LEVENT TÜZEMEN
'Biz' diyen kazandı
İtalyan teknik adam Lippi, "İyi sonuçlar almak için kaliteli oyuncular gerekir. Takımda ne kadar yıldız varsa, grubun birlikte hareket etmesini sağlamak, takımı kompakt hale getirmek için çok çalışmak gerekir. Her oyuncuya hem yararlı hem de vazgeçilmez olduğunu hissettirmek gerekir. Yıldızlar, takım oyunu oynamazsa o takım 'Biz' diye düşünen takımlara karşı kaybeder" der.
Galatasaray , sezon başından beri 'Biz' diye düşünemediği için takım olamıyor, istikrarı yakalayamıyor. Bu tutarsızlık ve ritm bozukluğu geriye düşülen maçları çevirmeyi önlüyor. Oyuncuların akıl yolu kapalı olduğundan rakibin üzerine bilerek değil, şuursuzca gidiyorlar. Fizik kalitesinin yetersiz oluşu da rakiple boğuşmaya izin vermiyor.
Haklı bir galibiyet alan Karabük, Galatasaray'ın kaybettiği maçlarda rakiplerinin sergilediği 'kompakt' oyunun benzerini sahaya yansıttı. Ahmet İlhan ve Lua- Lua gibi hücuma dikine çabuk çıkan oyuncularıyla Galatasaray'ı alt etti. Cris-Dany ikilisinin önünde mükemmel duvar olan Mehmet Yıldız gibi bir oyuncu Galatasaray'da yok. Elmander- Burak-Umut'la ancak kontratak futbolu oynayabilirsiniz.
Galatasaray 'da rakip analizleri nasıl yapılıyor merak ediyorum. Ordu, Mersin, G.Birliği ve Braga aynı oyun anlayışıyla Galatasaray'dan puan ve puanlar aldı. Galatasaray bu sezon tek doğru futbolu Belediye'ye karşı oynadı.
Fatih Hoca adaletlidir. Galatasaray'da bazı isimlerin artık kulübeyi tatması gerek. Eğer Dany bu kadar hata yapıyorsa, Cris kaçırdığı adama yetişemiyorsa Semih'in oynamaması, Gökhan Zan'ın 18'i görememesi adaletsizlik oluyor. Savunmanın yabancılara teslim olması Terim'in elini kolunu bağlıyor. İyi oynarken Melo gereksiz yere çıkıyor. Haftalardır alkışlanan Riera kontenjan doluluğundan oyuna giremiyor. Burak'ın golünde asistin şiddetini iyi ayarlayan Hamit'in yerine bakarsak göbekte oynaması daha doğru olur. Zaten Hamit'in parladığı konum forvet arkasıdır.
FATİH KUŞCU
Kimin kredisi?
TT Arena'ya kış geldi. Soğuktu, yağış yoktu ve tribünler kısmen boştu.
Ligin yeni kış topu Nike Maxim Hi-Vis'i filelere gönderen ilk isim Ahmet İlhan oldu.
Ama yeni topu en çok Emre sevmiş; şık görünen bir dolu hareket, sonuca gitmeyen geri paslara dönüşüyor.
G.Saray Mersin'de puan kaybederken, "aklı Cluj maçında kalmış" deniyordu. "Şimdi de aklı Manchester United maçında" demeye hazırlananları, Burak Yılmaz duraklattı.
Ancak Mehmet Yıldız'ın golü, durgun lideri uyandırmaya yetmedi. İlk yarı Mesut Bakkal'ın umduğundan da iyi geçti.
G.Saray, ligin en çok gol atan takımı, ancak golcüsü 'tekrarlanabilir' goller atacağı fikrini vermiyor. Her kontratak gol korkusu getiriyor ve bunu sıkça yaşıyor. Melo, geçen sezonki katkısından çok uzakta. Selçuk için, Emre için, hatta Hamit'in etkin olması için önemli.
Hakan etkisiz kaldı
Florya'da, sabah erken/akşam sınırsız mesai içinde yaşayan Fatih Terim, aklının ManU maçında olmadığını gösteremedi.
Albert Riera'yı dinlendirirken sahaya sürdüğü Hakan, Mehmet Yıldız ve Ahmet İlhan'la başa çıkamadı.
İkinci yarıda, Elmander'i görmek seyirciyi canlandırdı. Ama 47'de fişi çekme fırsatını kullanamayan Mehmet Yıldız, ağır savunmayı yıpratmaya devam ediyordu. 61'de Engin'in dönüşüyle maç yeniden başladı(!)
65'te Lualua, 60 metre top sürerken, bütün takım bizim gibi seyrediyordu.
Sonra Amrabat girdi, yine çizgide olmadığı için etkisizdi.
Bu virajda kötü oyunun mazereti olmaz. Kayıpları telafi alanı daralıyor. G.Saray, salı gününe dek silkinmeli, kendini hatırlamalı. Takım, hocanın kredisinden yemeye devam ediyor.
Ama, önünde sonunda 'dur' diyen çıkar.