Fenerbahçe bu sene sezonu erken açtı. Sebebi Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynaması... Peki Fenerbahçe'nin bu kadar hazırlıklardan sonra dün akşamki futbolunu beğenen var mı? Tamam çok transfer var ama takımın artık yavaş yavaş birşeyler yapması lazım. Ya hücumda ya defansta antrenmanlarda yapılanlarını sahaya yansıtması lazım. Maalesef yok! Yunan takımı Atromitos tam bizim meşhur "lokumumuz" gibi... Kafalarında futbol oynamak var. Sertlik yapmıyorlar. İyi niyetle futbolu güzelleştirmek istiyorlar. Çok üst düzey oyuncuları yok ama belli bir uyum içinde oynuyorlar. Oyun planları var. Disiplinden uzaklaşmıyorlar.
Hani Türkçe'de bir laf vardır; "Rakip takımın eti ne budu ne?" Rakip takımın eti budu bu kadar da bizim Fenerbahçe'nin yapılan transferlere ve harcanan paralara göre dün akşam sahada gezen ne eti vardı ne de budu! Beyler; "Adalet herkese lazım" diye bir cümle var. Bu 8-10 yıldır ağızlarda jiklet gibi çiğneniyor. Dünkü maçta iki pozisyon var, hakem açısından; birincisi Yunan takımının oyuncusu bir defa kendini attı ceza alanı içinde hakem haklı olarak penaltı vermedi. Ama aynı oyuncu, 2. pozisyonda ceza alanı içinde formasından çekilip düşürüldü. Net penaltı ama hakem vermedi.
İkincisi Van Persie oyuna giriyor gelen ortada ceza alanı içinde rakibini iterek düşürüyor sonra kafayı vurup golü atıyor. Peki şimdi bu yorumu yaptıktan sonra bazı fanatik Fenerbahçeliler, "Buyur Erman hoca gene aleyhimize yazdı" diyecekler. Arkadaşlar bugün ona yarın sana. Adalet hepimize lazım. Dünkü maçta bu iki karar ile hakem maçı Yunan takımından aldı Fenerbahçe'ye verdi. Bu kadar net!
İki takımı da bilmeyen birisi maçı izlese mavili takımın beyazlı takıma göre daha iyi futbol oynadığını söyleyecektir. Fenerbahçe teknik direktörü Pereira, tencerenin içine futbolcuları koymuş ama bu koyduğu futbolcuların ne tuzunu ne biberini ne de soslarını ayarlayamamış. Görüntü lezzetsiz bir Fenerbahçe. Bekleyeceğiz! En fazla 5 hafta daha. Ama daha birinci maçta bu teknik direktör oyundan ihraç edilirse ve iki maçta da geminin başında olmazsa o gemideki personeller ne yapar? Bu da Fenerbahçe yönetiminin işi bizim değil. Fenerbahçe hakem kararıyla güzel bir fırsat yakaladı. İnşallah İstanbul'da tekrar hakeme ihtiyacı olmaz.
GÜRCAN BİLGİÇ: Önlenemez!
Maçın nasıl bittiğine mi bakmalıyız, sonucu elde etmek adına neler yapıldığına mı? Sert bir deplasmanda olmasına rağmen maçı eline alan, yöneten, isteyen ve arayan takım oldu Fenerbahçe. Diego yönetti tüm maçı. Topu istedi, dağıttı veya nereden hücum yapılması gerektiğine karar verdi. O'nun bu isteği ve temposuna katılması gereken başkaları da olmalıydı. Ne yazık ki; göremedik.
Bu tip "inatçı" maçları çözmek için belli bir kurgu geliştirip, hata yapılması için zorlarsınız. Fenerbahçe bunu yaptı. Atromitos ceza alanına çok sık girdiler ve kalecisini de çok sık ziyaret ettiler. Eğer bunlara rağmen, istediğinizi alamıyorsanız, bu kez "özelliği" olan oyuncularınız sorumluluk alması gerekir. İşte; Diego'nun "düet" yapacağı ikinci isim bir türlü çıkmadı ortaya. İlk adayım Nani'ydi elbette. İstediği her pozisyonda topu almasına rağmen, topla birlikte ceza alanına bir türlü girmedi.
