Hakkı YALÇIN: Kaosu "Mert çocuk" önledi
Dün gece Fenerbahçe için kaostan uzaklaşmak adına önemli bir galibiyet sayılabilir. Ama takımdaki doğrularla yanlışları sorgulamak da, galibiyet kadar önemlidir. Çünkü 3 puana rağmen, futbol olarak bir şeyler hala net değil. Bulanık sistem, daha çok
şeylere gebe.
Fenerbahçe adına lige sıfırdan başlamak gibiydi de, iki maçlık esaretin Eskişehir karşısında cesarete dönüşmesi için ikinci yarıyı beklemek zorunda kaldık. Çok adamlı ilk teşebbüs golü de beraberinde getirdi. Kuyt'un attığı golde, Eskişehir cezaalanı içinde, Fenerbahçeli futbolcu sayısı ilk kez Eskişehir'den çoktu. Kazanmak için gösterilen enerjinin, iyi futbol için gösterilmediğini söylemek haksızlık olmaz. O yüzden dün geceki sonuçtan sonra, hayalleri dik tutsak da, gerçekleri inkar etmemek gerek.
Gecenin tek yıldızı vardı. Galibiyetin tek sebebi. Mert Günok. .. Olmayan penaltıyı harika çıkardı. Olası kaosu da o önledi. Onda bir kalecide olması gereken her şey var. Cesaret, zeka, yer tutma ve içgüdü. Ve muhteşem bir fizik. Üstelik genç ve ahlaklı. Bir kez olsun haddini aşan bir gösterinin içinde görülmedi. Türkiye'nin en kaliteli kalecisi dersem, kimseye haksızlık etmem. Milli takımın güvenle teslim edileceği en önemli isim dersem de, haddimi aşmam. Üç direk arasında kaleci gibi duran başka birini göremiyorum. Kesinlikle alternatif kaleci değil. İlk tercih!
Fenerbahçe ilk yarıda çok dağınıktı. Hatlar arızalı, pozisyon üretimi kesintide. Orta alanda oyunu yönlendirecek kimse yok. Enine paslardaki zenginlik,
dikine paslarda mevcut değildi.
Fenerbahçe'nin en büyük sorunu, hücuma az adamlı çıkıp, hücuma destek vermesi gerekenlerin aldıkları "arka koltuk pozisyonu!" Takım sistemsiz oynuyor. Bu da takımda güvensizliği körükleyen en önemli neden. Orta alanda akıl ayaklı adam yoksulluğu, çok şeyin sebebi. Eskişehir'deki Erkan gibi mesela. Bir adam bir takımın karşısında nedir sorusunun, dün geceki en iyi cevaplarından biriydi Erkan. Webo'nun Sow'a tercih edilmesindeki yanlışlığın, sahaya yansımasını bir kez daha gördük. Emenike'nin gerçek santrfor pozisyonunun aksine, kenar oyuncu pozisyonu da tartışılılmalı. Üstelik gerçek santrfor pozisyonu boş dururken. Bir teknik adamın, doğrulara yanlış davranmaktan ne zaman vazgeçeceğini merak ediyorum.
Sonuç olarak... Fiyasko maçları sevince çevirmenin en güçlü yöntemi, bir maçı kazanmaktır. Ama bir maçlık kazanç, "Çekilin yolumuzdan, başka bir yolculuğa uzanıyoruz" demek midir? Onu gelecek haftalarda göreceğiz.