Keçemağara'da Kahramanmaraş Müze Müdürü Ahmet Denizhanoğulları başkanlığında, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Cevdet Merih Erek'in bilimsel danışmanlığında, Aksaray Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Deniz Yaman tarafından yürütülen çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra üniversite öğrencilerinin desteğiyle sürdürülüyor.
Dr. Öğr. Üyesi Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Keçemağara'nın Dr. Öğr. Üyesi Cevdet Merih Erek'in 2012'de yaptığı yüzey araştırması sonucu tespit edildiğini, 2015'ten bu yana da arkeolojik kazıları sürdürdüklerini söyledi.
Bu sezon mağara içi kazı alanlarında çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Yaman, 24 metrekarelik kazı alanına ulaştıklarını belirtti.
Yaman, kazı alanı içerisindeki en önemli buluntuların ağırlıklı olarak kemik ve yontma taş aletler olduğunu vurgulayarak, "Geçen yıl burada bulduğumuz kemik ok ucu bizim için çok önemliydi. Bu sene de en karakteristik buluntumuz, taş kolye diyebilirim. Geç dönemlere ait yapı katlarını kazmaktayız. Roma dönemine ait olduğunu düşündüğümüz bir yapı katına ulaşmış durumdayız." dedi.
"EN GÜZEL BULUNTUMUZ"
Bölgenin arkeolojik açıdan zenginliğine dikkati çeken Yaman, "Keçemağara'da kazı çalışması başlatılmasının nedeni çevrenin çok zengin bir arkeolojik mirasa sahip olmasıdır. Bunlar tespit edilmiş ve kanıtlanmış olgulardır. Neolitik sonrasına ait özellikle Tunç Çağı yerleşimi burada mevcut. Net olarak tanımlanmış Roma alayının burada yaşadığına dair de bir yazıt var." ifadesini kullandı.
Yaman, buldukları kolyenin tipolojik açıdan çok güzel olduğunu ancak bunu "şaşırtıcı" diye nitelendirmediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Kolye, hem öğrencilerin motivasyonu hem de kazının devamı için önemli. Görsel açıdan şu ana kadarki en güzel buluntumuz. Belki daha önemli ve bizim için değerli buluntular ortaya çıkabilir diye düşünüyoruz.
Bulduğumuz yonga ise çörtten (silisli kaya) üretilmiş. Bu yonganın ilginç olan yanı ise alt bölümünde bulunan insan eliyle açılmış bir delik bulunmasıdır. Bu tür delikler genelde daha yumuşak ham maddeler üzerine süs objesi olarak kullanabilmek için açılır. Keçe Mağarası kazısında ele geçen bu yonga üzerindeki deliğin nasıl ve hangi amaçla açıldığı konusunda araştırmalar gerçekleştirilecektir."
