Sırada Limassol maçı var. O maça baktığınızda Fenerbahçe'nin şansını nasıl görüyorsunuz ve tabii maçın Güney Kıbrıs'ta oynanacak olması nedeniyle de tribünlere Türk bayrağı girip girmeyeceği konusunda da tartışmalar var.
Son günlerde biraz ayılır gibi olduk. Fenerbahçe'ye Kıbrıs Rum Kesimi çıkınca sandılar ki Türkiye üçüncü liginden bir takım çıktı! Hayır. Kıbrıs sporu, çok hızlı bir şekilde gelişme içinde... O minnacık Kıbrıs'ın olimpiyat başarılarına bakın, bizimle yarışır.
Futbol takımları, kulüp takımları, milli takımları oldukça iyi sonuçlar alıyor. Kimse, 'keklik Kıbrıs takımı... Üç tane atayım, geleyim' diye bakmıyor. Allah'tan Fenerbahçe'ye 'Kendinize gelin. Kıbrıs'ta her türlü sonuç olabilir' uyarıları başladı.
İşin bir de siyasi yanı var tabii...
Siyaset de değil. Ne yazık ki ülkelerde fanatikler böyle durumlarda çok etkili oluyorlar. Orada çok güzel bir plan hazırlanmıştı.
Güney Kıbrıs, kuzeyden gelenlerin güneye geçmelerini resmen kabul etmiyor. Gayri resmi ediyorlar. Ben geçtim mesela... Ercan Havaalanı'na indim, kuzeyde kaldım. Sonra arkadaşlarla beraber Güney Kıbrıs'a geçtik. Kimse de 'Nereden geliyorsun, nasıl geliyorsun' diye bir şey sormadı. Oradaki Rum polise, kimliğimizi gösterdik, gittik, gezdik, dolaştık, kahve içtik, yemek yedik ve döndük.
Burada adını koyalım. 'Fenerbahçe de taraftarlarıyla gelsin, kuzeyde otelde kalsın. Maç günü hep beraber Limassol'a gidilsin, oynansın ve dönülsün.' Başlangıçta bu düşünce fevkalade olumlu karşılandı, neredeyse olmak üzereydi. Fakat tabii güneydeki fanatikler, kıyamet koparınca plan bozuldu.
'Bayrak açılmasın, o olmasın, bu olmasın'ların arkasında o fanatiklerin olay çıkarmasını engelleme, fırsat vermeme çabası var. Güney Kıbrıs yönetimi, Türkiye'ye bir nefretten dolayı 'Bayrak açılmasın' demiyor. Oradaki fanatik Rumlar, Türk bayrağına karşı bir eylem yaparlarsa, oraya gelen Türkler de armut toplamıyor, 'Vay sen benim bayrağıma nasıl hakaret edersin' deyip, karşılık verirse durduk yerde olay çıkar.
Bu maçların amacı olay çıkarmak değil. Tam tersine aralarında gerilim olan ülkeleri yumuşatmak. Yoksa UEFA bir karar alır; Türk takımlarıyla, Kıbrıs Rum takımları birbirlerine düşmezlerdi. Ne de olsa ikisinin de finale kadar gidecek hali yok. Amaç bu değil. Amaç artık Kıbrıs'taki gerginliği ortadan kaldırmak. Türkler oraya gitsin, onlar buraya gelsin. Yani bu Türkiye'ye karşı alınmış bir karar değil, kendi içlerindeki fanatiklere karşı alınmış bir karar.
Ama 'açtırma kutuyu, söyletme kötüyü' diye bir laf vardır ya... 'Aman bunları azdırmayın.'
Ayrıca daha evvel ben köşemden yazdım. Limassol takımının kuruluş gerekçesi Fenerbahçe. Sarı-lacivert olmasının sebebi de o. Lefkoşa'daki, Çetinkaya, Kıbrıslı Galatasaraylılar tarafından kuruldu. Rahmetli Galatasaraylı Naci Özkaya antrenörlüğe getirildi. Naci Özkaya, Çetinkaya'yı Kıbrıs şampiyonu yaptı, ilk Kıbrıs şampiyonu olan Türk takımıdır. Rumlar şampiyon oluyordu o zamana kadar. Bir efsane oldu Galatasaraylı Çetinkaya. Onun üzerine Limasollu Fenerbahçeliler de Galatasaraylı Çetinkaya'ya karşı bir takım kurdular; sarı-lacivert Limasol... O zaman takımın yarısı Türk, yarısı Rum... Yani işin özü Fenerbahçe hayranı, Fenerbahçe sevgisi olan bir takım Limassol. Kıbrıs'ın Fenerbahçe'si ile İstanbul'un Fenerbahçe'si oynayacak.