Levent TÜZEMEN: İstifa da bir hizmettir!..
Alma Sneijder'in ahını, çıkar aheste aheste… Galatasaray'ın geçen sezon ligde gol atma problemi yoktu. Sorun, kolay gol yiyen savunmadaydı. Podolski-Bruma-Sneijder üçlüsü 33 gole imza atmış, 32 de asist yapmıştı. Yani bu üçlü toplamda 65 gole imza koymuşlardı. Poldi kendi gitti. Tudor'un 'Altımı oyuyorlar' dediği Bruma-Sneijder ikilisini yönetim gözünü kırpmadan yolladı. 10 numaralı forma da Belhanda'ya verildi. Faslı yıldızın Sneijder rolünü oynayamayacağını İsveç'teki maçta gördük. Belhanda, maç boyu sorumluluk almadı, ikili mücadelelere girmedi ve 'Ben Galatasaray'ın yeni yıldızı olacağım' güvenini taraftara bile vermedi…
At sahibine göre kişnermiş.... Galatasaray'ın da Tudor'a göre nasıl kişnediğini gördük. Hırvat hoca, basın toplantısında şöyle demişti: "İlk maçı 4-0 kaybetsek bile turu atlayacağımıza eminim. Rövanş için oyuncularım inanılmaz motive oldu, taraftarlarımız fizik olarak çok daha iyi ve etkili bir takım görecekler." İsveç ekibi önünde mücadele gücü yüksek bir Galatasaray vardı ancak oyuncuların kaliteleri, yetenekleri, bireysel becerileri, goller üretmek için yetmedi. Bu kadar baskılı oynayan bir takımda Bruma- Sneijder ikilisi olsaydı, Galatasaray turu rahat geçerdi. Tudor'un prensi Belhanda, Galatasaray'ın coşkulu oynamasına ve etkili pozisyonlar bulmasına etken olamadı. Kenardan Linnes ve Carole ikilisi etkili ortalar yapamadığı için Maicon'un, doldurboşalt ortalarına tanık olduk. Peki ama golü kim atacaktı? Yüreğimizi ve karakterimizi ortaya koyacağız diyen Tudor'un Eren- Gomis ikilisini kafadan oynatacak yüreği yoktu. Galatasaray belki koşuyordu ama ne taktiği vardı ne de sistemi… Maalesef rakibin dengesini bozacak Eren Derdiyok hamlesini Tudor efendi, bir devreyi heba ettikten sonra düşünebildi. Dursun Özbek, tarihe iki şekilde geçecek. 1- UEFA'dan alınan 1 yıl Avrupa'ya gitmeme cezası. 2-Tromsö faciasından sonra Östersunds faciasını yaşayan başkan… Ama Galatasaray bu turu geçerdi… Medyanın ve benim özellikle Tudor ile ilgili yaptığım eleştirilere, maalesef Özbek kulak kabartmadı. Arkasında durduğu çapsız, bilgisiz, yeteneksiz ve kaprisli Turdor'a güvenmenin bedelini Galatasaray, Avrupa'dan bir köy takımına elenerek ödedi
Başkan Özbek'e ve çapsız Tudor'a sesleniyorum: İstifa da bir hizmettir.
Ömer ÜRÜNDÜL: Tudor'un intiharı
Büyük bir seyirci desteği... Hırslı futbolcular... Tempolu çok yoğun bir baskı... Adeta tek kale bir ilk devre... Östersunds takımı fizik olarak diri... İlk maçtaki çok önemli avantajının moraliyle de 10 kişiyle iyi yerleşimli, disiplinli ve alan daraltan bir oyun oynuyor. İlaveten bir tek Belhanda'ya adam adama yakın markaj var.... Galatasaray, rakibine organize olma şansı vermiyor. Tüm riskleri almasına rağmen kontratak şansı tanımıyor... Ancak 40. dakikaya kadar Galatasaray'ın tehlikeli tek pozisyonu yok. İkinci yarı işlerin daha zor olacağı belli. Çünkü ilerleyen bölümlerde tempo düşecek, fizik açıdan kuvvetli rakip de etkili çıkışlar yapabilecek... Bu yüzden ikinci yarının ilk 15 dakikası çok önemli.. Mutlaka moral getirecek bir gol gerekli... O fırsat da 51. dakikada geldi ama Gomis net pozisyonda kafayı dışarı vurdu... Ümitler devam ederken Tudor yine gereksiz bir maceraya döndü.. Carole'ü çıkartıp Eren'i oyuna alırken her zaman baş ağrıtan üçlü defansa döndü... Kısa süre sonra da Ahmet Çalık'ın hatasıyla Östersunds penaltı kazandı... Bu pozisyonda Muslera'nın mutlaka kırmızı kart görmesi gerekiyordu. En azından ikinci sarıdan ama hakem bir kıyak yapıp kartını çıkarmayarak bir şans kapısı bıraktı. Ancak penaltı gol olunca her şey bitti...
