Levent Tüzemen: Bu galibiyetler 'çekirge' olmamalı
G.Saray'ın TT Arena'da maçını canlı izlemeye gelenler ya yanlarında dil altı hapını getirmeliler ya da özel doktorlarını yanlarına almalılar. Bu heyecana, bu yüksek strese kalp bile zor dayanır. Galatasaraylı oyuncular yine stres yüklü bir maçı 84'te kaptan Selçuk'un attığı golle kazandı. Antep maçında diğer kaptan Hakan Balta'nın 85'te attığı golü hatırlarsak dilerim bu kazanma şekli "Çekirge" örneğine dönmez.
Akhisar'da Galatasaray iyi değil ama doğru oynamıştı. Bir gerçek var ki, Hamza Hoca'nın kazanan kadroyu bozup Emre Çolak'ı kulübede tutması adalet adına haksızlıktı. Hayatlarında böyle şampiyonluk maratonu yaşamamış Bruma, Yasin, gibi oyuncular zihinsel olarak kendilerini maça veremiyorlar. Özellikle Bruma bu heyecanı hiç taşıyamıyor. Galatasaray Bruma-Emre Çolak değişikliğine kadar sahada 10 kişi oynadı. Bruma ne hücum yapabildi ne de etkili orta atabildi. Hamza Hoca'nın inatla Bruma'ya bu kadar dayanması şaşırtıcı ve hataydı.
Final haftalarında şampiyonluk yaşamış oyuncuların sahada olması daha akılcı olur. Galatasaray skor avantajını eline geçirdikten sonra rakibin risk alacağı düşünülürse, Bruma oyuna girebilir. Hamza Hoca bu galibiyeti, "İyi oyundan çok skor için oynadık ve kazandık" söylemiyle açıklayamaz.
Çünkü Konya'nın ilk yarıda Kenan ve Hasan Kabze ile yakaladığı ama atamadığı net pozisyonlar var. Antep de Konya da G.Saray'ı önce "kompakt" oyunla durdurdu. Hamza Hoca rakiplerin kalabalık savunmalarını aşacak farklı bir formül üretmeli. Sneijder'in tutuk oyunu Burak, Yasin ve Selçuk'u olumsuz etkiledi. Melo'nun hırsı, kaybetmeme direnci, Selçuk'un golü atmasını sağladı. Burak-Umut ikilisi zor pozisyonlarda arka direkte buluştukları topları Melo gibi geriye doğru çıkarmayı da akıl etmeli.
Sabri sahanın çalışkanıydı. Emre Çolak oyuna girdikten sonra Galatasaray hem topa daha fazla sahip oldu hem de hücum etkinliğini arttırdı. Burak'a yapılan penaltıyı Barış Şimşek ve ekibi görmemiş olabilir. Ancak Barça'nın, Bayern'e karşı Neymar ile attığı golün öncesi Suarez'e yapılan ve avantaja dönen faul pozisyonun aynısı Melo'ya yapıldı. Barış Şimşek, "Avantaj, oyna" diyebilseydi, Burak-Umut-Sneijder üçlüsünden biri ikinci golü atacaktı. Barış Bey de Rizzoli de FIFA hakemi.. Aradaki fark, İtalyan hakem kokartını süs olsun diye takmıyor!..
En yüksek not 8
Felipe Melo
En düşük not 3
Bruma
Rıdvan Dilmen: Büyük takım atar!
Detayların şampiyonları belirleyeceği son düzlükteyiz artık... Son 3 maçta gol yememiş bir Galatasaray var. İkinci yarıdaki baskılı oyunda Galatasaray fazla pozisyon bulamasa da kalesinde pozisyon vermedi. Coşku, heyecan ve stresli başladı Galatasaray ama olgunluk yoktu. Konya, heyecanlı ve aceleci oynayan takımlara karşı daha iyi savunma yapıyor. Hemen hemen ilk yarıda pozisyon vermediler. 3-4 tane de pozisyon ürettiler.
Muslera gibi çok iyi bir kalecisi var Galatasaray'ın. Takım arkadaşlarına güven, rakiplere güvensizlik veriyor. "Yemiyor bu adam" diye düşünüyorlar, daha özenerek vuruyorlar. Galatasaray iyi oynamadığı bir maçı kazandı ama öyle bir dönemdeyiz ki şampiyon olursanız kimse dönüp de "4 hafta önce amma kötü oynamıştık" demez. Çok kalite beklemek haksızlık olur diğer maçlara da bakarsak...