Sürekli kenarlardan ve yüksek toplarla ceza alanına girmek zorunda kaldılar. Tek hücum planı bu olamazdı elbette. Fakat seçeneklere baktığımızda, başka çare kalmadan sağdan-soldan sürekli orta üreterek skor yapmaya çalıştılar. Gol de böyle geldi. Perreira'nın aynı 11'le oynadığı 4. resmi maçtı. Takım gelişiyor ve daha çok akıl üretiyor. Elbette henüz yeterli değil. Fakat bu düzen içinde sırıtanların (Moussa, Josef de Souza, Nani) olduğunu herkes görüyor. Formsuz oyuncularda ısrar, onlara maç oynatarak belli seviyeye taşımak adına normal karşılanabilir. Ama yedek kulübesine girenler veya giremeyenlerin de kalitesine ve kariyerine baktığımızda, "Daha iyi yaparlar" olduğunu görüyorsak, sabırsızlık, saygının önüne geçmeye başlar.
Böylesine üstün geçen bir maçın berabere bitmesi yazık olurdu. Van Persie'nin hafif itmeli, şık vuruşuyla gelen gol, bu karşılaşmayı sadece kazanılan veya avantaj getiren görüntüden çıkartacak. Bazı kararlar verilecek ve Fenerbahçe daha net, daha önlenemez ve daha korkulan hale gelecek.
RIDVAN DİLMEN: Fenerbahçe yüzde 75 turu geçti
Fenerbahçe için hiç de kolay bir deplasman değildi. Sahasında 22 maçtır yenilmeyen, iyi kontratağa çıkan ve mücadeleci bir rakibi vardı Fenerbahçe'nin. Artı sıcak bir hava ve anlatıldığı kadar kötü olmasa da iyi olmayan bir zemin. Ayrıca büyük takımları motive edecek, oyuna sokacak bir atmosfer de yoktu.
İlk yarıda Fenerbahçe'nin pozisyonları ve rakibin verilmeyen bir penaltısı vardı. Caner'in hareketi çok riskliydi. Maçı İtalyanlar'ın Yunus Yıldırım'ı yönetti. Daniele Horsato ikili mücadelelere prim verdi. Van Persie'nin golünde de düdüğü ağzına götürdü ama çalmadı. Nani'nin golü de bana göre nizamiydi çünkü Sow kaleciyi rahatsız etmedi.
Pereira değişik bir antrenör. Maçı televizyondan seyretmiş. Enteresan bir olay. Bu çok tartışılacak bir konu. Ama teknik direktör yüzde yüz statta olmalıydı.
Sonuçta Fenerbahçe çok değerli bir galibiyet aldı. İyi mücadele etti, arzuluydu. Kazanmak için her şeyi yaptı. İlk yarı heyecanlı bir maç izledik ama ikinci yarı rölantiye girdi oyun. Benim ilk yarı sonunda çıkması gerekir dediğim oyuncu, Caner ortayı yaptı Van Persie golü attı. Bana göre Van Persie'nin rakibe yaptığı hareket fauldü.
Fenerbahçe bu galibiyetle çok şey kazandı. Neler mi?
1- Avrupa Ligi'nde yoluna devam edecek ve bu galibiyet ile hem teknik heyet, hem futbolcular hem de camia rahatladı.
2- Fenerbahçe'nin en az 50-55 maç yapma şansı olacak gruplara kalırsa ki bana göre turu yüzde 75 geçti. 0-0 da bitse yüzde 65 derdim. Pereira rotasyonda bir çok oyuncuyu kullanabilecek. Yedek kavramı kalmayacak. Cezası biten Kjaer geliyor. Gökhan Gönül iyileşse de formayı Şener'den alması için çok çalışması gerekecek. Mehmet Topal, Volkan Şen, Van Persie gibi oyuncuları ligde de Avrupa Ligi'nde de kullanabilecek Pereira.