İşin gerçek yönüne baktığımız zaman şunu gözlemliyoruz: Bu kadar yoğun baskıya ve deneyimsiz bir rakibe rağmen yine üretkenlik yok... Cevabı gayet basit: Günümüz futbolunda en önemli olay oturmuş bir oyun modeli ve takım bütünlüğünü sağlamaktır. Ama Galatasaray'ın, geçen seneden oturmuş bir sistemi yoktu. Buna bir de yeni transferler eklenince ve sezon başı olunca doğal olarak ofansif girişimlerde bir plan ve program uygulayamıyor. İşte bunların göz önünde bulundurulup ilk maçtan hasarlı dönmemek gerekliydi...
Evren TURHAN: Tudor ve yönetimin eseri
Galatasaray kritik maça sıkıntılı başladı. Tudor ilk maçtan sadece Rodrigues'i kesip yerine Belhanda'yı oynattı. Maça taraftarı da arkasına alarak başayan Galatasaray ilk 15 dakika Linnes'in tarafından bir kaç pozisyon yakaladı ama sonuca gidemedi. Yasin ve Sinan Gümüş'ün maça tutuk başlaması pozisyon üretmekte sıkıntı yarattı. G.Saray en tehlikeli posizyonunu 26. dakikada Yasin'le buldu ama gole çeviremedi. Cimbom'un karşısında sadece kapanan ve gol yemek istemeyen bir takım vardı. İlk maçın avantajını kullanmaya çalıştılar. Gomis ilk yarı da çok etkili değildi. İlk yarının son bölümlerinde daha etkili bir Galatasaray vardı ama yine gol çıkmadı.
OYUNCULAR BİTMİŞ!
İkinci yarıya da etkili başlayan Galatasaray Gomis'le yüzde yüz bir gol kaçırdı. Tek kale oynadığı maçta Ahmet Çalık'ın yaptığı büyük hata, Galatasaray'ın golü yemesine sebep oldu. Karşısındaki takım mahalle takımı ve sen kaleye gelemeyen bir takımdan gol yiyorsun. Ahmet, Carole, Yasin, Selçuk, bu takımda oynayacak oyuncular değil... Tudor'un bu takıma hiç bir katkısı yok.. Oyuncular mental olarak bitmişler. Tudor takımı hazırlamamış, bitirmiş... Yönetim ve Tudor elbirliği ile bu kupadan Galatasaray'ın elenmesine sebep oldular. Bakalım yeni sezon daha neler getirecek!
MAÇIN EN iYiSi ÖSTERSUNDS
Avrupa'da iki maç oynayıp büyük iş başardılar.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ GALATASARAY
Galatasaray takım halinde çok kötüydü.
Erman TOROĞLU: Kiralık katil Tudor
Bakın, şunu baştan söyleyeyim; Dursun Özbek ve Tudor ile bu iş yürümez. İgor Tudor bir kiralık katildir. Ama bir suçu yok ki Tudor'un! O bir kiralık katil.
Tutmuşlar onu… Sneijder'i yedi, şimdi de kendisi gidiyor.
Bakınız! Bu Galatasaray takımından böyle giderse bir cacık olmaz. Bu Tudor ile falan bu iş yürümez.
Bakıyorum; Tudor, futbolcuyla mücadele ediyor. Sen futbolcuyla mücadele edemezsin, futbolcuyu eğitirsin, diyalog kurarsın. "Ben senden daha kuvvetliyim, ben seni döverim falan" diyor. He bir de şu var; biraz düzgün hakemler bu Tudor'u oyunda tutmazlar. Galatasaray'ı çok tehlikeli günler bekliyor.
