"Sabrın sonu selamet" diye boşa dememiş büyükler... Mayıs 2011'de F.Bahçe'ye imza atan Sezer Öztürk zorlu bir süreçten geçti. 4 Kasım 2011'de F.Bahçe formasıyla ilk kez 11 çıktığı Sivas maçında sağ arka adelesinde 3. derece yırtık oluştu, 2 aylık tedavinin ardından 29 Ocak 2012'de Mersin İY maçında sakatlığı nüksetti. 27 yaşındaki futbolcu, Orduspor'a attığı golle bir anlamda çektiği sıkıntıların karşılığını aldı... "Mersin maçında soyunma odasından ağlayarak ayrılmıştım. Aynı yere bu kez sevinç gözyaşlarıyla döndüm. Takımdan ayrı kaldığım dönemde sürekli rüyalarımda sürekli Saracoğlu'nda gol attığımı görüyordum. Gol attığımda yere yığılıp kaldım, 'Acaba rüya mı görüyorum' diye düşündüm. Tüm takım üstüme çıkınca gerçek hayat olduğunu anladım."
Önce hocama sarıldım
Sezer Öztürk, yaşadığı kötü günlerde ve sakatlık sürecinde Aykut Kocaman'ın büyük desteğini gördüğünü söyledi. Sezer "Beni hep aradı. Hem hastanede hem de evimde sürekli ziyaret etti. Bir hocanın futbolcusuna böyle inanması bir futbolcu için en güzel şey. Geri dönüşümde onun etkisi çok büyük. O nedenle soyunma odasına döndüğümüzde gidip ilk işim ona sarılmak oldu" dedi.
Artık oğlum olmadan asla
Orduspor maçında tribünlerin maskotu Sezer'in oğlu İsmail'di... Kadıköy'e ilk kez gelen İsmail, bundan sonraki maçlar için bileti kaptı... Sezer "Bana uğur getirdi" dediği oğlu için de şunları söyledi: "Attığım golden sonra kendime gelince gözlerim İsmail'i aradı. Baktım o da benim gibi ağlıyor. O anı artık ömür boyu unutamam. Bundan sonra İsmail'i Kadıköy'deki her maça getireceğim."
Dedikodulara çok üzüldüm
Sakatlık sürecinde en çok 'gönderilecekler listesi'nde adımın yer aldığı haberleri beni üzdü. Hiç oynamadan nasıl kendimi gösterebilirdim ki? Hem oynamayıp hem de böyle dedikodulara maruz kalmak insanı moral olarak bitiriyor. Bundan sonraki hedefim, aldığım süreyi uzatmak ve bu sürede takıma daha fazla katkı sağlayabilmek."