GÜRCAN BİLGİÇ: Hatırladılar!
Eğer takım olma sürecini henüz geçememişseniz, performanslara ihtiyacınız olur. Sezon başından beri Fenerbahçe'nin başrolünde Valbuena oynadı. Tecrübeli oyuncunun transfer edilme nedeninin altında "vazgeçmeyen karakteri" yazıyordu ve Fransız tüm bocalama anlarında "Ben buradayım" dedi. O'nun yanına katılacak birkaç oyuncu daha gerekiyor elbette. İlk on birdeki ilk maçında Janssen'in her şeyi ile kendini maça vermesi de, "perçinli" galibiyeti getirdi. Josef'in de dün orta sahayı tek başına kapattığını, ilk yarıda stoperlerin arasına girerek iki önemli pozisyonu engellediğini söylemeliyiz.
Hazır santrforunu ilk defa oynatabildi Aykut Kocaman. Orijinal stoperi Neto'yu ikinci kez tahtaya yazabiliyordu. Mehmet Ekici ilk resmi maçına çıktı. Ligin beşinci haftasında bu kadar çok "ilk" olunca, problemin de nerede olduğunu anlamakta güçlük çekmezsiniz. Eşiği geçmek için vazgeçmeyenlere birkaç ismin daha eklenmesi gerekiyor. Giuliano ve Ekici benim sonraki adaylarım. Maç eksiklerini tamamlayıp, taktiği ve takım arkadaşlarını tanıdıkça daha farklı oynamaya, daha çok sorumluluk almaya başlayacaklar. Anlaşılamayan defansını yerleştirmesine rağmen, rakibe net pozisyonlar ve gol imkanı vermek. Skorda iki farkı sağladıktan sonra topun kendisinde kalmasını sağlamak adına kısa paslara geçildi. Bu oyunu hücum aklına çevirememek, oyunun temposunu yükseltmeyi denememek de enteresan. Fenerbahçe kadrosu ciddi şekilde özgüven travması geçiriyor ve Beşiktaş maçı öncesinde skoru yeterli bularak, haftayı galibiyetin keyfi ile geçirmeyi tercih ediyor. Çok haksız sayılmazlar. Ama coşkuyu oyunlarına katmadıkları sürece taraftarlarının da kalplerini kazanamazlar. Bu maçın özelinde iyi oynaması gerekmiyordu Fenerbahçe'nin; kazanması yeterliydi. İlk dakikadan itibaren de bunu hissettirdiler ve istedikleri skora ulaştılar. Ne olduklarını ve hangi hedefe koştuklarını hatırladılar-hatırlattılar...
ÖMER ÜRÜNDÜL: Santrfor dediğin Janssen gibi olur
Fenerbahçe maça pas yaparak kontrolü elinde tutup ve bir an önce golü bulabilmek için hırslı başladı. Alanyaspor'un takım presinde ve takım savunmasında gösterdiği ciddi arızalar Fenerbahçe için elverişli bir ortamdı. "Geliyorum" diyen gol Janssen'in kafasıyla geldi ancak 30. dakikadan sonra takım durdu ve Alanya baskısı başladı. Organize bir atak sonucu da kaliteli forvet Vagner Love'un güzel asistiyle skora denge geldi. Sıcak ve nemli havada mutlak kazanılması gereken maçta devre sonunda ilk rakip tehlikesinde gol yemek moral bozucu bir durumdu ama Fenerbahçe açısından neyse ki Alanyaspor da büyük savunma rahatsızlığı vardı ve günün başarılı ismi Valbuena, çok güzel bir şutla takımını soyunma odasına önde götürdü.
İkinci yarıda yine kontrol Fenerbahçe'deydi. Erken gelen penaltı golüyle de takım rahatladı ve ondan sonra da rölanti bir futbolla istediğini aldı. Dün geceki galibiyet derbi öncesi çok önemliydi ancak rakibin çok kırılgan oluşu bazı hataları örtbas etmez. Takım hala tam olarak hazır değil. Giuliano güçsüz ve savunmaya hiç yardım etmediği gibi hücumda da az görünüyor. Dirar iyi oynarken sakatlandı. O anda büyük bir Aykut Kocaman yanlışı gündeme geldi. Böylesine puan kaybına tahammül olunmayan maçta hazır olmayan Mehmet Ekici'yi oyuna almak büyük yanlıştı. Aatif'ın oyuna girmesi gerekirdi. Zaten iyi bir performans gösteremediği gibi sakatlığı da nüksetti.