Sonuçta Hamza hoca istediğini aldı bu maçtan. İkinci yarıda 21 puan toplayan bir takım Konya. Sıkı bir takım ama üretemiyor. Aslında deplasmanlarda girdikleri en çok pozisyon belki de ilk 30 dakikada gerçekleşmiştir. Bu tip takımlara karşı atamazsanız Galatasaray gibi büyük takımlar kornerden, frikikten bir şekilde atar. Beşiktaş Karabükspor'u son saniyede bulduğu golle yendi. Aslında 3'e 1, 4'e 1 atak yakalamıştı Karabük ama değerlendiremediler. Büyük takımlar cezasını keserler.
İyi futbol oynamak isabetli oynamak, kendi oyununu kabul ettirmek, rakibe izin vermemektir. Bu maçta ilk 30 dakikadar izin verdi Galatasaray ama bu bölüm de Aykut Kocaman'ı da yanılttı. Aykut hoca da 4 ofansif oyuncu koyup hızlı hücum istiyordu ama oyunun sonunda istedikleri olmadı.
Selçuk iyi sezon geçiriyor. Normalde Selçuk altı pasa girip gol kovalayacak bir oyuncu değil. Özellikle Mancini, Prandelli döneminde ceza sahasına çok uzak oynuyordu. Son dönemde bu konuda gelişme kaydetti.
Ligde 4 hafta gözükse de süre az... Aslında 3 hafta var. Bir hafta içi fikstürü var. Son düzlükte kazanabilmek gerçekten çok daha önemli.
Bruma ısrarı hatalıydı
Galatasaray heyecanlı, coşkulu ama kalitesiz, aceleci oynadı. Bruma'yla geçirilen uzun, 60 dakikaya yakın bir dönem var. Sneijder'in şut alanını kapatmışlar, Burak markajda... Umut girdi oyuna, yılların tecrübesi dersin ama doğru oynayamıyor bir türlü. Hamza hoca, Bruma konusunda bence hatalı... Bu final maçlarında artık daha sakin, isabetli oynayabilen oyuncular gerekiyor. Bruma yüzde 80 rakibe veren bir oyuncu. Emre Çolak daha doğru bir tercih bu tip maçlar için... Belki 2-0'ı yakalarsın, Bruma geniş alanda topla gider diye bakarsın. Bu maç için Hamza hocanın müdahalesi geç kaldı Bruma konusunda.
Erman Toroğlu: 7'den 77'ye herkes kötü
Galatasaray kötü! Konyaspor kötü! Hakem kötü! Maç kötü!... Kalite sıfır, heyecan dorukta. İşte Türk futbolu... Pompalayın, pompalayın... Nereye kadar? Geçtiğimiz 3 gün içinde Avrupa kupaları maçlarını seyretmesek neredeyse bize bu futbolu "şahane" diye yutturacaklar. "Televizyon çıktı, mertlik bozuldu" diyorlar. Hayır, hayır doğrusu şu; "Televizyon çıktı, sahtekarların şapkası düştü, kel göründü."
Dün akşam seyrettiğimiz 90 dakikada arkadaşlar söyleyin, kaliteli ne vardı? İlk 10 dakika Torku Konya biraz hücum ediyor o da yalandan sonra defansa çekiliyor. Galatasaray da üstüne gidiyor. Peki böyle kapalı bir defansı nasıl çözersin? Kenarlara inerek! Yani rakip aut çizgisine ver-kaç yaparak veya şut atarak gidersin. Söyleyin bana hangisi vardı? Sonra da diyoruz ki Türkiye'de seyirci azalıyor. Bence tam tersi bu kaliteye bu seyirci harika! Süper!.
İnsanın gönlünden güzel şeyler yazmak geçiyor. Tamam kardeşim Barcelona-Bayern maçı olmasın Juventus-Real Madrid maçı olmasın ama bizim ligimizde de totalde ödenen paranın karşılığı bu değil!Eşeği semeri ile veriyorsunuz, tavuk yumurtası alıyorsunuz... Sonra da bize "futbol oynuyoruz" diye yutturuyorlar. Eğer Avrupa kupası karşılaşmalarının Türkiye'de seyredilmesi yasaklansa o zaman bu oynananı bize "futbol" diye yedirirsiniz. Neymiş efendim "futbol tarihinde böyle heyecanlı bir sezon daha yokmuş!" Ben bu kadar kötü sezonu nadir hatırlıyorum.
Teknik olarak fazla bir şey yazmanın alemi yok ama ufak tefeklerden bahsedelim. Mesela ilk yarıda Burak'a yapılan bir hareket var. Bu hareketlere ceza alanı dışında kesin faul çalınıyor. Ama içerde değil! İkinci yarıda 90+'da gene Burak'a yapılan bir pozisyon var. Bu da net penaltı. Yoruma kapalı.
