METİN TEKİN: Seviye atladı
Porto'dan sonra Leipzig karşısında da net bir galibiyet... Beşiktaş için artık ikinci tur göründü diyebilir miyiz?
Şampiyonlar Ligi'nde bir Türk takımı için en iyi başlangıcı Beşiktaş yaptı. Üst üste iki maçını kazandı. Porto deplasmanında oynanan ilk maçın sonunda da oyuna ve skora bakarak Beşiktaş'ın gruptan çıkacağını söylemiştim. Dün alınan galibiyetle bu perçinlendi. Gruptan çıkma işini artık yüzde 50 halletti diyebiliriz.
Rakibin genç ve Avrupa tecrübesi olmaması dünkü oyunda etkili miydi? Yoksa Beşiktaş artık makine gibi işleyen bir takım mı?
Oyuna bakınca Leipzig'in dinanizmi ile Beşiktaş'ın deneyiminin karşılaşmasıydı 90 dakika. Oyunu böyle değerlendirebiliriz. Maçın başlangıç düdüğü ile çok iyi bir tempo yakalayan Beşiktaş vardı. Sonra 25. dakikada bunu dengeleyen bir Leipzig ve devre bitmeden 2-0'ı bulan bir Beşiktaş oyunu izledik. İkinci yarıda Leipzig'in genç kadrosu, oyunu ele aldı ama maçı bitirmek için Beşiktaş'ın deneyimi öne çıktı. Bu baskıyı yedikten sonra pasla topa sahip olmak en iyi çözümdü ama doğru savunmak Beşiktaş'ın aldığı sonuçtaki en önemli etkendi. Tabii ki Fabri'de... Beşiktaş için 'makine gibi işlemek' tabirini kullanmasak da güçlü bir takımdan bahsedebiliriz. Kendi sahanızda olsanız da bu oyunu oynamak kolay değil. Beşiktaş başka bir seviyeye doğru gidiyor.
Öne çıkan isimler kimler oldu?
Beşiktaş'ta artık herkes çok iyi... Beşiktaş, takım olarak övgüyü hak ediyor. Porto deplasmanından sonra kendi sahanızda bir Alman takımını yenmek ki Beşiktaş ilk kez tarihinde bir Alman takımını yendi. Tam burada şuna bir kez daha vurgu yapmak istiyorum ki kadro kalitesi ve oyunla başka bir seviyeye giden Beşiktaş izliyoruz. Çünkü en büyük sahne Şampiyonlar Ligi'dir ve Beşiktaş bu sahnede oynadığı iki maçta da kusursuzdu. İlk yarıda Oğuzhan, Babel ve Talisca organizasyonu ve buna katılan Quaresma etkisi öne çıktı. Savunma merkezinde Atiba... Bir tek bakıldığında Fenerbahçe maçındaki performansı da dahil Medel'in oyunculuğuna sözüm yok ama sağ bekliği biraz soru işareti doğuruyor.
MURAT ÖZBOSTAN: Mekan oynattı!
Beşiktaş maça öyle bir başladı ki başımız döndü. İlk 20 dakika rakibini boğdu, ezdi, hapsetti, yok etti adeta.. Siz belki televizyon başında kaleci Fabri'yi görmediniz bile.. Oyun tamamen bu dakikalarda Leipzig alanında oynandı. Bu baskı da meyvesini verdi ve Cenk'in Babel'e servisiyle takım öne geçti. Fakat 25'ten 40'a kadar oyunun üstünlüğünü siyah beyazlı takım, Almanlara kaptırdı. Orta sahadaki ayağı pas alışkanlığının Leipzig tarafından bozulması da yapılan pas hatalarının başlıca nedeniydi. İşte "aman bu dakikalarda kalemizde bir gol görmeyelim" derken, bir kontratak sonucunda nefis bir Quaresma ortası, usta Talisca'nın golü koklayan yeteneği ile devreyi 2-0 önde bitirdik. Bu skor böyle bir rakibe karşı harika bir sonuçtu. Leipzig bir proje takımı.. Çok genç kadroları var. Beşiktaş'tan da yaş olarak 4 yaş küçük bir ekip. İkinci yarıda yenilecek bir gol bile Beşiktaş'a 3 puanı getireceği için bu bölümü genelde savunmada geçirdi temsilcimiz. Elektriklerin kesildiği ana kadar da Alman takımı tehlikeli pozisyonlar buldu. Kabul edelim ki bu takım geçen sezon Bundesliga'yı ikinci sırada bitirmiş iyi bir ekip ve bunu bize ikinci yarıdaki futbolları ile gösterdi. Ama Beşiktaş tecrübesiyle, Fabri'nin kritik kurtarışlarıyla skoru korumasını bildi. Gruplarda 2'de 2 yapmak büyük bir başarı.. Bir sözüm de Beşiktaş taraftarına.. Takımlarına yine dört dörtlük bir destek verdiler. Bu stada gelen takımlar zaten kafadan 1-0 geride maça başlıyor. Atmosfer, deplasman takımlarını resmen eziyor. Leipzig'in hocasının maç sonunda, "Atmosfere yenildik" demesi hiç tesadüf değil... Tebrikler Beşiktaş, Türkiye'ye kazandırdığın prestij ve puanlar için.. Artık bize de şunu söylemek düşen.. Sıradaki gelsin..
