Çok büyük duygularla ve hislerle başlayan aşkın çeşitli sebeplerde bitmesinden kaynaklanan yer yer öfke nöbetleri, sinir ve ağlamalar aşk acısı dediğimiz o duygu yoğunluğu sürecinde normal tepkilerdir. Birçok insanın başına gelen bu durum bir süre sonra daha hafiflemiş bir şekilde yerini başka duygulara bırakır. İnsandan insana değişiklik gösteren bu duygular bazen işin içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Psikolojik destek almak bu süreçte bir an önce toparlanılması için en etkili çözümlerden biridir.
HİÇ GEÇMEYECEKMİŞ GİBİ GELİR
Yaşanılan o duygu karmaşasıyla sanki bir daha hiç geçmeyecekmiş gibi bir hisse kapılınır bu durumun üstesinden hiç gelinemeyecekmiş gibi hissedilebilir. Ayrılığın ardından özlem duygusuyla da birleşen hisler insanda giderek derinleşen 'dayanamıyorum' hissi oluşturur. Aşk acısı duygusu bir tür yas reaksiyonu olarak bilinir. Ayrılık halinde bu reaksiyon git gide artar ve daha sonra alışılan bir duygu haline gelir.
TEDAVİDE NELER YAPILABİLİR?
Bu tedavide öncelikle yaşanılan duyguların bastırılmaması önemlidir. 'Unutmam lazım' diyerek beyne komut verilmeye çalışılması çoğu zaman ters etki yaratabilir.
ALTIN KURAL ZAMANA BIRAKMAK
Ayrılığın ardından söylemesi kolay fakat uygulaması o kadar kolay olmayan bir yol olan 'Zamana bırakmak' kavramı aslında en etkili çözümdür. Hem ruhen hem fiziken insan bünyesi yaşanılan duygu yoğunluğundan fazlasıyla etkilenerek geçmesi zor depresyonlara yol açabilir. Zamana bırakmak hem kişinin kendine olan özgüvenini hem de duyguların ölçülüp tartılmasına yardımcı olur.
DEPRESYONA DİKKAT!
Ayrılık halinin ardından depresyon yaşanma ihtimali çok yüksektir. Kişi yaşadığı durumun içinden çıkamayacağını anladığı anda mutlaka bir uzmandan yardım almalıdır. Aksi halde uzun süreli depresyon tedavisine maruz kalabilir.