Galatasaray'ın orta sahasına bakın, bu orta sahayla ne yaparsınız söyleyin bana? Galatasaray dün akşam çizgiye inip, kaç orta yaptı? Cepheden kaç orta yaptı? Atılan gol de tesadüfi bir gol.
MUSLERA'YA KIYAK YAPTI
Bakın arkadaşlar! Selçuk İnan bundan sonra Galatasaray'da top falan oynayamaz.
Şunu da söyleyeyim; Sneijder'in gönderilmesinin tek sebebi olarak da Selçuk İnan'ı görüyorum.
Dönüyorum Yasin'e bakıyorum... Gülmek geldi içimden... 'Geçmişinde bir papağan nesli var' diye düşündüm o an.
Hakem dün Galatasaray'a büyük kıyak yaptı, Muslera'yı atmadı.
Muslera'nın oyun kurallarına göre yüzde yüz atılması gerekir.
1- Topa yattı, adamı indirdi. Bu hareket kırmızı kart.
2- Topa yattı, vuramadı, adamı indirdi bu sefer sarı kart, sarısı var, ikinci sarı sonuç yine kırmızı!
Galatasaray'ın iyi olma şansı yok. Bu takım Galatasaray değil, Galatasaray Lisesi Takımı. Kafatasçı diyeceğim ayıp olacak, Galatasaray ufak olsun benim olsun mantığıyla yönetiliyor. Bu kafa yapısıyla ne olacak bundan sonra? İyi olma şansı yok. Peki ne olacak bundan sonra? Galatasaray tribünleri dolacak mı? Dolmayacak!
Serkan KORKMAZ: Geçmişe mazi
Belhanda'yı ayrı bir yere koyalım; "O'nu eleştirmek için erken'' diyelim. Stat yeni, takım yeni, beklenti büyük vs vs vs…
Peki, diğerlerine ne diyeceğiz?
Gomis istekliydi, ikinci yarının başında Belhanda'nın güzel ortasında golü bulabilse çok farklı bir maç izleyebilirdik.
Kimse, kimseyi kandırmasın, rakip zayıf, Galatasaray ise çok kötüydü. Hakeme de kızacak bir şey yok.
Sarı kartı olan Muslera penaltıyı yaptığında, ikinci sarıdan atılmalıydı.
Skor 0-1'e gelmişti ve genç bir meslektaşım bana sordu; "Dört tane atabilir miyiz ağabey sence?" diye...
Ona verdiğim yanıtla adeta yıkıldı;
"Delikanlı bu Galatasaray, önümüzdeki dört maç toplam dört gol atamaz''…
Belhanda yetenekli bir oyuncu ama Sneijder'in boşluğunu, (hepimiz çok iyi biliyoruz ki) asla dolduramayacak.
Gomis, kazandığı kallavi paranın hakkını vermek için debelenip duracak, ama asla bir Drogba olamayacak.
ALLAH SABIH VERSİN
Galatasaray taraftarı çok özlediği Avrupa macerasına veda ederken kahroldu ama, Maicon'u ''o paraya'' satan kulübün taraftarı hâlâ halay çekiyor olabilir.
Ahmet Çalık, Tolga Ciğerci, Carole ve Linnes, ileride torunlarına Galatasaray gibi bir kulübün formasını giydiklerini anlatır gururla.
Dursun Özbek Galatasaray Başkanlığı, İgor Tudor ise Galatasaray Teknik Direktörlüğü unvanlarını ömür boyu taşıyacaklar.
Ama merak ediyorum; dün gece rahat uyudular mı, bu gece de uyuyacaklar mı?
Farkındayım; maaşına zam isteyen Yasin Öztekin, Manchesterlar'a layık görünen Sinan Gümüş ve kaptan Selçuk İnan'dan bahsetmedim.
Keza; onlar hakkında yazmam gerekenleri sinirden cümleleştiremiyorum bile. Son sözüm şu olacak;
Allah, tüm Galatasaraylılar'a sabır versin.
Amin.