İstanbullu tarihçi Saro Dadyan, Beyoğlu'ndaki eski kitapçıları gezerken eline değerini başta tahmin edemediği bir risale (kitapçık) geçti. 1896'da İsviçre'nin Cenevre kentinde basılmış olan risaleyi Jöntürklerin kaleme almış olması yüksek ihtimal.
TEK KOPYA BİLİNİYORDU
Orijinali Osmanlı Arşivleri'nde el yazması halinde bulunan risalenin tek kopyasının Mısır'da basıldığı ve 1905'te Yahya Kemal Beyatlı tarafından Paris'te görüldüğü sanılıyordu. Şehir Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi Saro Dadyan ise, "Oysa bir kopya daha varmış. Yurtdışına nasıl çıkarıldığı bilinmiyor. Değeri eşsiz" dedi.
İDARİ ANLAŞMAZLIKLAR
"Midhat Paşa ve Damad Mahmut Paşa hazretlerinin şehit edilmeleri" başlıklı risalede, bir dönem sadrazamlık da yapmış olan Midhat Paşa'nın Sultan Abdülhamid ile yaşadıkları idari anlaşmazlıklar üzerine sürgüne gönderildiği Taif Kalesi'nde yaşadıkları ve 7 Mayıs 1884'de boğularak öldürülmesi anlatılıyor. Omzundakin çıbandan öldüğü sanılan Midhat Paşa'nın aslen boğdurulduğunu kaydeden kitapta, paşanın sütle de zehirlenmeye çalışıldığı aktarılıyor. Risalede ölüm anı şöyle anlatıldı: "Midhat Paşa, hizmetkârı Arif Ağa'nın kışlada hapiste tutulmasından dolayı yalnız kaldığından Namıkpaşazade Ali Bey'in yanında yatmakta idi. Herkes derin uykudayken odanın kapıları kırılarak Ali Bey dışarı alındı ve Midhat Paşa boğduruldu."
YAĞLI VE SABUNLU İP
Risaleye göre Mahmut Paşa da yağlı ve sabunlu ip boynuna geçirilerek öldürüldü. Naaşlar sabahleyin kale duvarı dibine defnedildi. Risaleyi sahafta gezerken bulduğunu aktaran Saro Dadyan, "İlk defa böyle bir şey görüyordum. Cenevre'de basılmış. Hicri takvimle 1314'te yazılmış. Sahaf 10 TL istedi. Değeri ise çok fazla" diye anlattı.
ORiJİNALİ ARŞİVDE VAR
Dadyan'a göre, risalenin orijinali bugün Başbakanlık Osmanlı arşivlerinde yer alıyor. Tarihçi İsmail Hakkı Uzunçarşılı'ya göre, Mısır'da basılandan başka kopya olduğu bilinmiyordu. Bulduğu risaleyi orijinaliyle karşılaştıran Dadyan, bire bir aynı olduğunu belirtti.
MAHKûMLAR MI YAZDI?
Risaleyi yazanın Taif'teki mahkûmlardan biri olabileceğini belirten Dadyan, "Şeyhülislam Hayrullah Efendi ile Namık Paşazade Ali Bey yazmış olabilir" diye konuştu.