10 parmağında 10 marifet olan bir adam Fatih Ürek. Bu yıl ünlü bir restoran zincirinin Bodrum şubesini açmış. Hem yeni işini hem de projelerini konuştuk.
'
Küçükken terzi yanında çalıştım' dediğini hatırlıyorum Fatih'im.
- Evet abi. Erzurum'da el kadar çocuktum, dikiş nakış öğrendim. Züccaciyede bardak-çanak sattım, kumaşçı, mobilyacı çıraklığı ve avukat kâtipliği yaptım. Sonra da tiyatrocu, şarkıcı, senarist, oyuncu, yönetmen, gazino patronluğu. Son olarak gördüğün gibi lokanta-bar işletmeciliği.
Mekân güzel de fiyatlar, yemekler nasıl?
- Abi hemen dene, ne istersin bak mönüye lütfen.
'BENİ GÖRMEK İÇİN TUR DÜZENLİYORLAR'
Bilsem tok gelmezdim.
- Tatlı sunacağım o zaman. Özel tatlım var. Fıstıklı su muhallebisi içine tel kadayıf koyup, dondurmayla servis ediyoruz.
Picasso çalışıyor demek ki mutfakta. Nasıl tatlı o?
- Dene fikrin değişsin abi.
'
Eyvah Eyvah 2'de rol alacaktın, ne oldu?
- Öyleydi ama vazgeçmişler.
Kim geçse gülümsüyor, sevilmek güzel...
- Şirketler Fatih Ürek'i görme turu düzenliyor İzmir'den, Bursa'dan, Kütahya'dan. Mekânın önünde inip sarılıp öpüyor, fotoğraf çektirip gidiyorlar.
Siyasi partilerden teklifler alıyormuşsun.
- Üniversite bitirsem siyasete girerdim. Milletvekili, bakan bile olurdum. Bunca tecrübem, bilgim, görgümle süper becerirdim.
'BABAM İÇMESİN' DİYE DUA EDERDİM
'
Kör İmam' rolün ne oldu?
- O da yattı. Murat Dalkılıç'ın 'Fikriye' filminde Atatürk'ün yaveri Fevzi Çavuş'u canlandıracağım.
Başına iş alma! Vazife çıkarıp sataşırlar sana.
- Alışkınım. Küçükken bile sataşır alay ederlerdi. Camiye gider ağlardım. Tek orada kimse alay etmiyordu benimle. Köşeye çekilir dua ederdim: "Allah'ım başarılı olayım, ailem dua etsin, alkolik babam bıraksın, içmesin."