Hakem faulden dolayı bir kırmızı kart kullanıyor. Ama futbolcular diyorlar ki, "Hakem abi daha önce ofsayt var" o da "Pardon" diyor karardan vazgeçiyor. Hakem olarak oyun başlamadan verdiğiniz karardan cayabilirsiniz. Bu doğru ama benim anlamadığım şu: O sırada hadi hakem olarak senin telsizin yok! Tamam! Yani yardımcı seni telsizden uyaramıyor. Peki hakem kardeşim sen hakemliğe başladığında yani anandan doğduğunda telsiz mi vardı? Telefon mu vardı? Kabak gibi yardımcı hakeme bakardın, bayrak havadaysa ofsaytı verirdin. Dedim ya teknoloji adamı bozuyor.
Biraz Muslera, biraz Melo
Teknoloji, aslında tek hakemi değil hepimizi bozdu. Farkında değiliz! Onun için de çocuklar evde oturup bilgisayarlardan "sanal futbol" oynuyorlar. Akşamları da televizyonlar dizi filmlerde adam öldürüyorlar! Nasıl olsa görüntüler saklı! Kimse futbol seyretmesin, anlatmasın! Onlar da istediği gibi futbolu yönetsinler! Eyyam diz boyu, sahte yorumlar diz boyu... Hepinize hayırlı işler, muazzam yorumlar. Peki sahada güzel isimler yok muydu? Vardı. Biraz Muslera, biraz da Melo! Biraz da bu maça özellikle cuma akşamı o kadar meşakkate katlanarak gelen bu seyirci. Çünkü Galatasaray'ın stadına maç seyretmeye gitmek ile sırat köprüsünden geçme arasında bir fark yok!
Ahmet Çakar: Son 15 dakika skandal
Galatasaray tıpkı Gaziantep maçındaki gibi son 8-10 dakikada maçı koparttı ve şampiyonluk yarışında önemli bir adım daha attı. Dün geceye baktığımızda G.Saray iyi oynamadı. Maçı çabuk kopartıp gol bulma arzuları ilk dakikadan itibaren bir stres karabulutu olarak oyuncuların üzerine çöküveriyor. O kadar ki tempo yapmak istiyorlar, yapamıyorlar.. Defansın arkasına oynamak istiyorlar, Burak yok, savunmanın arasında erimiş.. Kanatları kullanalım diyorlar, Konyaspor kademesi çoğu zaman başarılı.. Şut atalım diyorlar onda da Sneijder dışında becerebilen fazla oyuncu yok. Aslında Konyaspor savunması Sneijder'e de istediği şut imkanını vermedi.
İlk yarı Konyaspor'un çok önemli pozisyonları var. Hele hele Kenan çaprazdan iyi vursa Konyaspor öne geçecekti. Sonra Hasan Kabze kaçırdı, devre biterken de Chedjou'nun önemli kafasını kaleci kurtardı.
Bruma'ya 13 milyon Euro para vermenin anlamını hala çözemedim. 13 kuruşluk top oynamıyor. Dün gece Yasin de kötü olunca G.Saray pozisyon bulmakta çok zorlandı. Ama 73. dakikada Burak kafayla boş kaleye öyle bir top kaçırdı ki inanılır gibi değil. 10 dakika sonra yani 83. dakikada benzer bir pozisyonu bu sefer Selçuk affetmedi. Bu geç gelen gol Galatasaray'ı adeta ipten aldı.
Konyaspor'u kutlamak lazım. Takım savunmasını çok iyi uyguladılar. Kademe anlayışları iyi. Üstelik Galatasaray gibi bir takıma karşı İstanbul'da bulunabilecek pozisyonları da buldular ama 83. dakikada bir yerleşim hatası mağlubiyeti getirdi.
GELELİM HAKEME ...
Barış Şimşek, 75 dakika fevkalade. Ama son 15 dakikada skandal. Melo'nun faulünden dolayı bir sarı kart verdi ki karar kesin yanlış. Melo'nun topa teması var. Yardımcı hakemin haklı ofsayt bayrağını görmeyip Selim'i oyundan attı. Sonra kırmızı kartı geri aldı, ofsayt kararı verdi. Kulaklıklar ne işe yarar. Böyle şey olur mu!
Hemen akabinde Galatasaray'ın mutlak gollük atağında avantajı kesti ve birkaç dakika sonra da Burak'a yapılan penaltıyı göremedi.