İstanbul Florya'da yaklaşık 10 ay önce Land Rover marka cipiyle trafikte seyreden Metin Gül, aniden sağ dikiz aynasının olduğu taraftan bir ses duydu. O anda yoluna devam eden sürücü, bir saat sonra Şenlikköy Polis Merkezi'ni telefonla arayarak olayı anlattı. Polisler karakola böyle bir olay aksetmediğini söyledi. İki gün sonra kağıt toplayıcısı Hüseyin Daloğlu, Metin Gül'den cipiyle kendisine çarptığı gerekçesiyle şikayetçi oldu. Metin Gül hakkında Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesi'nde "taksirle yaralama" suçundan 1 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Daloğlu, kendisinde tik olduğu için kolunu ağzına tutarak yürüdüğünü, aracın aynasının sağ koluna çarpıp kendisini yere fırlattığını, sürücünün geri gelip düşen aynasını alarak yoluna devam ettiğini, kendisini ise yerde bıraktığını ileri sürdü. Bunun zoruna gittiğini söyleyen Daloğlu, tedavi giderlerini borca girerek ödediğini savundu.
'BU ADAMI DURDURUN'
Olay yerindeki büfede çalışan iki kişi tanık olarak dinledi. Tanıklardan Kaan Atabay, Daloğlu'nun kaldırımda yürürken kolunu cipin önüne uzattığını, sonra da büfeye gelip lavaboda jiletle kolunu kestiğini anlattı. Jilet kesiği sağlık raporuyla da tespit edildi. Yapılan incelemede Daloğlu'nun şikayeti üzerine daha önce de birçok sürücü hakkında davalar açıldığı ortaya çıkınca, mahkeme sürücü Metin Gül'ün beraatine karar verdi. Daloğlu hakkında ise adli mercileri yanıltarak suç uydurduğu gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Hüseyin Daloğlu'nun yaklaşık 2.5 ay önce Beşiktaş'ta yine aynı yöntemle bir sürücüden şikayetçi olduğu ortaya çıktı. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edilen Sedef Yılmazer'in avukatı Şule Gökyay ise "Bu adamı durdurun" dedi. Son alınan mahkeme kararı da Yılmazer'in davasında delil olarak sunuldu.