Midyat Kaymakamlığı'nın destekleriyle İlçe Halk Eğitim Merkezi tarafından Kadına yönelik şiddeti doğuran ve pekiştiren olumsuz tutum ile davranışların ortadan kaldırılması amacıyla, toplumsal farkındalık, duyarlılık ve bilinç kazandırmak amacıyla "Kadına Şiddete Karşı Farkındalık Eğitimi" gerçekleştiriyor.
Merkezin konferans salonunda düzenlenen eğitimlerde katılımcılara 'kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik açıdan şiddet, aile içi şiddet ve şiddet türleri' konularında 5 gün süreyle eğitim veriliyor.
Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Mehmet Selim Yiğit tarafından slaytlar eşliğinde verilen eğitimde, kadına yönelik şiddetin tanımı, şiddetin türleri, şiddete uğrayan kadınların takip edecekleri yol ve yöntemler, kadına yönelik şiddete müdahaleler, şiddet mağduruna verilecek koruyucu tedbir kararları, şiddeti önleme ve izleme merkezine ulaşmanın yolları ile kadınların özel ve kamusal alandaki hakları konusunda bilgiler paylaşıyor.
Eğitim ile ilgili bilgi veren Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Mehmet Selim Yiğit, "Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi önemli bir konudur. Çünkü kadınlar ailenin mihenk taşıdır, aile de toplumun mihenk taşıdır. Biz burada kadına yönelik şiddetin nedenleri, sonuçları, kadına ve çocuklara etkileri, kadınların bu konuda yapabilecekleri, aynı zamanda aile içi iletişimin geliştirilmesi ve bu şekilde şiddetin önüne geçilmesi konusunda çalışmalar yapıyoruz. Kadınların kendi haklarının farkına varması, yapabilecekleri, başvurabilecekleri, destek alabilecekleri, yardım alabilecekleri kurumlar, konular üzerinde durmaya çalışıyoruz. Tabi kadın şiddetinin son zamanlarda çoğalması, çoğalmış gibi görünmesi bunlar üzücü. Özellikle ölümle sonuçlanan vakalara çok sık rastlıyoruz, bunlar çok üzücü olaylar. Bunların olmamasını temenni ediyoruz ve bu konu da böyle çalışma yapıyoruz ki bunların önüne geçelim" dedi.
Eğitime katılan Zuhal Bilgiç ise, "Maalesef ülkemizde kadın ölümleri çok fazla ve gün geçtikçe de fazlalaşıyor. Bizim burada öğrendiğimiz şey aslında en en önemlisi bana göre 'ben' dili, ben dilini kullanmak. Aile içinde suçlayıcı dil değil, suçlayıcı dili 'sen' dilidir, ama biz burada 'ben' dilini öğreniyoruz. 'Sen eve para getirmedin' değil, sen az kazandığın için ben daha zor yaşıyorum. Sen az kazanmıyorsun ben zor yaşıyorum. Burada ben dili deyince karşıdakini suçlamıyorsun, aslında kendi rahatsızlığını dile getiriyorsun. Kendi rahatsızlığını dile getirince de karşıdaki insan seni üzdüğünü anlıyor ve buna karşılık o da bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ben burada en önemlisi olan ben dilini öğrendim. Ve tabi ki bütün insanlar sen dili yerine, suçlayıcı dil yerine ben dilini kullanırlarsa kesinlikle bu toplumdaki cinayetlerin, kavgaların, işte yaralamaların her şeyin önüne geçilebileceğine inanıyorum " dedi.
Suzan Acar isimli katılımcı da, "Bir çok kişi şiddete maruz kaldıktan sonra nereye gitmesi gerektiğini hala bilmiyor. Yani ya bunu susuyor, yada mesela bir defa gittikten sonra bir müdahale olmadığı zaman vazgeçiyor, ama biz burada aslında basamaklarını öğreniyoruz, öğrendiğimiz zaman da bunu yavaş yavaş inşallah engelleyeceğiz" dedi.
