Nereden bakıyorsunuz?
Sürecin
kıdemli hukukçuları; Şekip Mosturoğlu ve Deniz Tolga Aytöre, CAS kararının ardından 2.5 saat boyunca içini döktü. Temel şikayetleri ön yargıları kıramamaktı. 5. spor mahkemesinden de aklanarak çıkamamışlardı. Tüm bu yargılamaların aslında birbirinin kopyası olduğunu belirtiyorlardı. Ellerindeki tek argüman polis fezlekesi ve tapelerdi. Onların da sorunu buydu zaten. Polis suçlamak amacı ile tapeleri yorumlamış, Fenerbahçe'yi yargılayan kurullar da bu yorumlara aynen katılmıştı. Ve en önemli vurguları... Aydınlar Federasyonu ile UEFA'nın vardığı anlaşma. Bunu kulüp olarak imzalamadıklarını belirttiler. Anlaşma; Fenerbahçe'nin 12 puanının silinmesini ve bir yıl daha Avrupa'ya gitmeyerek, UEFA soruşturmasının dışında kalmasını sağlıyordu. Yani, bugünlerin olmamasını sağlayacak, Aydınlar'ın öne sürdüğü çözüm. Yöneticiler bu anlaşmaya, "Bizi daha yargılamadan, dinlemeden, peşinen suçlu ilan edip, orada yazılanları da daha sonra uyguladıklarının ispatı" olarak bakıyorlar. Gelinen noktada bir yıl daha fazla ceza alındı ve dünyaya ilan edildi. Bunu sistemin gereği olarak değerlendiriyorlar. TFF, F.Bahçeli yöneticileri "teşebbüsten" suçlu buldu. Keza UEFA da öyle. Sonuca baktığımızda tüm dünya şu anda 'şikeci' diyor koca kulübe. Sürecin sonunu doğru görememek, bugünkü "Yaftayı" başkalarına aktarmak çabasını getiriyor galiba. Yani; "Hata biz de değil, başkasında"... Ya da "Kimse bizi dinlemedi." Eeee; sonuç ne oldu? Ve kim kaybetti... Anlatın bunu başta taraftarınız olmak üzere, herkese bakalım...