Fenerbahçe için uzun zamandır ilk defa dün gece bir santrforun varlığı hissedildi. Janssen fizik olarak hazır olduğundan takımın ihtiyacı olduğu santrfor icraatlarını arkadaşlarını tanımamasına rağmen üst düzeyde yaptı. Yönetiminin ne kadar yanlış yaptığı ortaya çıktı. En önemli ihtiyaç yeri santrfordu ama en faydalı olabilecek Janssen daha yeni geldi. Ondan daha kaliteli ve deneyimli olan Soldado çok daha önce geldiği halde dün yedekteydi. Bu doğru bir tercihti. Çünkü fizik olarak hazır olmayan bir oyuncu hiçbir katkı veremez. Herhalde Aykut Kocaman artık Van Persie gibi fizik olarak bitmiş bir santrfordan medet ummanın yanlışını anlamıştır.
AHMET ÇAKAR: Fındıkkurdu Valbuena!
Fenerbahçe, çok kritik haftada rakipleri yol almış giderken, çok ama çok önemli bir galibiyet aldı. Çok mu iyi oynadılar? Hayır... Ama bir adam var ki zaman zaman halı saha futbolu gibi oynasa da inanılmaz bir özveri, inanılmaz bir mücadele örneği gösteriyor. Bu adam fındıkkurdu kadar küçük, yaşı bir hayli ilerlemiş bir Fransız... Dün gece iki gol attı, bir golün de neredeyse asistini yaptı. Kimse ona, "Yok geri gelmiyormuş, yok rakibini kovalamıyormuş" gibi toz kondurmaya kalkmasın. Allah korusun 3-5 hafta sakatlık durumu gelse Fenerbahçe çok şey kaybeder. Fenerbahçe dün geceye iyi başladı. İlk yarım saat kontrol Sarı Kanarya'daydı. İşte bu dakikalarda Valbuena çok iyi ortaladı, Josef de Janssen'in önüne indirdi o da golü yaptı.. Ne olduysa bu dakikadan sonra oldu. Alanya elini kolunu sallayarak Fenerbahçe'nin üzerine gelmeye başladı. Pozisyonlar buldu ve öyle bir gol attılar ki, amatör takım bile böylesine bir pozisyon hatası yapmaz. Emre Akbaba bomboş pozisyonda ceza alanı içinde topla buluştu ve 1-1 yaptı. "Yine mi sıkıntı" diyordu ki Fenerbahçe, Valbuena bu golden sonra hemen Fenerbahçe'yi yine öne geçirdi. Yeni transfer Janssen, yararlı bir transfer gibi görünüyor... Penaltı kazandırdığı pozisyonda ekmeğini taştan çıkarttı. Gitti faulle karışık topu kaptı, ceza alanına girdi ve penaltıyı aldı. Üstelik Janssen arkadaş canlısı ve sıcakkanlı bir çocuğa da benziyor.
Gelelim Fenerbahçe'nin asıl problemine; Fenerbahçe takım savunmasını beceremiyor. Ceza alanı içinde inanılmaz yerleşim hatası yapıyorlar ve iki kalecisi de hala formsuz. Ne Neto ne Neustadter ne de dün gece oynamayan Skrtel bu takımın savunmasını toparlayamazlar. Her şey iyi giderken bir bakmışsınız Fenerbahçe çok komik çok anlamsız bir gol yiyivermiş. Tıpkı dün geceki ya da daha önceki maçlarda yedikleri gibi.
Ve son söz hakem Mete Kalkavan için; Alanya ilk yarıda iki elle oynama penaltısı bekledi bana göre hakemin devam kararı doğru. Birinde mesafe çok yakın diğerinde ise vücuttan sekip eline çarpıyor. Janssen'e yapılan harekette penaltı kararı doğru ama penaltı öncesi Janssen bence topu faulle kazandı.
ERMAN TOROĞLU: Yarıştan kopmazlar
Fenerbahçe, rahat mı kazandı? Hayır... Peki Fenerbahçe hem geçen yıla hem evvelki yıla göre daha mı iyi, daha mı kötü? Mücadele yönünden, rakibe basma yönünden, rakiple inatlaşma, oyunla inatlaşma yönünden iki seneye göre daha iyi yoldalar.
Çok futbolcu yeni... Daha birbirlerini tanımıyorlar. Bu tarz çalışmaya devam ederlerse ligin sonuna kadar şampiyonluk yarışından kopmazlar. Aynı Galatasaray gibi arayı fazla açarak oynuyorlar. Birbirlerine yaklaşmıyorlar. Yeni takım oldukları için de bu normal. Daha sezon başı. Milli maç arası verildi, bir milli maç arası daha olacak. Bu tip takımlar için bu aralar büyük avantaj. Ama bu ikinci verilecek aradan sonra artık hiçbir takımın, futbolcunun ve teknik adamın bahanesi kalmayacak.
Janssen, eğer F.Bahçe iyi olursa çok faydalı olacak gibi gözüktü. Valbuena'ya diyorlar ki "Çok top kullanıyor, çok top istiyor"... Adam haklı! Bir futbolcu neden çok top ister? Boşa çıktığı için, rakipten koptuğu için, kend-i ne pozisyon hazırladığı için top ister. Yani futbolda pas verilmez alınır. Valbuena da bunu yapıyor. Arkadaşları ona laf edeceklerine onu örnek alsınlar. Çünkü sahada iyi işler yapıyor.
