Fenerbahçe ile berabere kalan Galatasaray, Trabzon'da yenildi. Tudor, hocalık kariyeri boyunca 23 büyük maçta 2 galibiyet almış. Sizce Hırvat hoca ile yollar ayrılmalı mı?
RIDVAN DİLMEN: Tudor kesinlikle kalmalı. Son iki maçta bir puan alan Tudor, 8 maçta 7 galibiyet 1 beraberlik almıştı. Rakiplerine de 3-6-7 diye fark attı. Tartışılmasını da doğru bulmuyorum. Teknik direktörler sürekli gelişim göstereceklerdir. 40'lı yaşlarda Fatih Terim, 50'li yaşlarda Mustafa Denizli'nin daha da geliştiğini düşünüyorum. Tudor da her gün üzerine koyacaktır. 'G.Saray deneme tahtası mı?' diyebilirsiniz ama bir gerçek var ki, Tudor transferde hata yapmadı. Takım başarısız mı? Hayır. İlk yarıyı 1-2 bitirme ihtimali yüksek mi? Evet, eleştiriyoruz, zorlu maçları kazanamıyor ama gidip-gitmeme tartışması gereksiz.
LEVENT TÜZEMEN: Trabzon maçında Denayer'e ve Maicon'a Hırvat hoca gereksiz bir disiplin gösterisi yapmış. Ama karakteri bu! Ben ilk geldiğinde kendisini Simeone'ye benzetmiştim. O ise Conte'ye benzemek istediğini söyledi. Simeone ve Conte, Tudor'u yanlarında yardımcı olarak bile çalıştırmaz. Çünkü Hırvat hocanın agresif hali koskoca bir orduyu bile bozar. Eğer bir teknik adam iki maçta Rıza Çalımbay'a karşı aynı taktikle kaybediyorsa, sorgulanmalıdır. Tudor'un bu yetersizliği yüzünden G.Saray asla şampiyon olamaz. Yönetim yan akıl mı alacak yoksa üst akıl mı alacak, bilemem ama bu Tudor'un futbol bilgisi yok, sadece kondisyoner.
GÜRCAN BİLGİÇ: Galatasaray sekizde 7 yaparken, yine Tudor eleştiriliyordu. Oyuncuların kalitesinin maçları kazandırdığı söyleniyordu. O zaman iki haftada beş puanı kaybeden de oyunculardır. Tudor'un oyuncu hegemonyasını bitirdiğini ve iyi antrene ettiğini söyleyelim. Fakat teknik direktörlük boyutunda çok heyecanlı ve aceleci. Büyük maçları hocalardan önce oyuncular kazanır. Taktik önemli ama hangi takım daha çok inanmış veya konsantre olmuşsa, istediği sonucu alıyor. Burada G.Saraylılar, kadrolarının özverisini sorgulamalı. Tudor, sonra gelir.
AHMET ÇAKAR: Tudor, çok iyi niyetli, başarıya aç bir teknik adam. Ama bu iyi özellikler, takım yönetmek için, büyük maçları kazanmak için ya da büyük oyuncuları idare etmek için yeterli değil. Bence Tudor, Anadolu kulüplerinde çok başarılı olabilir. Bugün yönetimin yerinde olsam, hazır bu kadroyu kurmuş ve de hazır liderken, Fatih Terim'i getiririm, boğulursam da büyük denizde boğulurum.
VALBUENA'YI DA AYNI ALEX GİBİ YAPACAK
Aykut Kocaman'ın, "Valbuena'yı çıkarmam yanlış değil, daha erken çıkarmalıydım" demesine ne diyorsunuz? Kayserispor Teknik Direktörü Sumudica ile de polemik yaşadı bu konuda…
GÜRCAN BİLGİÇ: Sumudica başlama vuruşu yapılamayan golle berabere kaldı. Nedense kazandığını sanıyor. "Risk aldım" falan diyor. 3- 1 mağlupsun, elbette risk alacaksın. Üstelik attığın gole kadar pozisyon yok, ilk gol rakibin pasıyla, ikincisini de rakip kendi kalesine atıyor. Sonra da "Valbuena çıkmasaydı" diye ahkam kesiyor. Kendi işine bakacaksın. Allah bir şans lütfetti, ona şükredeceksin. Aykut Kocaman'ın tüm kararları sorgulanabilir. Muhakkak ki mantığı vardır. Valbuena 82'de çıktı oyundan. Zannedersiniz, ikinci yarıda oynatmadı. Fenerbahçe gibi bir takım, 3-1'i koruyacak. Bunun Valbuena veya diğer oyuncularla alakası yok. Burada Aykut Hoca'yı tüm takım için eleştirmek ve 'Nedir bunların hali?' diye sormak lazım.
