Sağlık Bakanımız Recep Akdağ'ın babası da eski bir siyasetçi. 1974'te Milli Selamet Partisi (MSP) milletvekiliymiş baba Yahya Akdağ. Dadaş kentte çok sevilen, mütedeyyin, ağırbaşlı ve bilge bir adammış. Oğullarına kendine yaraşır bir vasiyet yazmış kendi elleriyle. Demiş ki; "Evlatlarıma vasiyetimdir. Bu memleket, hizmet edecek insanları bekliyor. Kendi arzularınızı bir tarafa bırakarak millete hizmeti şiar edinin ve bunu bir ibadet aşkıyla yapın. Bu hizmeti iyi bir şekilde yapabilmek için kendinizi iyi hazırlayın. Hiç bir zaman dünya nimetleri sizi aldatmasın." İşte bu sözler genç üniversite öğrencisi Recep için hareket noktası olmuş bir nevi. MOLA'mız sırasında Erzurum Evleri adlı tarihi mekânda bunları anlatıyor Bakan Akdağ. Sorduğum her soruyu içtenlikle yanıtlıyor:
Daha gençlik yıllarında siyasete gönül düşürmüştünüz yani?
Savaş Bey bakın şu Erzurum'a. Nasıl da coşku içinde. Çocukluk yıllarımın Erzurum'uyla fersah fersah fark var. O zamanlar fakirlik, yoksulluk ve yoksunluk karlar kadar örterdi kenti.
BAŞARILI BİR ÖĞRENCİ
Padişah fermanıyla vergiden muaf tutulan tek yerleşim yeriymiş?
Doğrudur. 4'üncü Mehmet gelip görmüş, bu şehir senede 8 ay kar altında. Zor geçinip yaşıyorlar. Vergi alınmasın diye ferman çıkarmış.
Darısı teşviklerin başına. Kayseri'yle aynı teşviki alırsa kim burayı tercih eder ki? Pozitif ayrımcılık gerek sanki?
Haklısınız. Bu yönde çalışmalar yapılıyor zaten. Sorunuza dönersek, işte o zor koşullar üzerine bir de baba vasiyeti gelince akademisyenliğin yanı sıra siyaset de şart oldu.
Nasıl bir ortamda yetiştiniz Erzurum'da?
İspir'de 1960 yılında doğdum. Evimiz nohut oda, bakla sofa denecek kadar mütevazı bir ev. Tek bir tuvalet-banyo var. İçi dar, içindekilerin yüreği geniş bir aile evi.
"Çok başarılı bir öğrenciydi" diyor okul arkadaşlarınız.
Milliyet gazetesinin 1971'de tertip ettiği bilgi yarışmasında ilkokul öğrencileri arasında il birincisi olmuştum diyeyim, anlayın gerisini.
Kendi şehrinizde üniversite okumuşsunuz.
İstesem her üniversiteye girecek puanım vardı. Erzurum'u tercih ettim. Okuldan sonra ayrılmadım, akademik kariyer yaptım. Önce çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı oldum. Yüzlerce makalem yayımlandı.
İngiltere'ye de gitmişsiniz bir süreliğine.
UÇAKTA YOLCU KURTARDI
Londra'da 1 yıl kan hastalıkları üzerine çalışmam var. 1999'da da profesör oldum. Daha sonra da siyaset günleri başladı biliyorsunuz.
Kişisel bir teşekkürümü burada sunmalıyım. Rahatsızlığım sırasında bizzat sizden ve bakanlık personelinizden yakın ilgi ve destek gördüm.
Eksik olmayın. Sizi severiz hepimiz.
Çocuk sağlığı uzmanıydınız ve oğlunuz bir rahatsızlık geçirdiğinde Afganistan'dan döndünüz apar topar. Dönerken de bir hayat kurtardınız değil mi?
Uçakta hastalanan bir yolcuya müdahale ettim. Oldukça önemsediğim bir hatıramdır. Cezayirli bir yolcuydu.