3- Ekonomik yatırımlar yapıldı ve şimdi bunlar devam edecek. Sponsorlar da gelecektir ve Avrupa Ligi'nden de kazanç sağlanacatır.
4- Haftaya stat yine dolacak, seyircinin desteği artacak.
5- Van Persie de kendisine güvenini arttırdı. Önümüzdeki hafta 45 dakikaya çıkacaktır süresi ve dakikaları giderek artacaktır.
Ancak kazanırken de alınması gereken dersler var bu maçtan. Mesela Abdoulaye Ba ne söylendiği kadar kötü ne de tersi... Ama çabuk oyunculara karşı sallanıyor. Ayrıca Fenerbahçe'nin çok iyi bekleri var. Şener müthiş 3 orta yaptı, asist Caner'den geldi. Ama bu toplarda Fernandao'nun olması gereken yerlerde Sow vardı. Fernandao kaleye daha uzak oynuyor Sow'a göre. Oysa o kaleye yakın oynamalı ki, kendisini gol kralı yapan özellikleri sergilesin.
Diego müthiş tempolu, arzulu ama çok topla oynadığı için markaj altında kalıyor ve gücünü de harcıyor.
Sonuçta böyle zorlu bir deplasmanda gelişim gösteren bir takım için çok önemli bir sonuç elde etti Fenerbahçe.
HAKKI YALÇIN: İade-i ziyaret
Fenerbahçe dün gece kendisine gerekeni aldı. Takımın bir çilingire ihtiyacı vardı.
Ve o çilingir son 10 dakikada giren Van Persie oldu.
Beklentiler büyük olunca bu sonuç bile küçümseniyor olabilir ama.
Kaypak zemini ve Atromitos'un bu sahada 22 maçlık yenilmezliği de hesaba kattığımız zaman.
Harika bir sonuç.
***
Maçın başında düşündüğümüzden dişli bir Atromitos bulduk.
Saldırırken genişliyor.
Savunurken alanı daraltıyorlar.
Bu takımı Fenerbahçe'nin atacağı bir gol bozar diye düşündüm.
O pozisyon 19. Dakikada Şener'le üretildi, önce Sow'la imha edildi, ardından Nani'yle.
Gördük ki Fenerbahçe adına pozisyona girmek mevzu değil.
Çünkü golü düşünmeye başladığında, rakip savunmanın yelpaze gibi açıldığını gördük.
Bunda hücum hattının rakip savunmayı öne çıkarma hamlesinin de etkisi çoktu.
Fenerbahçe'nin çabukluğunun da.
Sorun son vuruşlardaydı.
***
İkinci yarıda, Atromitos'un "oynamazsam oynatmam" taktiğine inat, golü düşünen Fenerbahçe'ydi.
Rakip kale önü manzaralarında yine rakip kaleciyle, talihsizlik arasındaki alışverişi izledik.
Maçı döndürme hamleleri son dakikada neticeye ulaştı.
Fenerbahçe dün gece tek golden çok daha fazlasını hak etti zaten.
***
Fenerbahçe'de sorun orta alanda.
Sorunun adı; Meireles.
Oyuna katkısı yok gibi.
Nani'nin pozisyonlarda başı kalabalıktı ama fiziksel olarak güçlü değil.
Ba da soru işareti, neden Mehmet Topal'la oyuna başlanmadığı da.
Şener'i beğendim.
İlerleyen haftalarda çok daha iyi olur.
Diego takımın en mücadeleci ismiydi.
Van Persie'ye gelince...
Elmas her zaman elmastır.
Kalitesi yeter.
***
Dünkü sonuç ne olursa olsun.
İki takım arasındaki kalite farkına baktığımız zaman.
Bu maçın rövanşı Atromitos adına iade-i ziyaret olur.
Başka bir şey değil.
GÜRKAN KUBİLAY: Akord hâlâ bozuk
İlk yarı bittiğinde F.Bahçe'nin 6 tane 'gol olmanın ucundan dönmüş pozisyonu' ile 2 tane de tehlikeli şutu vardı. Caner'in penaltı ve kırmızı kartını hakemin atlaması ise işin bonusu idi.
