünmesi gereken ve gecenin yıldızı olan Emre Çolak'ı kanada hapsetmek akıl dışıydı. Özellikle, Antep ilk yarı hücumdan geriye dönemiyor, geniş alanlar bırakıyor ama Galatasaray'ı rakip sahaya dikine, hızlı ve çabuk taşıyacak ayaklar olmadığı gol pozisyonu üretilemiyordu. Olcan kanatta topla depar atar görünüyordu ama aslında patinaj yapıyor ve Antep savunmada çoğalıyordu. Bu verimsizliği görüp ikinci yarıya "Başarılıymış" gibi aynı kadroyla başlamak, Hamza Hoca'nın oyunu okuyamamasının zafiyetiydi. Ne zaman seyirci, "Yasin..Yasin" diye tempo tuttu, Olcan çıktı önce Yasin sonra Bruma girdi Galatasaray oyunu Antep kalesine yıktı.
Burak 30 yaşında ve çok tecrübeli. Burak gibi bir golcü girdiği pozisyonlarda nasıl vuruş yapması gerektiğini artık bilmeli. Melo'nun fiziksel performansı belki düşük ama savunmaya verdiği destekle, topu oyuna sokuş becerisiyle başarılıydı.
Rıdvan Dilmen: Burada taktiksel bir başarı var
Şampiyonluğa oynarken içeride oynadığınızda riskleri alacaksınız. Alanı daraltacaksın, dönen topları toplayacaksın. Galatasaray 60 dakika bunu yapamadı. Taa ki çift santrfordan tek forvete dönene kadar. 0-0 giden maçta bu hamle eleştirilebilir. Oyunun son yarım saati oyun Japon kaleye döndü. Tek kale oynadı Galatasaray. Bunun sebebi Gaziantep savunması ceza alanı içine gömüldü ama gömen Galatasaray oldu. Galatasaray daha önce geniş alanda oynuyordu.
İkinci yarıda Hamza hoca Yasin'i aldı fakat sistemi değiştirmedi. Oyunun sonlarına doğru Umut'u oyundan çıkardı ve Bruma'yı aldı. Bu dakikalardan sonra iyice sahasına hapsetti G.Antep'i. Dönen tüm topları topladılar. 0-0 giden, yani işine yaramayan skorda 5 orta saha oyuncusu ile daha çok baskı yapmayı düşündü Hamza hoca. Burada taktiksel bir başarı var. Hakan ve Chedjou çok tecrübeli oyuncular. Takımı ileri ittiler. Maçın sırrı dönen toplardı. G.Saray bunu başardığı 25 dakikada rakibini sürklase etti. Dile kolay, G.Antep 10 maç gol yememiş, 7 maçı bir golle kazanmış bir takım. Teknik direktör hamleleri çok önemli. Hamza hoca hamleleriyle rakibini ceza alanına gömdü ve G.Saray haklı bir galibiyet aldı.
Melo'nun dönüşü olağanüstü bir durum. İnsanüstü bir dönüş. Bir oyuncunun bu kadar önemli bir ameliyattan sonra bu kadar kısa sürede dönüp bu performansı göstermesi saygı duyulması gereken bir durum. Daha tam olarak iyi değil ama büyük özveri gösteriyor. Puanlar hep aslanın ağzında. Galatasaray kazanmak için çok uğraş verdi ve rakibi Fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftada zor da olsa kazandı. Emre Çolak bir ara düştü, çok yoruldu. Dripling yaptı, çalım attı, pres yaptı. Nabzı bir ara 200 atıyordu.
Hamza hoca rotasyon yapmazsa hafta içi kupa maçı çok zor geçecektir. Çünkü çok ciddi efor sarf ettiler. Hakan Balta cin gibi oyuncu. Girdi, yaptı koşuyu, vurdu kafayı golü attı ve takımını kurtardı. G.Saray son vuruşlarda, son paslarda zaman zaman telaş yaptı. "Ah Sneijder olsa" denir miydi, denirdi. Sneijder bir iki tane sıkıştırabilirdi şu maçta. Sneijder problem çözücü bir oyuncu. Galatasaray'da problem çözücü oyuncusu yoktu. Ama ne zaman orta saha 5 oyuncu oldu beklerle beraber 7 kişi, O zaman Gaziantepspor çıkamadı.
Galatasaray'ı son 20 dakika dışında beğenmedim ama son 20 dakika kazanmak için ne gerekiyorsa yaptılar.
Erman Toroğlu: Bir dakika Hamza Hoca!
Hamza Hamzaoğlu, Galatasaray'a geleli 4 ay oldu. Bu transferleri Hamza yapmadı. Gönderilen oyuncuları da Hamza söylemedi, bunların hepsi tamam. Bunlar Hamza'nın kendisini kurtaracak cümleleri olabilir. Ama Hamza kardeşim; geleli 4 ay oldu. Bu kadar süre zarfında maça başlarken hâlâ dün akşamki kadroyu sahaya sürüyorsan sana "Bir dakika arkadaş" hatta "Pardon" derim. Neden?
