İlçenin kuzeybatısında yer alan ve 16 bin hektarlık alana yayılan göle sahili bulunan mahallelerde birçok kişi, uzun yıllardır eşleriyle birlikte balıkçılık yapıyor.
Çok sayıda kuş türüne de ev sahipliği yapan gölde, aynalı sazan, Çin sazanı, tatlı su kefali, gümüş, kadife balığı ve tatlı su ıstakozu avlayan çiftler, geçimlerini av sezonunda tuttukları balıkları satarak sağlıyor.
85 aile birlikte çalışıyor
Seydişehir, Ahırlı ve Yalıhüyük ilçelerinin çevrelediği gölde, bölgede yaşayan 85 aile, kurdukları kooperatifle balıkçılık yapıyor.
Seydişehir'e bağlı Susuz Mahallesi'nden 15 çift de günün ilk ışıklarıyla göle açılarak balık tutuyor.
Sabah erkenden güne başlayan çiftler, öğle saatlerinde ise kıyıya dönüyor. Bu dayanışma sonucunda kadınlar da erkekler gibi ailenin geçiminde önemli bir rol üstleniyor. Birlikte gidilen balık avındaki ortak mücadele, çiftlerin evlilik hayatlarındaki dayanışmayı da arttırarak, yaşam mücadelesini birlikte vermelerine olanak sağlıyor.
"Çok iyi olmasa da çorbamız kaynıyor"
Susuz Mahallesi'nden Cengiz Girgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşi Meryem Girgin ile her sabah göle geldiklerini, günün sonunda tuttukları balıkları kooperatife sattıklarını söyledi.
Eşiyle uzun zamandır birlikte çalıştıklarını belirten Girgin, "Yaklaşık 10 yıldır eşimle balıkçılık yapıyoruz. Sabahları erkenden geliyoruz, öğlene kadar işimizi bitirip çıkıyoruz. Yazları saat 5 gibi, kış aylarında ise 7-8 gibi buraya geliyoruz. Balık fena değil, dişli balık bu sene bereketliydi. Şu an çok iyi olmasa da çorbamız kaynıyor." diye konuştu.
Meryem Girgin de zor olsa da bu işi yaparak eşine destek olduğu için mutluluk duyduğunu vurguladı.
Eşlerin birbirine daima destek olması gerektiğini dile getiren Girgin, "Sabah erkenden ağlarımızı seriyoruz. Daha önce serdiklerimizi ise topluyoruz. Tuttuğumuz balıkları, balıkçı geldiğinde ona satıyoruz." dedi.
Bazen eşi bazen de kızıyla geliyor
Kadın balıkçılardan 15 yıldır bu işi yapan Menekşe Önder ise her gün balık tutmaya bazen eşiyle, bazen de kızıyla geldiğini dile getirdi.
Balıkçılığın oldukça zor bir uğraş olduğunu anlatan Önder, "Sabah namazından sonra geliyor, balığa çıkıyoruz. Öğlene, bazen ikindiye kadar tutuyoruz. Ağlarımızı topluyoruz. Geçimimizi buradan sağlıyoruz. Eşlerimize yardımcı olmak için bizler de çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
