Bayern Münih'in Fransız yıldızı Frank Ribery, sadece yarım sezon geçirmesine rağmen Galatasaray'da geçirdiği günlerin unutulmaz olduğunu söyledi. UEFA tarafından bu yıl Avrupa'da en iyi oyuncu seçilen Ribery, G.Saray'a transfer olduğunda 21 yaşında olduğunu hatırlatarak, "Bu benim için çok iyi bir seçimdi. Orada yarım sezon kaldım ancak İstanbul'da unutulmaz anılarım var. İstanbul, harika bir kent ve taraftarlar da olağanüstü. Türkiye'de kendimi krallar gibi hissediyordum. Herkes beni çok seviyordu. G.Saray'ın efsanesi Hakan Şükür ile birlikte oynama imkanı da buldum" dedi.
Eşim Belhami için müslüman oldum
Cezayir asıllı eşi Wahiba Belhami için 2002 yılında İslam dinini seçen ve Bilal isminini alan Ribery, "Dinim, benim özelimdir. İnançlı biriyim ve İslam dinini tercih ettiğim günden beri kendimi zihinsel açıdan gelişmiş ve güçlenmiş hissediyorum" dedi. İnsanlara saygı göstermeyi babasından öğrendiğini de söyleyen Ribery, "Hayatımın her döneminde ayaklarımın yere basmasını o öğretti" şeklinde konuştu.
Babamla birlikte inşaatta çalıştım
Ribery, çocukluk günlerinde zor ve yoksul bir hayat sürdüğünü hatırlatarak, "Geçinebilmek için babamla birlikte inşaatta çalıştım. Küçükken de futbol oynardım. Futbolun benim için okuldan daha önemli olacağını biliyordum. Daha doğrusu, futbol sayesinde hayatta kalmamız için gerekli parayı kazanabileceğimi biliyordum. Ancak böylesine büyük bir kariyer sahibi olacağımı hayal dahi etmemiştim. Fransa birinci ya da ikinci liginde oynayabileceğimi düşünüyordum. Babam ve eşim benim en büyük desteğimdi. Futbol bana her şeyi verdi" şeklinde konuştu.