Avukat Alper Sarıca, son zamanlarda halkın tepkisinden ve kanuni yollara başvurmasından çekinilerek reklam tabelası, su deposu, baca görünümü ile baz istasyonlarının gizlenmeye çalışıldığını, bu nedenle birçok vatandaşın çatılarındaki tehlikeden habersiz olduğunu vurguladı.
Vatandaşların sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşama hakkının anayasal bir hak olduğunu söyleyen Alper Sarıca, hukuki mevzuatımızda "insanların yoğun olarak yaşadığı yerler olan meskun mahale, hastaların, yaşlıların, hamile bayanların ve çocukların yoğun olarak bulunduğu yerler olan Kamu binalarına, kreşlere, hastanelere, okullara baz istasyonu kurulamayacağı" açıkça bildirilmiş olmasına rağmen halkımızda baz istasyonları hakkında hala yeterli bilincin oluşmadığını ifade etti.
Sarıca, vatandaşların örneğin evlerine yakın yerde kurulu baz istasyonunun kaldırılması için dava açabileceğini, dava açmak için mal sahibi olmak gerekmediğini; kiracıların da Medeni Kanun hükümlerine göre dava açabileceğini, Kat Mülkiyeti Yasasına göre çatıya baz istasyonu kurulmasına ilişkin oy birliği ile oluşmayan kat malikleri kurulu kararının iptalinin de dava yolu ile sağlanabileceğini, dava sırasında tedbiren dava konusu baz istasyonunun faaliyetinin durdurulmasına, kaldırılmasına karar
verilebileceğini belirtti.
Sarıca, son olarak Yargıtayın baz istasyonları ile ilgili birçok kararında hiçbir hizmetin, insan yaşamı kadar öncelik ve önem taşımayacağını, insan yaşamında tehlike yaratan bir hizmetin, kişi yaşamı önüne geçmesinin düşünülemeyeceğini dile getirdiğini, teknolojik ihtiyaçlar yerine insan sağlığına üstünlük tanıyarak baz istasyonunun yerleşim yerlerinden daha uzak ve uygun bir yere taşınmasının gerekli olduğuna hükmettiği ifade etti.