Ancak rakip de bir tane Volkan'ın kurtardığı, bir tane de Caner'in saçmalayıp, hakemin penaltı ve kırmızıyı atladığı 2 pozisyon bulmuştu.
İşin muhasebesinde F.Bahçe'nin bariz üstünlüğü gözüküyordu ama artılarla eksiler savaşıyordu yine.
1)Takım, Eskişehir maçında yapmadığı için eleştirdiğim 'kenar adamları ile orta yapma' işini daha sıkça yapıyor, lig maçında toplam 20 orta yaparken, dün daha ilk yarı 18 ortaya ulaşıyor, 6 pozisyonun 4'ünü de buradan buluyordu. Şener bu anlamda çok diri, Caner anlamsız gergin idi.
2) Bölüm bölüm olsa da istekli oynuyor, 'kondisyonunun yetmeyeceğini bildiği için' anlamsızca tüm yarı baskı yapma yanlışına düşmüyordu.% 59 topla oynama da buradan geliyordu.
3) Diego,sol kanadı kesinlikle unutuyor, içeri kat ediyor, 4-4-2 işlemiyor, Sow oraya yardıma gitmeye çalışınca, otomatik, ucube bir 4-2-3-1'e dönüyordu.
4) Josef ve Raul topla beraberce 62 kere buluşuyorlar ancak, bunlardan sadece 1'ini tehlike konisine gönderebiliyorlardı.
Orası hücum anlamında katkı vermiyordu.
5) 2. yarı daha kontrollü başladı. 2 takım da önce gol yemeyelim havasında olunca 20 dakika boyunca Caner'in ortası ve Josef'in şutu dışında bir şey göremiyorduk.
6) İlk yarı ortalar ile pozisyon bulan ve ortalama 2.5 dakikada bir orta yapan F.Bahçe, 2. yarı, nerede ise 10 dakikada bir zor orta yapınca, Souza ,Sow ve Fernandao şutları dışında, tek pozisyonu kenar ortasından Fernandao ile bulabiliyordu.
7) Maçın rakamsal anlamda en çok isabetli pas vereni Raul-Topal değişikliği,' skoru sıkıntıya sokmama', V.Persi-Sow ve Nani- Volkan değişikliği ise, 'bu tutsun bari'' mantığındandı.Ve tuttu da, kenar ortası Persie'nin kalitesi ile golü getirdi.
8) 85'ten sonra 2 pozisyon vermek ise, takımın ciddiyetten uzaklaşmasının sonucu idi. Şener takımın en iyisi idi. F.Bahçe bu takımı rahat eler ama hala akordu bozuk.
EMRE BOL: Bahane bitti!
Bir kere baştan söyleyelim; Atromitos Fenerbahçe'nin kalibresinde bir takım değil.
Taktikleri belli; oyunu kendi sahanda kabul et, kaptığın toplarla hızlı çık.
90 dakika bıkmadan usanmadan disiplinli bir şekilde bu şekilde sonuca gitmeyi denediler.
Fenerbahçe büyük bölümünde oyunun hakimiydi.
Ancak gelin görün ki uzun bir süre kalabalık rakip savunmanın kilidini açmayı başaramadı.
Takımın yıldızı dediğimiz Nani'nin geldiğinden bu yana etkili olabildiği tek bir maç yok.
Dün gece onun yerinde yerli bir oyuncu olsa Vitor Pereira, 88. dakikaya kadar sabreder miydi?
Peki ya dokunduğun anda kendini yere atan Diego'ya ne demeli?
Fenerbahçe'de Şener ve De Souza dışında iyi oynadı diyebileceğimiz oyuncu yoktu.
Bir kez daha görüldü ki Fenerbahçe'nin hâlâ aklı başında bir hücum taktiği yok.
Ne yaptığını bilmez körü körüne saldırı, disiplinli oynayan rakipler karşısında işe yaramıyor.