Hamzaoğlu'nun dün akşamki taktiği şuydu: Bir adama önce eşeğini kaybettireceksin, sonra da bulduracaksın ve adamı sevindireceksin. Arkadaşlar dün akşam sahaya çıkan kadroya bir bakın; topu en iyi yerden oyuna sokacak, rakibi şaşırtan şekilde pas verecek iki tane adam var Galatasaray'da. Birisi Emre, diğeri kaleci Muslera. İkisi de topu çok iyi yerlerden oyuna sokuyorlar. Bunun haricinde bana üçüncü bir adam söyleyin. Biliyorum hemen diyeceksiniz ki Selçuk. Onu bir kalem geçeceksiniz. Hangi maçta sürpriz bir top attı da gol oldu. Hangi maçta rakip atağa çıkarken inanılmaz derecede mücadele ederek topu kesti. Beyler kendinizi kandırmayın. Bazı Galatasaraylı futbolcuların önce Melo'dan utanmaları gerek.Adam insan vücudunun temel direği olan belinden ameliyat oluyor ve kısa sürede geliyor dün geceki maçı oynuyor. Umut'a bir bakın, Olcan'a bir bakın. Bunların hangisi Melo'dan daha diri ve etkili? Şu bir gerçek; Emre'yi çıkarın Galatasaray hücum gücünü kaybeder. Araya sürpriz top atacak, bu takımda aradan çıkıp şut atacak ve daha da önemlisi bire birde rakibi eksiltecek Emre'den başka bir futbolcu yok. Buna bir de sonradan giren Yasin'i katarız. Yasin her geçen gün üzerine koyarak oynuyor. Bunlara Bruma'yı katarız. Ama Bruma ya teknik adamların noksanlığından ya da kendisinden dolayı hâlâ beklenen düzeyde değil.
Hakem Mete Kalkavan gördüğünü çalmaya çalıştı, kötü yönetmedi. Bence iki tane hatası var. 33. dakikada ceza alanına girerken Selçuk'a yapılan hareket faul ve sarı karttı ama aut verdi. 68'de kontra bir topta Gaziantep hücuma çıkarken taç çizgisi yanında yaptığı hareket yine faul ve sarı karttı.Ama genelde teknik direktörlerin ve futbolcuların yanında onun yaptığı hata bence devede kulaktı.
Ahmet Çakar: Melo korunuyor mu?
Şampiyonluk yarışında G.Saray maçın bitmesine 5 dakika kala hayati bir galibiyet aldı. Ancak kırılma noktasında, yani 60'lı dakikalarda hakem Melo'yu ikinci sarıdan atsaydı Galatasaray maçı kazanabilir miydi bilmiyorum.
Galatasaray ilk yarıda dönen topları kapamadı. Top kendindeyken de topu iyi kullanamayınca ciddi anlamda pozisyon bulamadı. Burak rakip defansın arasına sıkıştı ve hazır olmaması nedeniyle sürekli kayboldu gitti.
İkinci yarı ise çok enteresan geçti. Bu yarının hemen başında Gaziantepli Mustafa Durak çaprazdan Muslera ile karşı karşıyla kaldı ama iyi vuramadı.Bu sefer dönen topta Galatasaray golü bulacaktı ki Chedjou müsait pozisyonda topu kafayla auta attı. Son yarım saat Galatasaray'ın hem risk alıp hem de taktiksel değişiklikle maça ağırlığını koyduğu bölüm oldu.
Galatasaray, Gaziantep'i son yarım saat sahadan sildi. Chedjou ve Hakan Balta orta sahaya kadar çıktılar. Dönen bütün topları Galatasaray almaya başladı. O ana kadar rahat oynayan G.Antep defansı geriye yaslandı, daha doğrusu yaslanmak zorunda kaldı ve bu bölümde Galatasaray çok ama çok fırsat yakaladı. Şöyle kabaca bakıyoruz Burak'ın kaçırdığı nete yakın en az 3 pozisyon var. Hepsi de son 20 dakika içinde.
Baskı büyüktü ancak herkeste maç berabere bitecek düşüncesi oluşmuşken sahneye Hakan Balta çıktı. Kornerden gelen topu ön direkte kafayla gol yapıp maçı kurtaran adam oldu. Sadece maçı mı? Belki de ligin sonunda Galatasaray Hakan'ın golünü minnetle yad edecektir.
Gelelim hakeme... Mete Kalkavan için çok güzel şeyler yazmak istiyorum ama maalesef o bana bu imkanı vermiyor. En az vermediği 4 sarı kart var. Hele hele ikinci yarının ortasında sarı kartlı Melo'nun hareketine ikinci sarı kartı vermeyişi anlaşılır gibi değil. Rakip topu atmış geçmiş ve Melo topa ayağını sokuyor. Hem de hakemin önünde. Melo atılacağını anlıyor, hareket topa diyor ama hakemin yüzüne bakamıyor. Ama Kalkavan maalesef Melo'yu oyunda tutuyor. Bazı hatalar kabul edilebilir. Enstantane hataları göz ardı edilebilir ama göz göre göre gözünün önünde böyle kartlık bir hareketi es geçiyorsan buna hakemlik denilemez.