AHMET ÇAKAR: Aykut Kocaman, hoca
falan değildir. Aykut Kocaman, havada uçan
dronların, tribünde bilgisayarla oyuncuların
koşu istatistiklerini tutan istatistikçilerin verileriyle
hareket eden bir futbol sekreteridir.
Üstelik Aykut Kocaman, oyuncusuna sinsice davranan, yıldız oyuncu kompleksi olan, futbolcuyu parlatacağına söndüren bir şahıstır. Bunların hepsinin
ispatı var.
HLEB'İ DE BOĞDU!
Yıllar önce Konya'da çalışırken
Hleb'i boğdu! Sonra
F.Bahçe'deyken
Alex'i mundar
etti! Şimdi de Valbuena'nın burnunu
sürtüp, ezmeye çalışıyor.
Aslında gizli kalmış bir olay daha
var. Benzeri uygulamaları da
Skrtel'e yapmaya başladı. Kayseri
maçında kendini ilk 11'de göremeyen
Skrtel'in de birden başı dönüp eve gitti! Bunların hepsi
F.Bahçe'nin kocaman fiyaskosu
Aykut Kocaman'ın eseridir.
LEVENT TÜZEMEN: Rumen hocanın maç
3-3 bittikten sonra Valbuena polemiğini ortaya
atması, Aykut Kocaman'ı kendi taraftarının
önüne atmak istemesidir. Rumen hocanın
tavrı çok çirkin.
Maçtan sonra sahanın en iyisi Valbuena seçildi. Medyada da herkes Aykut hocayı "Valbuena'yı neden çıkardın?" diye eleştirdi. Aykut hoca Fransız yıldızı çıkartarak
yanlış yaptı ve bindiği dalı kesti.
ALEX DURUMU ASLA YOK
RIDVAN DİLMEN: Kesinlikle Alex durumu yok. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Her teknik adamın da kendine has oyun anlayışı var.
Öncelikle Valbuena'nın transferine onay veren Aykut Kocaman'dır. Sorulduğu zaman "Hemen alın" diyen kişidir. Kayseri maçı 3-1 bitse, oyundan çıkışına kimse yorum yapmayacaktı. Kocaman'ın kendine göre doğruları var. Galatasaray maçında çıkardığında, ben de Valbuena ve Janssen'in yorulduklarını görmüştüm. Galatasaray maçında daha da erken çıkarabilir diye düşünüyordum. Ben de izlerken Kocaman gibi rakibin 10 kişi kalacağını düşünmemiştim.
Zaten Kocaman da Galatasaray maçında, "Belhanda daha önce atılsa devam ederdim" dedi maçtan sonra. Türk Telekom Stadı'ndaki maçta karar doğruydu ama Kayseri maçında rakibin sağ tarafından fazla geleceğini düşündüğü için çıkardığını söylemiştim yorumumda ama doğru olmadığını Alper'i alıp, Janssen'in arkasında oynatmalı diye düşünüyordum. Ama yapmadı.
Bence Valbuena'yı çıkarması son maç için hataydı.
MHK'DE DEĞİŞİKLİK BÜYÜK YANLIŞ OLUR
Yine hakem hataları konuşuluyor. VAR'ın uygulamaya geçmesi için de belli bir süreç var. Sizce TFF ne yapmalı? Merkez Hakem Kurulu'nda (MHK) değişime mi gidilmeli?
ÇAKAR: Yapılacak hiçbir
şey yok. Hakemler maça çıkarken
kendilerini manasız bir baskı
altına sokuyorlar. Maça çıkmadan
önce düşünüyorlar ki,
'Bu takım benimle kaybederse,
bir daha bu takımın maçına çıkar
mıyım? Bir oyuncuyu
oyundan atarsam, o
stat benim üzerime
çöker mi? Bu takım
benimle yine kaybederse
eski defterler
açılır mı?'
gibi garip komplekslere
giriyorlar.
Ama bilmiyorlar ki
korkunun ecele faydası
yok.
Aynı hakemler bu kaygılardan uzak şekilde Avrupa'da maçları yönettiklerinde mükemmel performanslar gösteriyorlar. İşin özeti bu.
TÜZEMEN: Hakemler yeterince
eğitilmiyor. MHK bu görevini
yapamıyor. TFF, MHK'nin
denetiminde ayrı bir eğitim birimi
oluşturmalı ve
Bülent Yavuz, Mustafa Çulcu gibi dünya
futbolunu tanıyan isimleri, eğitimin
başına getirmeli.
DİLMEN: MHK'de değişiklik
büyük yanlış olur. Yusuf Namoğlu
ve ekibi, düzgün insanlar
ve de yüksek konsantrasyon
içindeler.
