Beşiktaş bu yenilgiyle şampiyonluk şansını matematiksel olarak kaybetti... Beşiktaş'ın şampiyonluğu son haftalarda kaçırmasının faktörleri sizce nelerdir?
Ben Antep beraberliğini yaşadıktan sora 'bu tek maçlık mı, yoksa çözülmenin başlangıcı mı diye' sormuştum. Bu beraberlik, sadece bir maçın değil, şampiyonluğu kaybedişin yani o maçla beraber çözülmelerin yaşandığını çok net gösterdi. Lig öyle bir süreçtir ki iyi götürebilirsiniz belki ama iyi bitirebilmek çok farklı özellikleri, liderlik özelliği, deneyim ve devamlılık ister. Beşiktaş maalesef bu sezon da finali istediği gibi yapamadı.
RIDVAN DİLMEN: Perşembe'nin gelişi!
Aslen kazandığı maçlarda da oyundan emin olamıyorduk. Dün ayın 18'iydi… 10 gün önceki puan durumuna bakalım. Tam 10 gün önce puan durumunda Beşiktaş 64 puanla lider, Galatasaray aynı puanla ikinci, Fenerbahçe 63'le üçüncü. O akşam yayından sonra giderken iyi bir Beşiktaşlı arkadaşımı gördüm, "Ankara'ya Gaziantep maçına gidiyorum" dedi. "3 maç çok şeye gebe" diye konuştuk onla. Bu akşamki puan durumunda tam tamına 7 puan gerisinde Galatasaray'ın… Bilic, kaleci Günay, Demba Ba, hepsi sorumluluğunu alacak. Bilic'i beğenen bir adamım ama teknik heyet de bunu düşünecek. Bilic'e "Bu oyuncuları Galatasaray maçı için mi sakladın, rotasyon yaptın" diye sormak isterdim. Serdar'ı tercih etmemesi enteresandı, Atiba'yı bilemiyorum.
Ligin bitimine iki hafta kala 58 almış geçen sene, bu sene 66 puan. 8 puan fazla olmasına rağmen matematik olarak kopuyor. Geçen senenin şampiyonu Fenerbahçe 64 puanla girmişti aynı haftaya. Burada puan farkını yedikleri anda Şampiyonlar Ligi elemesini düşünmez futbolcu. Ekonomik olarak Aziz bey, Duygun bey, Fikret bey düşünür ama futbolcu böyle bakmaz. Bu maçta bunu gördük.
1.5 aylık bir düşüşü var Beşiktaş'ın… Oyuncular bireysel anlamda da fiziksel anlamda da düşüş yaşadı. Gökhan Töre ligin en formda oyuncusu derken kayboldu. Maçta Beşiktaş takımı, "Olamam ben şampiyon" dedi adeta. Konya gibi ligin ikinci devresinde çok iyi puanlar toplamış takım 0-0'ı iyi oynayıp 1-0'la maçı aldı. Oyun kalitesini artırması lazım ama disiplinliler, takım tarihinin en çok puan aldıkları sezonu da yarım kaldı. Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir ya… Kazandığı maçlardan sonraki yorumlarım da aynıydı. Sivas maçı, Çaykur Rizespor maçı… Her gün geriye giderek, geriye giderek bugüne geldiler. Bugün itibariyle matematiksel olarak Şampiyonlar Ligi ön eleme ihtimali hala var ama belki bundan önemli bir prestij mücadelesine çıkacak.
Övgüler yağdırdığımız Beşiktaş takımı ligin bitimine iki hafta kala zirveden koptu. Sezon başı herkesten 20-25 gün önce sezonu açıp çok maç yapmanın fiziksel ve mental yorgunluğunu da eklemek lazım. Fakat Beşiktaş üzerine düşeni yaptı mı? Artık tartışılır.
AHMET ÇAKAR: Takiyeci Demba Ba
Beşiktaş üç haftada bağıra bağıra her şeyi kaybetti. Puan kaybettikleri takımlara bakıyoruz ligin mütevazı hatta kötü takımları. Gaziantep, Akhisar ve Konya. Yenselerdi zirvede olacaklardı ama bugün itibarı ile şampiyonluk bitti, ikincilik ise mucizelere bağlı. Söylenecek çok şey var… Önce Bilic bu düşüşü görecekti. Üstelik Beşiktaş Türkiye Kupası maçlarını oynamadı. Bilic göremedi ve oyuncular darmadağınıktı. Hesap sorulması gereken bir numaralı adam Demba Ba'dır. Gol atıyordu, mücadele ediyordu, ileride top tutuyordu, arkadaşlarına boş alan yaratıyordu sonra da secdeye varıyordu. Türkiye'nin sevgilisi olmuştu. Bu iş secdeyle olmaz Demba Ba, bu iş görevini layıkıyla yapmakla olur. Haftalardır yoksun, nasıl bir hayat yaşıyorsun bilmiyorum ama Chelsea'de oynamış bir adam bu kadar düşüş yaşıyorsa bu işte bir iş var derim.
İlk yarı darmadağın bir Beşiktaş vardı, kimin ne yaptığı belli değil. İkinci yarı biraz toparlandılar. Kerim Frei oyuna girip hareket getirdi. Bu arada Cenk ile önemli pozisyonlar buldular. Beşiktaş ha attı, ha atacak derken golü bulan Konyaspor oldu. Bırakın amatör takımı ya da kızlar maçını, minikler karşılaşmasında bile korner atışında direk dibine defans oyuncusu konulur. Hele hele ön direğe mutlak konulur. Ama dün gece çok kritik dakikalarda Konya korner kullanılırken ön direkte kimse yoktu. Torje falsoyu iyi verdi, Beşiktaş'ın genç ve tecrübesiz kalecisi Günay topla birlikte içeri girdi. Böyle gol yenmez. Böyle gol yiyorsan da üçüncü olduğuna dua edeceksin. Sonuçta Beşiktaş için çok hüzünlü bir sonla lig bitmiş oldu.
