Türkiye'deki en zehirli yılan türü olarak değerlendirilen koca engerek yılanı, Muş ve Hakkari'de görüntülendi. Yaşanan bu gelişme, bölge halkında paniğe neden olurken koca engerek yılanı hakkındaki araştırmalar da yoğunluk kazandı. Bu noktada, 'Koca engerek yılanı özellikleri neler ve nerelerde görülür?' sorusunun yanıtı merak konusu oldu. Öyle ki, uzmanlardan da peş peşe açıklamalar geldi. Peki, Türkiye'de görülen en zehirli tür olan koca engerek yılanı nerelerde olur, özellikleri neler? Detaylar haberimizde!
IŞKIN OTU TOPLARKEN 7'ŞER METRELİK 2 ENGEREKLE KARŞILAŞTI
MUŞ'un Zovaser Dağı'na ışkın otu toplamaya giden İshak Adlı, kayalıklar arasında, Türkiye'de görülen en zehirli tür olan, her biri 7 metre uzunluğunda 2 engerek yılanını görüp, cep telefonu kamerasıyla görüntüledi.
Çöğürlü köyünde yaşayan İshak Adlı, bir yakını ile birlikte yayla muzu olarak da isimlendirilen ışkın otu toplamak için Zovaser Dağı'na gitti. Bölgedeki kayalıklar arasında, her biri yaklaşık 7 metre uzunluğunda 2 yılan gördü. Hemen cep telefonu kamerasıyla kaydetti. Görüntüleri, Doğa Koruma ve Milli Parklar Muş Şube Müdürlüğü'ne gönderdi.
Müdürlükte görevli teknik personeller Ferzende Saygın ve Mestan Hisarkaya yaptıkları incelemeyle yılanların, Türkiye'de görülen en zehirli tür olan koca engerek yılanı olduğunu belirledi.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Muş Şube Müdürü Ali Haydar Daşdemir yaptığı yazılı açıklamada, "Doğada bulunan her canlının yaşamaya hakkı olduğu gibi yılanlarda ekosistemin yegâne parçası arasında görülmektedir. Burada tespit ettiğimiz yılanlar oldukça iri, ancak yerleşim yerlerinden ve insanlardan oldukça uzakta. Yani panik yapmaya gerek yok. Muş'un el değmemiş eşsiz doğası her türlü canlıya ev sahipliği yapmakta. Bu güzel doğamızı ve biyolojik çeşitliliği korumak vatandaşlık görevimiz. Biz yine de vatandaşlarımızı uyarmak isteriz, bazı yılanlar zehirli olabilmekte. Bu sebeple yılanlara yaklaşmamalarını tavsiye ediyoruz" dedi.
Yılanları görüntüleyen İshak Adlı da "Her ikisi de çok büyüktü. Biraz görüntü aldıktan sonra köye döndük. Çünkü bunu kime anlatsak inanmazdı. Artık dağlara çıkarken çok dikkatli olacağız" dedi
PROF. DR. BAŞKAYA: "KIRSAL ALANLARA DOĞRU YERLEŞİMLER, İNSANLARLA YILANLARIN KARŞILAŞMA İHTİMALİNİ ARTIRDI"
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya çoğunluğu öldürücü zehre sahip 14 adet engerek ve bir de kobra türü yılanların insanlar için tehlikeli türler olduğunu söyledi. Başkaya "Ekosistemde fare gibi zararlı türleri dengede tutan yılanların dünyada 3 bin 600 civarındaki türünden, yaklaşık 375 adedi, yani yaklaşık yüzde 10'u zehirli olarak bilinmektedir. Ülkemizde ise bilinen yılan türü sayısı 55 adettir. Bunlar içerisinde, çoğunluğu öldürücü zehre sahip 14 adet engerek ve bir adet kobra türü yılan ise insanlar için tehlikeli türlerdirler. Yarı zehirli diyebileceğimiz birkaç yılan türümüzü de hesaba katacak olursak, ülkemizde bu konuda dikkatli ve bilinçli olmamız gerektiği kolayca anlaşılacaktır. Zira unutulmamalıdır ki, alerjik rahatsızlığı bulunan insanları arı bile soksa öldürücü olabilmektedir" dedi.
İLKBAHARDA DAHA AKTİFLER
Yılanların ilkbaharda daha aktif olduklarını kaydeden Başkaya, kırsal alanlara doğru yerleşimler insanlarla yılanların karşılaşma ihtimalini artırdığını ifade ederek "Yılanlar, kışın çok daha az aktiftirler. Esasen uyanıktırlar ancak çok uyuşukturlar. Tam bir kış uykusu olmayan bu uyuşukluk dönemlerini saklandıkları yerlerde geçirirler. İlkbaharda uyuşukluktan çıkan yılanlar beslenmek ve çiftleşmek için oldukça hareketli bir hal alırlar. Bu nedenle en çok dikkat edilmesi gereken zamanların başında ilkbahar ayları gelmektedir.Son günlerde, ülkemizin birçok bölgesinden yılanlarla ilgili haberlerde büyük bir artış yaşanmaktadır. Geçtiğimiz günlerde ise, Trabzon, Dernekpazarı ilçesinde yılan ısırması sonucu bir vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Özellikle ilkbahar aylarında, hem yılanların, hem de insanların kırsal alanlardaki faaliyetlerinde ciddi bir artış yaşanmaktadır. İlkbaharda artan tarımsal faaliyetler, ot biçme, hayvan otlatma, arıcılık ve ormancılık gibi faaliyetlerden dolayı yılanlarla yaşanan karşılaşmalar da artmaktadır. Ayrıca, 1927 yılında 13,6 milyon olan nüfusumuz, bugün 83 milyonu aşmıştır. Bununla birlikte, kırsal alanlara doğru yerleşimler de artmış ve bu kullanımlarının doğal bir sonucu olarak, insanlarla yılanların karşılaşma ihtimali de artmıştır" diye konuştu.