Maçın berabere biteceğini beklerken Van Persie'nin müthiş kafa golü geldi.
İşte büyük futbolcu olmak böyle bir şey… F.Bahçe Kadıköy'de işi bitirir bitirmesine ama Pereira'nın daha çok çalışması lazım.
Zira artık, "Biz yeni bir takımız" bahanesi kalmadı.
AHMET ÇAKAR: F.Bahçe'ye hakem kıyağı
Fenerbahçe kendisinden birkaç gömlek aşağıda olan bir takımı yendi ve yüzde 99'un üzerinde turu garantiledi. Gol son dakikalarda geldi ama aslında Fenerbahçe daha ilk yarıda birkaç farkı yakalamalıydı. Oyun beklendiği gibi geçti. Kontrol sürekli Fenerbahçe'deydi. Rakip kontradan çabuk Güney Amerikalı oyuncularıyla golü bulmaya çalıştı. İlk yarı Fernandao'nun, Nani'nin ya da Sow'un kaçırdığı mutlak pozisyonlardan biri gol olsa rakip çok rahat çözülebilirdi. Gol gelmeyince kendisinden güçsüz olsa da rakibin direnci artıyor.
Şener; başarılı bir transfer... Defansif yönü iyi. Ortaları da çok etkili ama Fernandao ve Sow zaman zaman doğru yöne koşu yapsalar da golü yapamadılar. Fenerbahçe'nin en büyük umutlarından biri Nani'ydi. Ama bir türlü istenen düzeyde değil. Fenerbahçe'nin en önemli sıkıntısı yaratıcı oyuncu sayısının az oluşu... Sakın yanlış anlaşılmasın iş bitiren oyuncu demiyorum, pozisyon üreten, aralara oynayabilen, giden maçı çevirebilen tipte oyuncu fazla değil. Bunların başında da Diego geliyor. Top Fenerbahçe'deyken çok etkili. Hücumu düşünüyor, sürekli arkadaşlarını arıyor. Ama top rakibe geçtiğinde Avrupa standartlarının altında. İlk yarı kaçan gollerden hemen sonra Atromitos'un çok ama çok net bir pozisyonu var. Defans dönmekte geç kalınca o çabuk Güney Amerikalı oyuncu bir anda Volkan'la karşı karşıya kaldı ama Volkan, kendisine yakışanı yaptı ve mutlak bir golü engelledi.
CANER'İ GÖREMEDİ
İkinci yarı kontrol yine Fenerbahçe'deydi. Ama ilk yarıda buldukları pozisyonlar kadar, üretemediler. Maç sonunda garip birşey oldu. Dünya yıldızı Van Persie, oyuna girdi ve topla ilk buluşmasında da kafa golüyle hem turu hem de galibiyeti getiren adam oldu. Ama attığı gol için nizami diyemem. Kafayı vurmadan önce çok net bir şekilde önündeki defans oyuncusunu itiyor, sonra yükseliyor, kafayı vurup golü yapıyor. Ama Fenerbahçe'nin Atromitos gibi bir takımı elemesi için hakeme ihtiyacı yok.
Gelelim hakeme; maçı katletti... Maçı adeta Atromitos'tan aldı Fenerbahçe'ye verdi. İtalyan hakem ilk yarıda Caner Erkin'in rakibini ceza alanında formasından çekip düşürmesini göremedi ya da görmedi. Oysa görse penaltıyı verecek ve rakibini formasından çektiği için de Caner'i ikinci sarı karttan oyundan atacak.
İkinci yarıda Sow ofsayttaydı. Kaleciye ve oyuna açık bir müdahalesi vardı, top kaleciden döndü Nani gol yaptı. Ama 'ofsayt' deyip iptal kararı doğru. Ve gelelim son dakika golüne Van Persie, top ortalanıp bulunduğu bölgeye gelirken önündeki defans oyuncusunu çok açık şekilde itip golü yaptı. Ve hakem bu faullü golü geçerli sayarak dün çok önemli hakem hatalarına imza atmış oldu.