Hakeme kimse fazla kızmasın. Hataları var, mesela Sosa'nın hareketini kartsız geçiştirdi. Ama Beşiktaş'ın elle oynama nedeniyle penaltı beklediği iki pozisyonda da bu elle oynamalar gayrı kasti olduğu için karar doğru. Ayrıca son dakikalardaki ofsayt kararı da doğru. Top ortalandığında Atiba defansın bir adım önündeydi.
ERMAN TOROĞLU: AÇTIRMAYIN KUTUYU
Yine yuvarlak laflar: "Futbolcularımız gergindi. Bazılarında kıl dönmüştü. Bazılarında da kalça çıkığı vardı. Bazılarında adaleleri soğuk algınlığına uğradı. Onun için böyle oynadık, kaybettik (!)"
Konyaspor 60 dakika boyunca Beşiktaş'a karşı doğru dürüst hücuma çıkmadı. Hep kontrollü oynadılar, "Arada bir tane kıstırırsak bitiririz" dediler. Peki böyle oynayan bir takıma karşı Beşiktaş ne yaptı? La Fonteine'den masallar!
İlk yarıda bir pozisyon vardı, o da Demba Ba'nın kaçırdığı. Beşiktaş teknik direktörünü anlamak mümkün değil. Hadi Demba Ba'nın bazı özellikleri var. Tamam her an her şeyi yapabilir. Onun yanına kimi koyman lazım? Daha derli toplu oynayan, girdiğini çıktığını bilen biri..
Beşiktaş'ta var mı böyle oynayan? Var! Nerede? Her zaman kenarda! Devamlı teknik direktörün yanında! Peki Cenk'i oynatmıyorsun, kimi oynatıyorsun? Mustafa Pekdekmek'i! Mustafa kaç maç oynadıysa her maçında kendini sakatladı ya da rakiple beraber sakatlanarak birlikte çıktılar!
Şike daha da artacak
Neymiş efendim Pektemek çok iyi niyetliymiş! Valla Mustafa'yı çok iyi damat yapabilirsin ama Beşiktaş'a santrfor olmaz. Bir tek Sosa var bir şeyler yapmak isteyen ama onunla beraber oynayacak, onu anlayacak futbolcu yok Beşiktaş'ta!
Atiba yedekte. Bence Beşiktaş'ta oynayacak ilk üç yabıncıdan biri. Tahmin ediyorum onu Galatasaray maçına saklıyordur.
Ama şu net gözüküyor: Bilic ile futbolcular arasındaki kopukluk son noktaya gelmiş. Bu sorun G.Saray maçında çok daha fazla sırıtacak.
Bilic; hareketlerine bakılırsa Türkiye'de işini bitirmiş! Zannediyorum yönetim uzun zamandır ondan da memnun değildi. Mutlaka sebepleri vardır. Acaba bu sebeplerden bazıları futbolcu alım satımlarından dolayı mı olmuştur?
Peki şimdi size soruyorum; Beşiktaş kalecisinin yediği gol? Bu çocuk bu golü Fenerbahçe veya Galatasaray maçlarından birinde yese "Kesinlikle maçı satmış" derlerdi.
Piyasada futboldan nasibini almamış, topa ayağını vurmamış ama bu konuda ahkam kesen çok arkadaşlar var. Harngi topa nasıl müdahale edilir? Top nasıl çıkarılır?
Aslında Beşiktaş kalecisi Günay'ın yediği bu gol ahkam kesenlere ders niteliğinde oldu. Hadi bakalım şimdi çözün; duruş hatası mıydı? Topun gelişi mi tuhaftı? Dedim ya bazımları topu yolda görseler karakola götürecekler ama öyle çok biliyorlar ki, insan hayret ediyor!
Yıllarca rakip takımların içine sızarak maç satın almaya kalkanlar bu işleri daha iyi bilirler. Futbolcu nasıl maç satar veya futbolcu nasıl alınır? Ne demişler açtırmayın kutuyu söyletmeyin kötüyü! Herkes oturduğu yerde otursun bu alemde hiç kimse kimseden daha temiz değil.
Nasıl olsa şike yasasını da biz "cacık" yaptık. Bolca sulandırdık. Bekleyin 2-3 sene sonra Türkiye'de şike eskisinden de daha fazla yapılacak. Çünkü bunu yapanlar nerede hata yapılmayacağını öğrendiler.
Maçta yazılacak bir şey olmadığı için nereden nereye geldik? Konya daha akıllı oynadı. İstediğini sahada uyguladı, şansı da yaver gitti.
Puanları da aldı götürdü.
Ve Torku Konyaspor, Beşiktaş'ın ligdeki sıralamasını da belirledi.
ARUZ ÖLÇÜSÜ!
Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi iddiası da kalmadı. Hemen şunu derseniz; "Matematik olarak var!" Var, var olmasına da futbolda matematiğin yanında kimya var, cebir var! Hatta analatik var, sentetik var! Yani Beşiktaş'ın edebiyat dilindeki şartlara göre şekli şu; fâilün, fâilün, mefâilün (!)