RIDVAN DİLMEN: Travmadan çıkmak büyük iş
Bu maç bence Fenerbahçe-Beşiktaş maçının bitiminden itibaren kazanıldı. O gün ceza almıştı Şenol hoca, yardımcısı konuştu. Şenol hocanın oyunculara teşekkür ettiği, antrenör ve oyuncuların medyanın büyük gazına rağmen, konsantrasyonunu bozmayıp maçı yaşamayı orada bıraktılar. Kolay değil... Cumartesi gecesi maç bitiyor, oyuncuların, antrenörün atılmış ve Salı günü böylesi bir maça çıkıyorsun. Leipzig şöyle iyi, böyle iyi diyenlere bakmadım, dün gördük esasen.
Fenerbahçe, Beşiktaş, Ali Palabıyık üçlüsünden gündemi çıkarıp o maçla yaşamaktan vazgeçtiler. Bu maçla yaşadılar. 1'den 90+'lara kadar iyi ve doğru oynayarak kazandılar. Maçın başındaki tempo ve maçın 89'uncu dakikada Tosic'in topu kaleye kadar götürüp bir o kadar hırsla geri dönmesi önemliydi. 80 metre top sürmüşsün. Kendi bölgesine de 60 metre geri depar atıyor. Kazanıyor, dripling yapıyor, çalım atıyor, düşüyor, kalkıyor, vuruyor, bir de geriye depar atıyor yüzde 100'le. Böyle kazandı Beşiktaş, sadece gollerle değil... Taraftardan deplasman takımları çok etkilenmez ama ev sahibi avantajının sebebi taraftardır. Tosic taraftar için koştu.
Bundan sonra bol kredisi olan bir Beşiktaş var. Porto'nun Monaco'yu yenmesi bence sürpriz değil. Savunma arkasına koşu yapan, önemli oyuncuları vardı.
Proje takımı olduğunu biliyoruz Leipzig'in, oyuncularına yatırım yapıyorlar. 16 milyon Euro verdikleri ve çok gol kaçıran Augustin gelişime çok açık bir oyuncu... Bir de Sabitzer dikkat çekti. Bunlar genç oyuncular. Bence 3-4 sene sonra çok daha farklı bir takım olacak veya Augustin'i dünyanın en önemli takımlarında göreceğiz. Çok iyi top oynadı Beşiktaş, skoru da elde etti. Herkes görevini yaptı bu arada. Tolgay değişikliği bir 5 dakika kadar önce yapılabilirdi. Necip de girince iyi işler yaptı. Özellikle Tolgay'ın girişi Beşiktaş'ı nefeslendirdi. Bundan iyisi can sağlığı... Averaj da elde ediyorsunuz. Monaco karşısında kazanamasanız bile kaybetmemek yetiyor. Ben beraberlik yetmez diyenlerdendim açıkçası. Porto gitti, Monaco'ya 3 tane attı. 6'yı cebine koyduğun zaman herkes birbiriyle oynayacağı için şansını çok ama çok artırdı. Bu yüzden Beşiktaş'ı tebrik etmek lazım...
Levent TÜZEMEN
Leipzig galibiyetiyle birlikte Beşiktaş için gruptan çıktı diyebilir miyiz?
Kazanılan 6 puan, Beşiktaş camiasının gruptan çıkma hayallerini güçlendirdi. Beşiktaş, maçın tek hakimiydi. Kontrolü elinde tuttu, vitesi yükselttiğinde pozisyonları ve golleri buldu. Rakibe topu verdiğinde ise mükemmel alan savunması yapıp, Leipzig'in pozisyon üretmesini engelledi. Alman ekibi, fizik gücüyle Beşiktaş'a kafa tutmaya çalıştı ancak başta kaptan Oğuzhan olmak üzere, Talisca, Babel, Quaresma gibi pas yapma kalitesi yüksek oyuncular Beşiktaş'ın zaferine katkı sağladı. Savunmada Pepe hatasız oynadı. Rakibin baskısında ise riske girmedi. Beşiktaş'ın Devler Ligi'ndeki yürüyüşü bu oyun anlayışıyla devam edecektir. Özellikle Vodafone Park'ta, Güneş ve öğrencilerinin kolay kolay kaybetmeyeceğini düşünüyorum.