Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de basın özgürlüğü konusunda söz söyleyecek en son kurumun CHP olduğunu dile getirdi. Basın ve ifade özgürlüğü konusunda tarihten örnekler veren Erdoğan, CHP tek partili döneminde Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz'ın kitaplarının yasaklandığını gösteren ve gazetelerin kapatıldığını ortaya koyan 16 belge gösterdi.
AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, tutuklu gazeteciler tartışmalarına geniş yer ayırdı. Bu konuda haksız mesnetsiz kampanyaların, Türkiye hakkında negatif bir izlenim oluşmasına neden olduğunu dile getiren Erdoğan, "Gazeteci olarak takdim edilen hükümlülerin büyük çoğunluğunun diğer bazı suç isnatlarıyla içerde tutulduklarını biliyoruz. Çoğu gazeteci değil, gazeteci olanlar ise gazetecilik faaliyetinden dolayı içerde değil. Öyle zanlılar var ki bizzat terör eyleminin içinde bulunmuşlar. Silahlı saldırıda bulunmuşlar, polis katletmişler, ateşli silah bulundurmaktan tutuklanmışlar, terör örgütünün yayın kuruluşlarının kimlik kartları çıkıyor. Bunlar tutuklandığında, terör örgütü gazeteciler tutuklandı diyor. Maalesef anamuhalifet genel başkanı da bu kampanyanın bir parçası oluyor. Yurt dışında Türkiye'yi kötülüyor." dedi.
TÜRKİYE'Yİ ELEŞTERİN PAUL AUSTER'E: SEN NE CAHİL ADAMSIN
Bir gazeteye röportaj veren yazar Paul Auster'i de sert dille eleştiren Erdoğan, "Bu zat 'Hapiste yatan gazeteciler yüzünden Türkiye'ye gelmiyorum' diyor. Ha biz sana çok muhtaçtık. Gelsen ne olur gelmesen ne olur ya. Türkiye itibar mı kaybeder. Türkiye'ye Fransız bu yazarın ifadelerine sahip çıkıyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Kendince Türk hükümetini eleştiren bu yazar en son İsrail'e gitmiş. Güya İsrail demokrat laik bir ülke. İfade özgürlüğü, insan hak ve özgürlüklerinin olduğu bir ülke. Ya sen nasıl cahil bir adamsın ya. Gazze'de bombaları atan, kimyasal bombaları atan bunlar değil mi. Bizdeki Kılıçdaroğlu görmezse bunlar da görmez. Mayıs'ta İsrail'deki yazarlar konferansına Kılıçdaroğlu ile bu yazar birlikte giderler. İçerde olan bu gazeteci dediklerinizin hangi gazete ve ajans tarafından kart sahibi olduklarını bir araştırır mısınız. Araştırın da bunların arkasında olun bakalım. Basın özgürlüğü konusunda Türkiye 9 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak ölçüde mesafe kat etmiştir." değerlendirmesi yaptı.
DERSİM BELGELERİNDEN SONRA SANSÜR BELGELERİ
Basın özgürlüğü konusunda, yine tarihten örnekler vereceğini söyleyen Erdoğan, 1940'lı yıllara ait 16 belgenin dosyasını çıkardı. Erdoğan, elindeki dosyayla ilgili şunları söyledi: "Bunların hepsi aslında yüzlerce belge, cumhurbaşkanı olarak İsmet İnönü'nün imzası var. 16 belgenin tamamında CHP'lilerin imzası var. Elif Ba kitabını yasaklamışlar. Bu zihniyete ne denirse CHP zihniyeti odur. Hz. Ali'nin cenklerini yasaklamışlar. Sen bu işleri iyi bilirsin Kılıçdaroğlu. Acaba CHP zihniyeti bunu niye yasaklamış. Arapça levhaları yasaklamışlar. Cumhuriyet gazetesi başta olmak üzere birçok gazeteyi kapatmışlar, yayınlarını durdurmuşlar. Beraber düşünce dünyasını paylaştıkları Aziz Nesin, Rifat Ilgaz, Sabahattin Ali'nin kitaplarını yasaklamışlar. Aziz Nesin'in Azizname kitabının yasaklanmasına ilişkin 27 Aralık 1948 tarihli bakanlar kurulu kararı. Toplatmışlar. Sabahattin Ali'nin kitabının toplatılmasına dair 1944 tarihli karar. CHP'nin sadece tarihi değil bugün taşıdığı zihniyet de aynen bu. Allah'ın izniyle Türkiye bu karanlık süreçlere geri dönmeyecek. Yapacağımız reformlarla Türkiye'nin bu kısır döngüden kurtulmasını sağlayacak genç nesillere pırıl pırıl ülke hediye edeceğiz. Hiçbir suç faili meçhul kalmayacak. Ucu nereye dokunursa dokunsun, kime dokunursa dokunsun sabırla elimizden gelen çabayı göstereceğiz."
"BİZDEN İKTİDAR YORGUNLUĞU BEKLEYENLER BEYHUDE BEKLİYOR"
Kılıçdaroğlu'nu, çek sahteciliği yapan adamları yanında taşıyıp Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında iddialarda bulunduğunu söyleyen Başbakan, "Mahkeme karar verdi. Belediye başkanımdan özür diledi mi? Sen neyle tatmin olacaksın? Bunların, dürüstlük yanından geçmiş değil. AK Parti milleti, milletin değerlerini öğüten köhne çarka kendisini asla kaptırmayacak. Bizden 9 yıldır iktidar yorgunluğu, metal yorgunluğu bekleyenler beyhude beklediler. AK Parti'nin erimesini bekleyenler kendileri yoruldular, eridiler. Milletin daha fazla desteğini alarak büyüyerek bugünlere geldik. Bu teşkilat yoruldukça koşan koştukça açılan yağız atlar gibidir." diye konuştu.
