Bundan 500 yıl önce, ardında hiçbir belge bırakmadan ortadan kaybolan ve Osmanlı saray sanatı olarak anılan İznik Çinileri, İznik Vakfı'nın müthiş çalışmalarıyla bundan 25 yıl önce geleneksel yöntemlerle, aynı malzeme ve kalitede üretilmeye başlandı. Bugün vakfın İznik'teki atölyesinde, orjinal reçeteler ve tamamen el işçiliğinde İznik Çinisi üretiliyor.
İznik Çinileri Türkiye'nin yanı sıra Kanada'dan, Dubai, Abu Dabi, Tayland'a, Japonya'dan Şili'ye dünyanın dört bir köşesinde villaları, anıtları, metroları süslüyor.
Son olarak İznik Vakfı Çinileri içeriği ve üretim biçimi itibariyle doğaya ve insana zarar vermeyen, hem iç mekan hem dış mekan için çevre dostu bir malzeme olarak C2C belgesini almaya hak kazandı. Bu sanatın hayata döndürülmesinde imzası olan kişi ise Prof. Dr. Işıl Akbaygil.
Hayatının 30 yılını bu işe adayan Akbaygil oğlu Kerim'i de bu işin içine kattı. Akbaygil ile geleneksel sanatımızın hayata döndürülme hikayesini konuştuk:
-İznik Çinilerinin hikayesi nasıl başlıyor?
- 16. yüzyılda yapılıyor ve 17. yüzyılın başında da bitiyor. Oysa Osmanlı'nın olduğu tüm yerlerde ve camilerde, saraylarda kullanılmış.
Camilerde en güzel halılar, en güzel çiniler kullanılıyor. Mimar Sinan en güzel mimariyi uyguluyor. Bir sanat eseri ve simge olarak görülüyor o zamanlar. O yüzden en güzel çiniler yapılıyor. Saraya yapıldığı için maliyeti çok yüksekmiş o zamanlar. Ne zamanki saray yapmaktan vazgeçmiş, ustalar da vefat ettikçe, bu sanat yok olmuş.
- Sizin İznik Çinilerine olan ilginiz nereden kaynaklanıyor?
- İstanbul Üniversitesi'nde sosyal bilimler fakültesindeydim ve üniversite olarak İznik Çinileri'nin kazı çalışmalarını yapıyorduk.
Dünyada biliniyordu ama yapılmıyordu İznik Çinileri... Oradan çıkanlarla bir sergi yapmaya karar verdik. Dünyada büyük yahkı uyandırdı ve çok büyük ilgi gördü. Herkes sergiye çini eserlerini vermek istedi. Bir fırından çıkıp tüm dünyaya yayılan çiniler, 400-500 sene sonra buluştu. Bu sırada İznik Çinileri envanteri niteliğinde bir kitap çıkardık.
Bu yolla İznik Çinileri yeniden gündeme geldi. Bir vakıf kurduk.
- Bitmiş bir sanatı canlandırmak için harekete geçtiniz yani...
- Evet. Kütahya'dan çiniyi bilebilecek ustaları getirdik. TÜBİTAK'ı devreye soktuk, Princeton Üniversitesi'nden malzemeyi çok iyi bilen Türk hocalar geldi. Bilimsel, analiz, amatör tarafı birleşti.
Kurduğumuz ar-ge merkezinde İznik Çinisi üretimi yapmaya başladık ama 1993'ten, 1995'e kadar yaptığımız her şeyi attık.
Olmadı çünkü... TÜBİTAK'a gönderiyorduk, "Olmadı" diyorlardı. Hatta o zaman İstanbul Menkul Kıymetler Borsa'sından ilk işimizi almıştık. Borsa binası yeni taşınıyordu Emirgan'a ve açılışta bizim yaptığımız çinileri de tanıtacaklardı. Ama İznik Çinileri olmuyor bir türlü... Sonunda bu işi yapmamaya ve atölyeyi kapatmaya karar verdik. O sırada son bir karışım yanlışlıkla yapıldı ve oldu! Açılışa yetişemedi ama sonra yaptık İMKB'ye o çinileri...
- Sonra nasıl ilerlediniz?
- Recep Tayyip Erdoğan o zamanlar İstanbul belediye başkanıydı. Ona gidip, durumu anlattım. "Tamam hocam, tüm metroları kaplayalım" dedim. Ne sevindik. O zaman kadromuz 100 kişiye çıktı. İş almaya başladık...
Marmaray, metrolar, üniversiteler, okullar, yurtdışındaki işler derken bu noktaya geldik...
Ve nasıl Moskova metrosu bir müze gibi ziyaret ediliyorsa, bizim metrolar ve Marmaray'da İznik Çinileri'yle meşhur oldu.
HAYAT BOYU TURKUAZ BOYAYAN USTA VAR
- Neden özel üretimi İznik çinisinin?
- Kontür ustası hayat boyu kontür çeker, hayat boyu turkuazı boyayan usta var. Kuvars çok önemli ve özel bir malzeme. Bu çiniler çok yavaş 940 dereceye kadar ısıtılıyor, çok yavaş soğutuluyor. Daha yüksek pişirirsen porselen, daha yüksek pişirirsen cam olur ve kuvars özellikleri kaybeder. Çini kuvarsın tüm özelliğini taşır. Bir tek çini 70 günde üretiliyor.
Önceden stoklıyoruz ham karoları ve süreyi kısaltıyoruz.
Bize bir sipariş gelse tam kapasite çalışsak bir ayda teslim edilebilir.
- Bir misyonununuz var....
- Bu çiniler bugün yapıp yarın atılacak şeyler değil. Bir iş yapıyorsun ve 500 sene sonra yaşayacak hevesiyle imza atılıyor onlara.
- İtalyan sanatçı Ettore Sottsass da tasarım yapmış size...
- Evet kendi duymuş, geldi. Biz de ondan ilham alıp modern çiniler ürettik.
- Hermes mağazası en ilginç işlerinizden sanırım...
- 2009'da Paris'teki Maison Hermes mağazası ve 16 showroom'unun vitrini, İznik Vakfı çinileriyle tasarlandı; binlerce euroluk eşarp, giysi ve çantalar İznik çinileri arasında sergilendi. Klasik desen çiniler hakimdi, İznik çinisinde bulunmayan turuncu renk ise Hermes için özel olarak üretildi.