Alanyaspor, piknikçi gibi bir takım. Rakibe bakmıyorlar. Yalnız top oynayalım diyorlar ve takım olarak oynayamıyorlar.
Maçta enteresan pozisyonlar oldu. Mesela Fenerbahçeli Josef'in koluna çarpan top. Eğer MHK'ya göre bugün Trabzonspor-Başakşehir maçında verilen penaltı, penaltı ise -ki penaltı- bu da penaltı. Başakşehir maçında verilen penaltı top daha kısa mesafeden gelip kola çarpıyor. Ama kolun pozisyonu nasıl? Açık... Yani top geçmesin. Kol kapalı olursa ve yakın mesafeden gelen şut vücudun herhangi bir yerinden gelip kola gelirse bu kabul edilebilir. Ama kol açıksa bu kabul edilemez. Ki Fenerbahçe maçındaki top daha uzak mesafeden gelip, açık olan kola çarpıyor. Fenerbahçe'nin kazandığı penaltıda, Janssen topu rakipten çalarken ayağının burnunun ucunu kullandı. Orada faul yok. Ondan sonra da ceza alanı içinde kendine yapılan pozisyon penaltı. Maçın sonlarına doğru Fenerbahçe hücumunda yardımcı hakem bir ofsayt kaldırdı. Evlere şenlik... Hani diyoruz ya ofsayt ise 10 cm, değilse 5 cm... Neredeyse 1-1,5 metre ofsayt olmayan pozisyona bayrak kaldırdı ve golü engelledi.
RIDVAN DİLMEN: Benim için Valbuena ve diğerleri var
Fenerbahçe henüz tam olarak geri döndü demiyorum ama geri dönme yolunda çok önemli bir adım attı. Henüz ligin erken bir dönemi olmasına rağmen camia için varoluş maçı gibi bir noktaya gelindi Beşiktaş derbisi öncesi... Aykut Kocaman sabırlı bir insandır, aldatıcı demeç de vermez. Sezon başından beri, "1.5 ay sonra daha iyi olacağız, istatistiklerimiz iyi" derken bir şeyleri bilerek söylüyordu. Onun endişesi daha çok bu süreçte treni kaçırmaktı.
Fenerbahçe hiç iki farklı öne geçememişti bugüne kadar. 3-1'den sonra yapılan birkaç işgüzarlık dışında oyuna hükmeden, topa sahip olan, rakibi yoran ve zaman zaman da pozisyona giren bir takım vardı. Hoca bunu gördü. Rakip Alanya takımı ofansif bir takım... Çok gol yiyorlar fakat Fenerbahçe dün konsantrasyonu yüksek bir rakip buldu. 5 puanlık maça çıkmak kolay değil. Rakibin Galatasaray bir gün önce puan farkını artırmış.
Sahanın en iyi oyuncuları Valbuena ve Isla'ydı. Valbuena'yı diğerlerinden ayırıyorum artık. Valbuena'nın sosyal medya ekibi yüzünden özür dilemesi doğru, arkadaşları bakarken çalışan işçi fotoğrafını beğenmişler ama o karikatürün de doğruluk payı var! Futbol oynamayı çok seven bir çocuk... 33 yaşında olabilir ama dışarıda sabaha kadar top oynayan çocuk gibi çünkü. Gol attı, çalım attı, pozisyon yarattı. Valbuena tam olarak serbest oynuyor. Janssen de sabit, statik bir oyuncu değil. Alıp verebilen bir oyuncu... Frikik dönüşü topu kovalaması penaltı da getirdi. Hattrick bile yapabilirdi.
0-0 giden oyunda kazanmak isteyen bir Fenerbahçe gördük. 1-0'dan sonra psikolojik etkenlerle birlikte geriye doğru yaslandılar. 1-1'e yakalanınca tekrar geldiler. Puana ve skora oynayınca 2-1 geldi, 3-1'de ise iyice rahatlayıp ileri yerleştiler ve Valbuena sazı eline aldı. Giuliano ise Valbuena'nın yarısı kadar agresif değil. Beşiktaş'a karşı rahat edemezsin. Caner de çıkar, Adriano da çıkar. Bunu da düşünmek gerekir.
Mehmet Ekici 32'de girip 77'de çıktı. Bitti çıkarken... Yine 3 haftadır oynamayan Alper'i almak zorunda kaldı. Bunlar dezavantajlar. Özet olarak Mehmet Ekici, en fazla 20-30 dakikalık performans verebilecek durumda. Mehmet 2 ay daha ligde ilk 11'e giremez. Arada kupa maçlarında değerlendirebilir. Futbol çok zor, fizikli bir oyundur.