Mutlaka hata yapıyorlardır ama Federasyon içinde en masum olanlar MHK. Bir
gün zaten gidecekler. Ama gittiklerinde,
şimdiye kadar yapılmayanı
yapmalarını ve iz bırakmalarını
istiyorum. Takımına
göre, isyana göre hakemleri
uzun süreli dinlendirmek veya
kulübe göre hakem tayini
yapmanın önüne
geçmek en doğru
yapacakları iş
olur.
O zaman tarihe geçerler.
BİLGİÇ: Arkalarında
sağlam
duran bir Federasyon
yönetimi olsaydı,
hakemler bu kadar
bariz yanlışlar içinde olmazdı.
Çok açık pozisyonlarda bile kart göstermekten korkuyor, kararlarına "cesaret" katamıyorlar. Sevgili Namoğlu da
hakemlerini yalnız ve korumasız
bıraktı.
Bağımsız olması gereken bir MHK var ama büyük kulüplerin ağzının içine bakarak maç yönettiriyorlar. Çok başarısız
bir MHK'ye sahibiz. Hakem
hatalarının bu kadar olmasına
bile şükretmeliyiz aslında.
AYNISI OZAN'A YAPILSAYDI...
Ozan Tufan'ın müdahalesiyle Deniz yerde kalınca, Fenerbahçeliler oyuna devam etti ve Ozan golü attı. Çok tartışıldı bu anlar...
DİLMEN: Hakemin inisiyatifinde
olduğunu söylüyorlar.
Dolayısıyla 'Neden topu taca atmadın?'
denemez.
Ama duygusal anlamda baktığınız zaman top dışarı atılabilir.
BİLGİÇ: Deniz Türüç oyuna
girene kadar ben de çok tepkiliydim.
Yerde kaldı, gol oldu, takım arkadaşları isyan etti, Fenerbahçeli oyuncular tedaviyi umursamadı. Bunlar insanın
içine sinen görüntüler değildi.
Ama ne zaman ki
Deniz ceylan gibi koşarak oyuna girdi, düşüncelerim
değişti. Hareket fauldü.
Ama anlaşılan yerde yatma
süresi ve oyuna girerken taşıdığı
enerjiye baktığımızda, burada
iyi niyeti suiistimal etme
isteği olduğu da ortada.
TERSİNİ DÜŞÜNELİM!
TÜZEMEN: Ozan'ın Deniz'in ayağına bastığı pozisyonu hakem, yakından gördü ama iki nedenle oyunu durduramadı.
1- F.Bahçe 1-0 gerideydi. 2- Valbuena ile saha içerisinde yaşadığı sözlü diyaloglardan dolayı tribünlerden tepki alıyordu. F.Bahçeli futbolcular, Deniz'in darbe aldığını görmüşlerdi, etik olarak topu taca atmalıydılar. Pozisyonu terse çevirelim, Deniz, Ozan'ın ayağına bassaydı, hakem vermeseydi ve Kayserili oyuncular topu taca atmasaydı, sonunda da pozisyon gol olsaydı,
Kadıköy yangın yerine dönerdi. F.Bahçeli futbolcular da Kayserili oyuncuların üzerine yürürdü.
CENK TOSUN OCAK AYINDA TRANSFER OLABİLİR!..
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, 'Devre arasında 20 milyon bile verseler Cenk'i satmam" dedi. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
DİLMEN: Özellikle 2017 Mayıs'tan itibaren ekonomik olarak futbolcu rakamları yüzyıla damga vuracak şekilde değişti. Herkes görecek ki önümüzdeki seneden itibaren 40-50'ler havada uçuşacak. Bence Fikret Bey bunu görüyor ve gördüğü için de 'hayır' diyor. Avrupa'daki kulüplerin dosyaları UEFA ve FIFA'da yok. Bizde ise Finansal Fair Play çoğu kulübün belası. Zaten 3-4 yıla kalmaz Avrupa'da normal oyuncular, 20-30 olduğu için bizim kulüplerimiz de yasaklarla uğraştığı için zamanla Romanya-Bulgaristan liglerine döneriz.
TÜZEMEN: İngiltere'den İspanya'dan herhangi bir takım gelsin, 20 milyon Euro ödesin, bak bakalım satıyor mu satmıyor mu! Orman, Cenk'i neden 'satmam' diyor biliyor musunuz, Şampiyonlar Ligi'nde durum netleşmedi. Devre bittiğinde Beşiktaş'ın nerede olduğunu görür, ona göre de Cenk'le ilgili kararını verir. Bana göre de satar.
BİLGİÇ: Cenk Tosun'dan vazgeçmek, şampiyonluktan da vazgeçmek anlamına gelir. Ama Ocak ayında şampiyonluk şansının azaldığını görürse, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'ın da kararı değişir.