Evin büyükleri heyecanla dizi izler de küçükler izlemez mi? Bizler onların rol modeli değil miyiz? Ya evde hiç televizyon açılmayacak ya da çocuğun dizi saatinden önce uyuması için ne gerekiyorsa yapılacak. Başınız televizyona dönük bir şekilde çocuğa ders çalıştırmak sizce ne kadar verimli olabilir? Peki ya 'hadi kızım anlat bakalım bugün okul nasıl geçti?' diye sorarken, bir gözünüzle diziyi takip etmek... Bu gibi durumlarda çocuğunuzla pek de kaliteli zaman geçirdiğiniz söylenemez değil mi? Uzmanlar çocukların uzun süre televizyon izlemesini onaylamıyor, izledikleri şeylerin de yaşlarına uygun ve nitelikli programlar olması gerekiyor. Açık söyleyeyim ben bu konuda çok da katı değilim. 'Çocuğuma televizyon izletmem, hele dizileri asla' gibi bir yargım yok. Yetişkinlere yönelik vurdulu kırdılı ya da fazla romantik sahnelerin yer aldığı dizilerden söz etmiyorum tabii. Evde hep birlikte izlenebilecek çok güzel, kaliteli aile dizileri var. Dizi izlemek bir keyifse, bu keyifli aktiviteyi çocuklarla paylaşma imkanı sunuyor bu diziler. Biz çocukken
Bizimkiler, Süper Baba, Perihan Abla gibi dizileri izlerdik. Ve bu çok büyük bir keyifti. Dizinin en heyecanlı bölümünü izlemek için teyzemler ve kuzenlerim bizde toplanırdık. Erkenden yemek yenilir, mısırlar patlatılır evde adeta sinema ortamı yaratılırdı. Dizi izlemek çok eğlenceli bir aile eğlencesiydi bizim için. Şimdi de pek farklı sayılmaz. Kızım Defne'yle birlikte favori dizimiz
Çocuklar Duymasın var mesela... Çarşamba akşamlarını iple çekiyoruz. Şehirde yaşayan standart bir Türk ailesi onlar. Bütün tiplemeleri hergün gerçek hayatta karşılaştığımız insanlar... Hem çok ölçülü hem de çok komik bir dizi... Bu diziyi izlerken Defne de gülüyor, dedesi de... 7'den 77'ye herkesi kucaklıyor
Çocuklar Duymasın ailesi. Sonra
Yahşi Cazibe, İstanbul'un Altınları da yine ailecek izlediğimiz diziler arasında yer alıyor. Dizi takipçisi olmanın en güzel yanlarından biri de insanlara muhabbet ortamı yaratması şüphesiz. Şayet dizinin en heyecanlı bir bölümünün ertesi günü işe gidiyorsanız, iş arkadaşlarınızın hararetli bir şekilde diziyi analiz ettiklerini görebiliyorsunuz.
GÜNÜN STRESİNİ ATMAK İÇİN
Dolayısıyla bence şimdi daha bir anlam kazandı diziler, çünkü artık eskisi gibi eş dost muhabbetleri çok sık yaşanmıyor. Şehir yaşamının koşuşturmacası içinde herkes kendini zor eve atıyor. Bir telaş yemek ye, sofrayı topla, çocuğun dersiyle ilgilen derken vakit geçiyor ve kimseyle görüşecek hal kalmıyor. Günün stresini atmak biraz kafa dağıtmak için yapılabilecek en iyi şey koltuğa uzanıp dizi izlemek oluyor. Her akşam bambaşka hayatlara konuk olup, uzaklaşıyoruz günlük hayattan... Psikiyatri Uzmanı Dr. Gül Bahar Cömert Agouridas; 'çocuklarımızı her alanda olduğu gibi izleyiciyken de kollamak hepimizin görevi. Yaşamının en meraklı döneminde, bu merakın şiddet sahneleri ve gereksiz korkutucu programlarla engellenmeyeceği yayınları seçme görevi ailelere düşüyor' diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor: 'Bir süre sessizce çocukla birlikte izlemekten hoşlandığı yayınları seyretmek, onun neyi izlediğini anlamak ve yönlendirmek ebeveynlere düşüyor... Çocukların uzun süre televizyon karşısında kalmaları dil yeteneklerini azaltacağı bildirilse de daha kısa süre ve eğitici yayınlarla tam aksinin olması da mümkün. Teknolojinin gelişmesiyle onları televizyondan, bilgisayardan uzak tutmak mümkün olmasa da denetlemek ve sınır çizmek önemli. Hayvanları ve insanları sevmeyi, paylaşmayı önemseyen, hayal dünyasını genişleten, olumlu duygulara karşı olan merakı arttıran, haset ve şiddeti kötüleyen ama yaramazlığa da müsaade eden yayınlar çocuğu besleyecek, ruhsal gelişimine destek olacaktır.'