İnsanların genelde yılandan korktuğunu belirten Başkaya, son günlerde basında pek çok zehirsiz yılan türünün, insanlar tarafından öldürüldüğünü belirterek, "Son günlerde basında pek çok zehirsiz yılan türünün, insanlar tarafından öldürülmüş görüntülerine rastlamaktayız. Her ne kadar yılan ısırması sonucunda yaşanan ölüm, kangren ve felç durumları, diğer ölüm nedenleri arasında çok çok önemsiz gibi görünse de, insanların böyle bir ölüm ihtimalinden aşırı korkmaları doğaldır. Ülkemizde her yıl maalesef bu şekilde, ciddi birkaç olay yaşanmaktadır. Bunun sonucunda da maalesef bütün dünyada insanlar, yılanların hepsini aynı kefeye koymakta ve her gördüğü yılandan da korkmaktadırlar. Burada yapılması gereken en önemli faaliyetlerin başında bilinçlendirme gelmektedir. Diğer bütün yaban hayvanları gibi yılanlar hakkında da okullarımızda önemli bilgileri öğretmeliyiz" dedi.
ISIRILMADAN YAPABİLECEKLERİMİZ
Yılan ısırmadan alınacak tedbirlere değinen Başkaya, "Yılanlar genelde durduk yere ısırmazlar. Bu nedenle gördüğümüz bir yılanın üzerine gitmemeli, onu rahatsız etmemeli veya dürtmemeliyiz. Gürültüden ziyade, yere sert basmak veya yere sert vurmak, onları uyaracaktır. İnsanlar yılanlardan korunmak için boğazlı çizme, boğazlı bot ve tozluk gibi dizden aşağısını koruyucu malzemeler kullanabilirler. Kalın malzemeli pantolon veya etekler giyilebilir. Taş veya kütük gibi bir şeyi çevirirken veya yerinden oynatırken dikkatli olmalıdırlar. Ot biçerken, bahçe temizliği yaparken, elimizi veya ayağımızı attığımız yere dikkat etmeliyiz. Farkına varmadan üzerine veya yakınına basarsak, elimizle uzanırsak veya dokunursak ısırılma ihtimalimiz yüksektir" diye konuştu.
ISIRILIRSAK YAPMAMIZ GEREKENLER
Yılan ısırmasına karşı hareket etmek, heyecan yapmak işi zora sokacağını ifade eden Başkaya, "Eğer ısırılmış isek, şişmeye karşı hemen yüzük, bilezik ve saat gibi malzemeleri çıkarmalıyız. Isırılan yeri kalbimizden aşağıda tutmalıyız. Yaranın üzeri kuru bez veya gazlı bezle sıkıca kapatılmalı, yaranın etrafı ayrıca sarılarak o bölge hareketsizleştirilmelidir. Mümkün olduğunca sakin olmaya çalışmalıyız. Yara kuru tutulmalı, buz koyulmamalı ve ıslatılmamalıdır. Sinema filmlerdeki gibi yara kesilmemeli, emilmemeli ve turnike uygulanmamalıdır. Alkol veya kafeinli içecek içilmemeli, bilmediğimiz ilaçlar içmemeliyiz. Hareket etmek, heyecan yapmak işi zora sokacaktır. Isırılan kişinin yardım alma imkânı varsa, kendisinin hareket etmemesi daha iyi olacaktır. En yakın hastaneye ulaşmaya çalışılmalı ve gerekiyorsa anti serum uygulanmalıdır" dedi.
KOCA ENGEREK YILANI ÖZELLİKLERİ NELER?
Sırt bölgesinin rengi genel olarak grimsi kahverengi ve bu rengin tonlarında olur. Sırtta bazı yerlerde birleşik koyumsu benekler (bazen belirsiz) bulunur. Bunların yanında (sırtın ortalarında) kenarları koyu renkli, iç kısımları tuğla kırmızısı ya da sarı renkte benekler de bulunur. Başın üst kısmında bazen küçük siyah benekler bulunabilir. Kuyruk ucu sarımsı, beyazımsı ya da pembemsi olan karın bölgesinde nokta halinde siyah benekler bulunur.
KOCA ENGEREK YILANI TÜRKİYE'DE NEREDE YAŞAR?
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, Doğu Akdeniz bölgesinde habitatın uygun olduğu alanlarda dağılım gösterirler ve Türkiye'nin zehri en ölümcül yılanları olarak bilinirler.