Gazi Mahallesi'nde 5 yıllık eşi Cihangir Işık'ı (39) şiddet gördüğü iddiasıyla yatak odasında av tüfeğiyle başından vurarak öldürmekle suçlanan tutuklu sanık Aylin Işık (27) savunmasında, "Silah sağ elindeydi. Çeneme dayadı. 'Nereden vurayım' dedi. Sonra silahı alnıma dayadı, göğüslerime dayadı, cinsel organıma dayadı. Ben yalvarmaya devam ettim. Daha sonra aniden iki elimle silahı kavradım. Amacım elinden silahı almaktı. Bir anda silah ateş aldı" dedi.
DHKP-C ÜYESİ OLDUĞUNU SÖYLERDİ
İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada ifade veren Aylin Işık, 2012 yılında kaçarak evlendiğini ancak ilk günden itibaren eşinden şiddet gördüğünü, eşinin problemli ve sinirli birisi olduğunu anlattı. Eşinin sürekli silahla gezdiğini, olaylara karıştığını ve dışarıda yaşadığı olayların acısını kendisinden çıkardığını belirten Işık, "Ayrılmak istediğim zaman bana 'ayrılamazsın, ölürsün' diye tehdit ederdi. Kendisinden korktuğumdan bugüne kadar hiç şikayetçi olmadım. Bana DHKP-C üyesi olduğunu söylerdi. 'Savcının bile kafasına sıkıyorlar, seni öldürürüm, sinek kadar değerin olmaz, cezasını bile yatmam' gibi sözler söylerdi. Aldatmaları vardı. Sapkınca istekleri vardı. Karşı çıktığımda zorla birlikte oluyordu. Bu sorunlarımı kimseye anlatmadım" dedi.
KÖPEĞİ ÜZERİME SALMAKLA KORKUTTU
Evlendiği 2012 yılından boşanma davası açtığı 2015 yılına kadar hep aynı evde yaşadığını sözlerine ekleyen Aylin Işık, "Dava açtıktan sonra da aynı evde yaşamaya devam ettim. Ailem Diyarbakır'da. Gidecek yerim olmadığından müşterek evden başka bir yere gidemedim. Boşanma davası açtıktan sonra beni 'adliyeden sağ çıkamazsın' diye tehdit ettiği için çaresiz kaldım ve boşanma davasından vazgeçtim" dedi.
Kendisine sürekli kötü davranmasından dolayı ayrılmak istediğini söylediğini savunmasında anlatan Aylin Işık, "Gazi Mahallesi'nde sürekli olaylar oluyordu. Gece 03.00'te kapım çalıyordu. Sürekli silah taşırdı. Olaylara karışırdı. Bu nedenle buradan taşınmak istediğimi söyledim. Evde de tabanca bulundururdu. En son emniyetin DHKP-C'ye yönelik operasyonundan sonra evde sadece pompalı tüfek bulundurdu. 'Bunun da cezası yok. Bin lira, iki bin lira veririm, elimi kolumu sallayarak çıkarım' diyordu. Çay bahçesi işletiyorduk. Burada herkesin içinde beni dövüyordu. En son Diyarbakır'a gittim ve orada boşanma davası açtım. Artık düzeleceğini, şiddet uygulamayacağını, Gazi Mahallesi'nden taşınacağımızı söyledi. İstanbul'a birlikte dönerken yine bana şiddet uyguladı. Çay bahçesinde köpeği üzerime salmakla korkuttu" dedi.
SİLAHI KAVRAYINCA ATEŞ ALDI
Olay günü ikisi için bir çift alyans ve kendisi için bir küpe aldığını savunmasında anlatan Aylin Işık, "Ne zaman geç gelse sorun yaşıyorduk. Gece 03.00 gibi beni telefonla aradı. Kapıyı açmamı istedi. Kapıyı açtım. Giriş katın eşiğinde beni oturttu ve 'Otur lan karşıma' dedi. Küfür ederek, 'hani sen benden ayrılacaktın, hani gelmeyecektin, bak yine karşıma geldin' diyerek küfretti. 'Kalk lan ormana gidiyoruz, seni öldüreceğim' dedi. Yalvardım, ağlamaya başladım. Yapacağımı burada da yaparım dedi. Kafama vurdu, saçımı çekti. Yatağa yatmamı istedi. Dolabın üzerinde duran silahını alarak beni öldüreceğini söyledi. Korktuğum için yatmadım. Yatağa oturdum. Silah sağ elindeydi. Çeneme dayadı. 'Nereden vurayım' dedi. Sonra silahı alnıma dayadı, göğüslerime dayadı, cinsel organıma dayadı. Ben yalvarmaya devam ettim. Daha sonra aniden iki elimle silahı kavradım. Amacım elinden silahı almaktı. Bir anda silah ateş aldı. Cihangir yan tarafa doğru yatağa devrildi. Sonra polise teslim oldum" dedi.
Cihangir Işık'ın yakınları ise kesinlikle Aylin Işık'a kötü davranmadığını öne sürdüler. Aylin Işık'ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme duruşmayı erteledi. Kadın Meclisleri adına açıklama yapan grup ise Aylin Işık'ın meşru müdafaa hakkını kullandığını iddia etti.
